Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

64 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu bir inceleme değildir!
‘’… ben şu anda okumakta olduğunuz sözcüklerden başka bir şey değilim.’’ (s. 27) Sürrealizm yani Gerçeküstücülük akımının en büyük temsilcilerinden biri olarak sayılan Belçikalı ressam
Rene Magritte
Rene Magritte
, eserlerinde daha çok felsefi bir yaklaşım sergileyerek kalıplaşmış gerçeklik algılarına meydan okumuş ve imge-anlam arasındaki bağı sorgulamıştır. Başarılı bir ressam olmasının yanı sıra Magritte, felsefe metinlerini bol bol okumuş ve
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
'e,
Martin Heidegger
Martin Heidegger
'e,
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'a,
Ferdinand de Saussure
Ferdinand de Saussure
’a ve
Michel Foucault
Michel Foucault
'ya büyük hayranlık duymuştur. Dilbilim, felsefe ve sanat üçgeni arasında mekik dokuyan Magritte, düşünce yapısını ortaya koyduğu eserlerle de zamanında büyük bir yankı uyandırmıştır. Magritte’in bu felsefi yaklaşımını belki de bize en iyi anlatabilecek olan, 1929 yılında yaptığı ’’İmgelerin İhaneti’’ adlı eseridir. (bkz: images.app.goo.gl/NUsRtSWzk3SwotEu5) Bir pipo imgesi çizmiş ve altına Fransızca ''Ceci n’est pas une pipe'' yani ''Bu bir pipo değildir'' yazmıştır. Magritte, o dönemde büyük tartışmalara sebep olan bu eserini hem savunmak hem de onu biraz da olsun insanlara açıklamak amaçlı şu sözleri söylemiştir: ‘’Bu eser için bana ne çok soru soruldu! Siz benim tablomdaki pipoyu doldurabilir misiniz? Yapamazsınız değil mi? O sadece bir temsil, bir resim. Eğer tablomun altına ‘Bu bir pipodur’ yazmış olsaydım size yalan söylemiş olurdum.’’ Bana kalırsa Magritte bu konuda oldukça haklı. İnsanoğlunun hastalıklarından biridir bu hatta, bir şeyin resmini, imgesini gördüğümüz zaman sanki o şeyin ‘’kendisini’’ gördüğümüz hissiyatına kapılırız.Halbuki o gördüğümüz şey hiçbir zaman gördüğümüzü sandığımız o şey değildir. Beynimizin kalıplaşmış gerçeklik algımızla yaptığı bir anlaşmadır sadece. #143680075 Magritte’in düşünce yapısının şekillenmesinde büyük bir etkiye sahip olan kişilerden biri de dilbilimde yapısalcılığın babası olarak bilinen ve göstergebilimin kurucularından sayılan
Ferdinand de Saussure
Ferdinand de Saussure
’dur. Saussure’un göstergebilimdeki temel modeline göre; bir gösterge (sign), bir gösteren (signifier) ve gösterilenden (signified) oluşur. Yani bir gösteren, göstergenin gerçek dünyada algıladığımız imgesidir. Saussure'cü dilbilimde sözcükler, şeylerin kendilerine "gönderim"de bulunmazlar. Örneğin; ‘’köpek’’ sözcüğünü duyduğumuzda veya gördüğümüzde herkesin aklında farklı bir köpek imgesi oluşur. Tek bir köpek imgesi oluşması imkansızdır. Bu durum şu anlama gelmektedir: Sadece zihinsel olarak var olan anlamlar aynı zamanda var olan seslerle ilişkilendirilmemelidir. Dil sadece düşünceleri oluşturmamaktadır. Dil daha fazlasını oluşturmaktadır. Magritte de tam olarak bu konuyu eserlerinde işliyor. Saussure’dan tek farkı ‘imge’yi dil yerine resimde kullanıyor olmasıdır. Yani bahsettiği o pipo aslında bir pipo değildir, piponun sadece bir imgesidir. "Benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel imgelerdir. Akla gizemi getirirler. Doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi gören biri kendi kendine şu basit soruyu sorar: 'Bunun manası ne?' O resmin bir manası yoktur. Çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir, bilinmeyendir." —
Rene Magritte
Rene Magritte
Hâlâ akıllarda soru işareti kaldıysa, bu durumu biraz daha anlaşılır kılmak adına sizi 2400 yıl öncesine götürüyorum.
