Leylâ, Cânım,
Kayb,berbat ve sessizim... Sessiz ve dolu:Allahtan ki sen varsın. Yoksa hâlim korkunçtu.
Burası bir köy! Yakınlarımın bütün ısrar ve gayetine rağmen,hemen anneme gideceğim. Pazartesiye trendeyim. Eve gidince senin mektubunu bulmalıyım. Anneme ilk sorum o olacak zaten.
Sen nasılsın ömrüm? Son telefonda canını sıktım mı? Ben artık annenden korkmuyorum. Aksine onu kendi annemmiş gibi seviyorum. Buna ne dersin?
Hınca hınç mısrâ doluyum. Kara ve yeşil fon,hepsinde hâkim. Biraz kendime geleyim,mendillerine,blûzlarına,yastığına mısrâlar serpeyim. Ha?
Fotoğraflarındaki "halbuki..."yi hâlâ anlayabilmiş değilim. Anlatır mısın?
Bütün bunlar,beyhude biliyorum. Şaheser olan,benim uçakla oraya gelebilmemdir. Allah kahretsin,bu hastalık,bu rezaletler ve bu aile mecburiyetleri...
Ne yapsam?
Gözlerinden öperim cânım. En çok da burnundan. Gülme,ciddi söylüyorum.
...
Yarı parçan/15 Mayıs 1954