Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
9/10 puan verdi
Öncəliklə uzun bir müddətdi oxuyub bitirəbilmədiyimə baxmayaraq, bildirmək istəyirəm ki, axıcı əsərdir və günümüzün bəzi reallıqlarını özündə əks etdirir. Bir kitab haqqındakı təəssüratlarımı ilk dəfədir bölüşdüyüm üçün böyük ehtimal ki, spoilerlər çox olacaq :) Əsər məncə özlüyündə xüsusi bir mövzuya fokuslanmayıb, bir-birinə axıcı şəkildə
Martin Eden
Martin EdenJack London · Sis Publishing · 201391bin okunma
Reklam
Yetmez ama evetçi oç.ları
“Ne pişmanlık duyuyorum ne de unutuyorum." Cümle, 1957 baharına ait; tarihin üzerinde düşünmek gerek. O sıralarda Madrid'de Francoculuğun ilk büyük içsel krizinin -Sánchez Mazas'ın her gün beraber olduğu için gayet yakından tanıdığı iki grup arasında gerçekleşen beklenmedik ama kaçınılmaz olan ittifakın tetiklediği krizin- artçı dalgaları hâkimdi. Bir tarafta, önemli bir kısmını bizzat Falanj'ın hayal kırıklığına uğrattığı insanlarla rejimin namlı ailelerinden gelen isyancı çocukların oluşturduğu solcu genç aydın kesim vardı ve Sánchez Mazas'ın iki oğlu da onların arasındaydı: 1956 öğrenci isyanının elebaşlarından biri olan, o yılın şubat ayında tutuklanıp çok geçmeden uzun süreli sürgüne giden büyük oğlu Miguel ve bu memnuniyetsiz gençlerin zevklerini, kaygılarını ortaya koyan romanı El Jarama'yı henüz yayımlayan Sánchez Mazas'ın en sevdiği oğlu Rafael. Diğer taraftaysa, muhtemelen siyasi mazilerini unutmamış ama şüphesiz ondan pişmanlık duyan ve kurulmasına katkıda bulundukları rejime karşı ister bir karar neticesinde olsun ister cesaretle olsun, mücadele başlatma noktasına gelmiş, savaş öncesi dönemden hayatta kalan eski Falanjistler vardı.
"Elin baharından güzeldir sendeki güz, elin yazından sıcaktır sendeki kış bana." diyor şair. İnsan aşina olduğu gürültüyü, bilmediği sensizliğe tercih edendir. İnsan bildiği sessizliği, bilmediği sese yeğleyendir. Sen benim alışkanlıklarım, bilmediğim sessizliğe tercih ettiğim sesimsin. SARILALIM... Yunus Emre bir şiirinde:"
Değer verdiğim yakın bir dostum bir gün takside şoförle muhabbete dalınca onun dokuz yaşındaki kızının kitap okumayı çok sevdiğini, kendi günlük çay masrafından kısarak kızına haftalık kitap parası biriktirdiğini öğrenmiş. Kendisi okuyamamış ama şimdi beş yaşındaki oğluyla dokuz yaşındaki kızının okumasını çok istediğini söylemiş şoför. Bu aydın tavrı dostumun çok hoşuna gitmiş. Eğer kabul ederlerse "Nazif Dede" olarak bu ayki kitap masraflarını karşılamak istediğini söylemiş. Şoför biraz utanarak böyle bir niyetle anlatmadığını, muhabbet olsun diye konuştuğunu söylese de "dede" olarak kabul ederlerse onu onurlandıracaklarını söyleyip ikna etmiş. Kim kime hediye verdi şimdi söyler misiniz? Artık her taksiye binişimde bu öyküyü hatırlıyorum ve o taksi şoförü ile geçici bir süre de olsa ekibin parçası olduğumun farkına varıyorum.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
340 syf.
·
Puan vermedi
"Bir annenin kaderi kızlarına geçiyor mu? Geçiyormuş işte!"
Merhaba arkadaşlar, Çocukluğumdan beri çok sevdiğim bir isimdir İclal Aydın. 90'lı yıllardan beri yapmış olduğu programları, çektiği dizileri ve yazdığı köşe yazılarını sıkı takip ederim. Dolayısıyla da yazdığı tüm kitapları okudum. Bugün ise yıllar önce ilk çıktığında okuduğum " Bir Cihan
Bir Cihan Kafes
Bir Cihan Kafesİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20202,099 okunma
Günaydın..
Çiçek gibi güzel bir gün olması dileğiyle, Hepimize gün aydın olsun..
Şu dağların meşeleri karanlık, Etekleri olur çayır çimenlik Kızanlarla burda eder yarenlik, “Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır, Yağmur yağar, pusatları ıslanır”.Sarı Zeybek şu dağların eridir, Dağlar onun bütün yoğu varıdır. Kendi sarı, bindiği at dorudur; Attan inip şu dağlara yaslanır, Gözü dalar, bakışları puslanır.Sarı Zeybek dağdan dağa
Gününüz aydın olsun kıymetli insanlar 🥰🌿💐 Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle...
