Kitap tıpkı bir pusula gibi insana yol gösterir. Onun için her kitabı değil faydalı ve seçilmiş eserleri okumalıyız. Marifet çok kitap okumak değil, faydalı kitapları çokça okumaktır.
Rahmet ve mağfiretin en üst düzeye çıktığı mübarek ramazan ayına daha iyi motive olmak adına, her bir anını daha iyi değerlendirme ve konsantre olmak için yaptığım bir ramazan takvimi.Rabbim bunu uygulamayı ve hayatın tamamına tatbik edebilme gücünü bizlere nasip etsin. Tevfik Allah'tandır .
Her seher vakti sabah yeli eserken yüzümü acizlik toprağına koyarak şöyle derim :
Ey sevgili! Ben seni asla unutmam yani hiç aklımdan çıkmasın, acaba hiç sen bu köleni anar mısın ? Kısacası, hiç ben senin aklına gelir miyim ?
Seher yeli ile kastedilen saba yelidir. Çünkü gönlü yaralı aşıkların haber ve selamını ulaştırıp aşıkların şevk ve arzusunu sevgili katında açığa çıkaran odur.
onu için ona 'aşıkların habercisi' derler. haberciye 'bad'ı saba' saba yeli derler.
Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minareler görülmez, ezanlar işitilmez, Ramazan ve Kandil günleri hissedilmez. Çocuklar Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler.
İşte bu rüya, çocukluk dediğimiz bu
"Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına.
Gönül yarası desem…
Değil!
Ekmek parası desem…
Değil!
Bir dert ki…
Dayanılır şey değil."