Gözyaşım pıt :(
Cumhuriyet Bayramı gecesi, Boğaziçi vapurlarından birini tutan gençler, Dolmabahçe Sarayı'nın rıhtımına yaklaşmışlar, haykırışıyorlardı. Atatürk kesik kesik konuşarak pencereye gitmek istediğini anlattı. Kollarına girdiler. Pencere kenarındaki koltuğa oturdu. Vapurda bir kıyamettir koptu. Gençler hep bir ağızdan "Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar" türküsünü söylüyorlardı. Atatürk mırıldandı: "Bu bayramlar ve yarınlar sizindir, güle güle..." dedi ve gözyaşları ile ölüm yatağına döndü.
gözyaşım pıt.
Seni yalnız bıraktım diye Mezarından bile koşarak geliyorum eve.
Sayfa 17 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
Gözyaşım pıt
Bir tepeden denize düşerek ölür ama hiç kimse su sesi duymamıştır. Bir ses çıkaracak kadar bile varlığı yoktur ve ölümü hiç kimseyi etkilemez.
kalbim çıt, gözyaşım pıt.
Sonra ne gördüm bil bakalım! Bir uçurt­ma! İlk kez şenle birlikte görmüştüm geçen yıl. Ben ne olduğunu bilememiştim de sen demiştin uçurt­ma diye. Kocamandı şenle gördüğümüz. Bizim göğümüzdeydi hem. Bu seferki o kadar büyük değildi. Ama maviydi onun gibi. Ağabeye dedim ki: “Bak, uçurtma kaçmış!” “Hani bakayım! Nereden kaçmış?” “Bizim göğümüzden kaçmış. Ama sakın onu vurma!”
Gözyaşım pıt :(
"Sana güvenmiştim.."
Sayfa 343Kitabı okudu
Gözyaşım pıt
Milattan önce 1000’lerde Mısır’da yazılan aşk mektupları, “Onu görmek beni iyileştiriyor, konuşması beni güçlendiriyor,” diye başlıyordu.
Reklam
95 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.