Fena değil diyebileceğim bir casusluk romanı.
Daha önceden bir olay yüzünden ıskartaya ayrılan bir MİT ajanına Orta Doğu'da önemli bir görev verilir, ancak sonrasında işlerin ne kadar karışabileceğini kimse önceden kestiremez.
Polisiye severlerin okumasında her hangi bir sakınca olmayan bir roman
Sınır ÖtesiOsman Aysu · İnkılap Kitabevi · 2009125 okunma
Hukuk Fakültesi'nde Doçent olan Orhan Alkan, karısı Rezzan'dan boşandıktan sonra toparlayamamış ve yurt dışına çıkmıştır. Yurda döndüğünde bir MİT ajanı, kendisinin Pierre adında bir tarihi eser kaçakçısına neredeyse ikizi kadar benzediğini söyler ve vatan için bir görev alarak bu çetenin içine sızmasını ister. Milli duyguları kuvvetli hoca görevi kabul eder ve olaylar gelişir.
Osman Aysu'dan güzel bir polisiye gerilim romanı.
Kurt SığınağıOsman Aysu · İnkılap Kitabevi · 199955 okunma
Son derece güzel bir macera romanı.
Bir güvenlik şirketinin iki ortağından biri olan Mervan Akat aldığı bir görev üzerine bir iş adamının karısının kaçırılmasını araştırmaktadır.
Toplantı sırasında iş adamına bir saldırı düzenlenir ve adam öldürülür.
En büyük şüpheli Mervan'dır.
Kendini aklamak ve gerçek katili bulmak zorundadır.
Bu arada da duygusal olarak hayal kırıklıkları ve yeni bir aşka yelken açar.
Macera romanları sevenlerin mutlaka okuması gereken bir roman.
Fena değil diyebileceğim bir Matt Helm romanı. Son görevinden sonra Helm Hawaii adasına tatile gitmek ister ancak patronu Mac son anda tatilde de bir iş verir. Daha önceden Almanya'da karşılaştığı ve fena dövdüğü bir diğer ajan olan Monk'un ikili oynadığından şüphelenilmektedir. Çin ile iş birliği yaptığı düşünülen Monk'u izleme görevine başlar Helm ancak işlerin içinde farklı işler vardır. Fena değil diyebileceğim bir hard boiled polisiye roman.
Proust, ''Alışkanlık en az bakım gerektirenidir; en çorak kayanın görünüşündeki çıplaklığında ilk boy atan da odur.'' Kısa sürer; ve tehlikeli biçimde acılı. Alışkanlığın temel görevi, çevresinde kendi fazla mesailerinin beyhude ve sersemletici arabesklerini çizdiği temel görev, organik duyarlılığımızı yaşadığı dünyaların koşullarına uyarlamak ve hep yeni baştan uyarlamaktır. Acı çekmek bu görevin ihmalini, ister savsaklama yüzünden isterse etkisizlik yüzünden ihmalini temsil eder; can sıkıntısıysa yeterli icrasını. Sarkaç, bu iki terim arasında salınır: bir yanda acı vardır, gerçeğe bir pencere açan ve sanatsal deneyimin başlıca koşulu olan acı; öbür uçta silindir şapkalı ve hijyenik memurlar sürüsüyle birlikte can sıkıntısı, insan kötülüklerin en katlanılabiliri çünkü en uzun ömürlüsü olan can sıkıntısı.
Asimov polisiye kitap yazabilir mi? Evet yazabilir. Eğer yazarsa kült polisiye yazarlarına taş çıkaracak nitelikte kaliteli yazar üstelik. Bu kitap bu türün zekice kurgulanmış örneklerinden biri.
Güneşin Tanrıları, Ölü Gezegen kitabının ardından gelen ikinci Robot Serisi kitabı. İlk kitaptan aşina olduğumuz Elijah Baley ve Daneel Olivaw yine bir
Quarry'nin karısı Cameron öleli üç yılı geçmişti. Bu onun hayatındaki en büyük kayıp, yaşadığı en büyük acılarından biriydi. Onun vefatının ardından, Quarry ortak yataklarında bir daha uyuyamamıştı. Yatak odasının duvarlarından birine yasladığı uzun, yıpranmış, yüzyıllık bir koltuğu kullanmıştı. Karısının banyodaki eşyalarının büyük bir kısmını olduğu gibi tutmuştu ve Ruth Ann, bunlar bir daha kullanılmayacak olsalar da, görev duygusuyla hepsinin tozunu almıştı.
Güzel bir polisiye roman daha. Victor Deliot adında ufak tefek davalara bakan bir avukata, eski bir dostu olan Baro Başkanı bir görev verir. Vouthier adında kör, sağır ve dilsiz bir yazar, Fransa'ta gelirken gemide bir Amerikan vatandaşını öldürmüştür ve hiç bir avukat onu savunmak istememektedir. Deliot bu işi üzerine alır ve şahitleri bulmaya çalışır. Mahkeme aşamasında işler değişir ve o kadar aleyhinde olan delile rağmen gerçek ortaya çıkar. Zevkle okunan bir polisiye roman.
Aşk BudurGuy Des Cars · Akba Yayınları · 19837 okunma
İsminden de anlaşıldığı üzere Marslı'da Mars'ta geçen bir hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. Tom Hanks'in oynadığı Cast Away filmini izlediyseniz eğer, bu filmin uzayda geçen versiyonu olarak düşünebilirsiniz Marslı'yı. Bir de bu uzay mücadelesine bir dolu mekanik, teknik ve biyolojik terimleri ve olayları eklediğinizde ortaya iyi bir
Heykeli dikilen bir köpeğin hikâyesi...
1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Hidesaburo Ueno, küçük bir köpek yavrusu edindi kendine.
Profesör Ueno, Japonca'da ‘sekiz tane' anlamına gelen Hachiko adını koydu köpeğine...
Beraberliklerinin sadece bir yıl süreceğini bilmiyordu. Ama o bir yılda dünya tarihine geçecek,