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
SİSLER ŞEHRİ KISIM II Vahşiler, Kansızlar, Kan Tazısı, Lupus , Talpa, Aylak, Provokatör, Canavarımsı... Eski Dünya'nın en güçlü büyü kullanıcıları Druidler,zihnin çeşitli şekillerde mümkün kılan Zihinbazlık,kumun gün içindeki hareketlerini okuma konusunda uzmanlaşmış Çöl Kolcuları,Vahşi Büyüler; aksiyon,distopya,gerilim dolu başdöndürücü bir kurgu .  Terk edilmiş şehir;idam mahkumlarına son bir şans vermek için sekiz sektöre ayrılmıştı. Şehrin yedinci sektöründe hükümlülerin sıkı bir askeri denetimle yaşadığı bölge kimsenin içine girip çıkamadığı bir sis tabakasına dönüşür. Bir yanda güç diğer yanda özgürlük için savaşılırken her iki kesimide yok edip gücü eline geçirmek isteyen Şerif Frederick çıkıyor karşımıza.  Halka yön veren rahipler ,halkı kendi istediği şekilde yöneten şerifler ve halkı özgürlüğüne kavuşturmak isteyen Direnişçiler .  Oluşturulan fantastik dünyada roller dağıtılmış, karakterler ete kemiğe büründürülmüş. Ne kadar fantastik bir dünya olsa da yaşananlar hiç yabancı gelmiyor nedense.Tarikat kisvesi altında güçlerine güç katmak isteyenler din adamları ,bir grup asi ve dışlanmışların özgürlük mücadelesi onlara karşı tek adam olarak tüm gücü kendinde toplamak isteyen Şerif Frederick çok tanıdık karakterler değil mi ?   Zengin karakterleri ve derin kurgusuyla okuyucuları etkisi altına almayı başaran Sisler Şehri Kısım II oldukça sıradışı bir seriydi.Okuru usta anlatımıyla kurgunun içine çekerken,eşsiz bir keyif veriyor. Yazarlarımızı yürekten kutluyorum kalemleri daim olsun.
Sisler Şehri
Sisler ŞehriHakan Yurtseven · Linza Yayınları · 202313 okunma
Pay etmede edebe riayet etmediği için aslanın kurdu tedibetmesi O yüce aslan; iki baş, iki üstünlük kalmasın diye kurdun başını kopardı. Koca kurt! Mademki padişahın huzurunda kendini ölü saymadın, cezanı gör. İşte” Fentekamna minhüm?” budur. Sonra yüzünü tilkiye dönüp “Hadi, bunları yememiz için pay et” dedi. 3105. Tilki secde edip dedi ki: “Bu semiz öküz, ey emin padişah, kuşluk yemeğin. O keçiden de bahtı aydın padişaha gün ortasında yemesi için bir yahni olur. Tavşan da lûtuf ve kerem sahibi padişahın akşam yemeğidir.” Aslan “Tilki, adaleti parlattın, apaydın bir hale getirdin. Bu çeşit pay etmeyi kimden öğrendin? Ey ulu kişi! Bu pay edişi nereden belledin? “ deyince Tilki dedi ki “ Padişahım , kurdun halinden!” 3110. Bunun üzerine aslan “ Mademki sen bizim aşkımıza kendini rehin ettin; üçü de senin olsun, üçünü de al, git. Ey tilki, sen baştanbaşa bizim oldun, seni nasıl incitebilirim? Mademki sen, biz oldun; Biz de seniniz, bütün avlar da. Ayağını yedinci kat göğün üstüne bas, yüksel. Alçak kurttan ibret aldığın için artık sen, tilki değilsin, benim aslanımsın” dedi. Akıllı o kişidir ki çekinilen belâda dostların ölümünden ibret alır.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İskender Pala'nın kaleminden harika bir eseri daha okumuş bulunmaktayım. 1818 Mayıs'ında Topkapı Sarayı'ndan üç sürre devesi yola çıkar. Topkapı Sarayı'ndan başlayıp Mekke-Medine'ye uzanan yollarda kervanlar günbegün artacak ve Kabe'ye elli bini aşkın hacı ulaşacaktır. Bu yolculuk hiç de kolay olmayacaktır çünkü önlerinde sürekli bir engel olacaktır. Kum fırtınaları, çölde seraplar, susuzluk, pusuda bekleyen çeteler... Kervanda öyle isimler var ki her birinin hikayesi çok güzel işlenmiş. Benim en sevdiğim karakterler Hüdayi ve Yahya oldu. Hüdayi bir meczup olarak görülür ve kervana neden dahil olduğu bilinmez. Kah meczup gibi davranır kah oldukça akıllı... Yahya ile başta yıldızları barışmıyor gibi gözükse de can yoldaşı, iki dost olurlar. Hüdayi'nin kervana girme sebebi ise ters köşe oldu bence. Hüdayi'nin kim olduğu, Nadide ile bağlantısı... Anlatılmaz yaşanır bir kitap diyorum. Hele o Medine-Mekke sahneleri... İnsan okurken bile adeta sanki orada yaşıyor gibi oluyor. Hepimize bir gün görmek nasip olsun inşallah. İskender Pala'nın her eseri ayrı muazzam. Kitaba puanım 10/10.
Kervan
Kervanİskender Pala · Kapı Yayınları · 20213,379 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.