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
, ideal bir toplum hayalini canlandırdığı
Devlet
Devlet
adlı eserinin 7. bölümünde
Sokrates
Sokrates
’in ağzından ‘’Mağara Alegorisi’’ diye bir fikir dile getirmiştir. Esasen bu alegorinin ortaya atılış amacı varoluşsal sorulara bir cevap aramak olsa da aynı zamanda sanata dair hicivler de barındırır. Platon, hayatı bir mağara içinde zincirlenmek ve taş duvara yansıyan gölgeleri izlemeye mecbur kalmaya benzetiyordu. Alegoride, bir grup tutsak doğumlarından itibaren bir mağaraya kapatılmışlardır. Sırtları mağaranın girişine dönük kafalarını çeviremiyorlar ve dış dünya hakkında ise bir bilgileri bulunmuyor. Fakat bazen mağaranın kapısından geçen insanlar ve başka şeyler mağaranın duvarlarında gölge ve yansımalar oluşmasına sebep oluyor. Tutsaklar da bu yansımaları (imgeleri) gerçek olduğuna inanarak adlandırıyorlar ve kategorize ediyorlar. Birdenbire bir tutsak serbest bırakılıyor ve ilk kez dışarı çıkıyor, ışık gözlerini acıtıyor ve bulunduğu yeni ortamı garipsiyor. Etrafına bir süre göz gezdirdikten sonra bulunduğu yeni ortamda etrafındakilerin gerçek olduğunu ve gölgelerin de yalnızca onların yansımaları olduğunu öğrenince buna inanmak istemiyor. Oysa ki mağaranın duvarında gördüğü gölgeler o kadar gerçekçi imgelerdi ki! Bir süre geçtikten sonra gözleri alışıyor ve artık gerçek ile imgeyi ayırt edebiliyor. Özetle; her imge, o şeyin gerçek hali değildir, yani bu bir pipo değildir, o piponun gölgesidir! :) İşte Magritte, manifestosunu Platon’un Mağara Alegorisini baz alarak oluşturuyor ve kendi resmini görülemeyen düşüncenin görülebilir duruma gelmesi ve bu yolla formdan ayrılması olarak betimliyor.
Michel Foucault
Michel Foucault
ise bu kitapta Magritte’in eserlerindeki görüntülerin yani imgelerin, benzeyiş ile andırış’ı arasındaki ayrımları üzerine tartışıyor. Bu iki önemli düşünürün de vurgulamak istediği sorunlar aynı; sözcük-nesne arasındaki kopukluk fikrini ortaya çıkarmak. ‘’Sayfa sayısı az, ben bunu bir günde bitiririm!’’ diye düşünüyorsanız, hiç başlamayın derim. Roman gibi hemencecik okunacak bir kitap değil kendisi. Sindire sindire, tartışılan fikirlerin üzerine uzunca düşünerek okunması gereken bir yapıt bu. Felsefe, dilbilim ve sanat tarihine ilgiliyseniz büyük bir hazla okuyacağınızı düşünüyorum. Başlıkta da belirttiğim gibi: Bu bir inceleme değildir. Bu okuduğunuz şeyin bir inceleme olduğunu iddia eden mi vardı sanki? Keyifli okumalar.
Bu Bir Pipo Değildir
Bu Bir Pipo DeğildirMichel Foucault · Yapı Kredi Yayınları · 20201,280 okunma
··
6bin görüntüleme
Muhammed Çakmak okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, kaleminize ve emeğinize sağlık hocam 🌟
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Hocam faydası dokunduysa ne mutlu bana, teşekkür ederim 🙏🏻
Leman Altıner okurunun profil resmi
Evet bu bir inceleme değil başka bir şey olmuş. Editörün gözünden bir önsöz deyin ya da sonsöz.. o sizin bakış açınız... Çok beğendim, kaleminize sağlık... 😊💐
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Teveccühünüz Leman Hanım, çok teşekkür ediyorum yorumunuz için. ^^ 🌸
Nurefşan okurunun profil resmi
Dilbilim dersinde 1 dönemde kavratılmaya çalışılan şeyi 2-3 paragrafla netleştirmeniz. Güzel açıklamanız için teşekkürler. Kaleminize sağlık. 💫
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Aslında dilbilim dipsiz bir kuyu, ne kadar istenirse o kadar derine gidilebilir. Üstüne bir de akademik dil eklenince gerçekten içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. Ben de basit bir şekilde anlatmaya çalıştım, başarılı olabilmişsem bu beni mutlu eder. ^^ Teşekkür ediyorum yorumunuz için.🌸
1 sonraki yanıtı göster
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Yine sen, yine inc… pardon inceleme değildi. 🤓 Eğlenceli bir analiz olmuş, keyifle okudum. Üzerine cila olması için
John Berger
John Berger
’in
Görme Biçimleri
Görme Biçimleri
okunabilir Kayaberk. Ben de onun üzerine cila çekmek amacıyla Bu Bir Pipo Değildir’i edinmeye gideyim en iyisi. ^^
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Açıkçası çekinerek başlamıştım bu kitaba fakat büyük zevk aldım okurken,
Görme Biçimleri
Görme Biçimleri
'nden de aynı minvalde tat alacağımı düşünüyorum. Yüzyılda bir görülen Metis indirimleri devam ederken onu da alayım hemen. Teşekkür ediyorum hem önerin hem de yorumun için. ^^
Miss Nobody okurunun profil resmi
Kaydediyorum sonra okunmak üzere. Ama bu beğenmeme engel değil çünkü okumadan da biliyorum güzel bir inceleme olduğunu 🐬
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum Miss. ^^
fatma okurunun profil resmi
Ben de dün başladım bu kitaba gerçekten de hemencecik okunabilecek bir kitap değil. Sindire sindire okunulması gerekiyor. İncelemeniz çok güzel olmuş. Kaleminize sağlık.
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Kesinlikle, yavaş yavaş okumakta fayda var. Keyifli ve verimli bir okuma olur umarım sizin için de. Teşekkürler yorum için. ^^
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.