Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Kadınlar kavga etmezdi ama bütün kavgalar kadınlar içindi, medeniyeti kadınlar kurmamıştı ama medeniyet kadınlar için kurulmuştu. Kısacası zaten mankafa olan erkek tâifesi, cins-i latifi görür görmez daha da bir delirdiği için, onu elde etmek gayesiyle gece gündüz demeden didinip yırtınarak icatlar yapmış, ayağına üşenmeyip keşif seyahatlerine çıkmış, sırf onları tavlamak için kendini paralayıp cilt cilt kitaplar yazmıştı. Hanım kısmı erkeği, zavallının kalbine aşk okunu sokup gebe bırakır, sonra da ona dokuz doğurturdu...''
İşte böyle böyle büyüyorum, bir gündüz geliyor bir gece.
Reklam
''İnsan, geceleyin, yalnızsa, en çok kendini gereksiniyor: zaten, yalnızlığın büyük güç kaynağı oluşu da bundandır: gündüz de öyledir de, geceki yaslanış bambaşkadır. dağ delirir. Su yokuşa çıkartılır, aşağı boşaltılır.''
Sadece bir saniye için hayatın da mesaisi olması gerektiğini düşündü Zargana. Yani yaşanacak zamanın tercih edilmesi gerektiğini. Gece ya da gündüz. İkisini birlikte yaşadığı için mutsuzdu insan. Kaldıramıyordu aynı hayatın içinde hem geceyi hem gündüzü. Onun için uyku vardı belki de. Ve onun için bu kadar mutsuzdu belki de uyuyamayan insanlar...
Sayfa 187Kitabı okudu
Mevlana
Göz gamın ne olduğunu bilseydi, Gökyüzü bu ayrılığı çekseydi, Padişah bu acıyı duysaydı; Göz gece demez gündüz demez ağlardı, Gökler yıldızlarla, güneşle, ayla Gece demez gündüz demez ağlardı. Padişah bakardı ününe, Tacına, tahtına, tolgasına, kemerine, Gece demez gündüz demez ağlardı. Mevlana Celâleddin-i Rûmi - Bugünün Diliyle Mevlana( A. Kadir)
Sayfa 41 - Bugünün Diliyle Mevlana( A. Kadir)Kitabı okudu
Gündüz düş görenler, sadece gece düş görenlerin kaçırdığı pek çok şeyin farkındadır.
Reklam
Mısır Seferi'nden dönerken Koca Yavuz, hem halifelik ünvanını getiriyordu hem de Mukaddes Emanetleri. Devletin topraklarını üç kat büyütmüş bir padişah olarak onun gelişi İstanbul 'da heyecan dalgaları oluşturuyordu.Halk haftalardır ayaktaydı. Derken beklenen ordu Üsküdar 'a yanaştı.Gündüz vakti idi. Karşıya geçilebilirdi. Padişah istirahat emri verdi. Devlet adamları şaşırmıştı. Payitahta bu kadar yaklaşmışken iş miydi bu durum! Sebebi sorulduğunda tarihin kulak kesilip dinleyeceği şu ibret dolu sözler duyulacaktı, ''Halk uzun zamandır bu dönüşü beklemektedir.Şehre gündüz girersek bu başarıyı bizden bilen insanlar alkış tutacaklardır. Halbuki bu başarı bizden değil Allah'tandır!'' Koca ordu başlarındaki büyük sultan ile birlikte geceyi bekler ve insanlar yataklarına çekildikten sonra şehre girerler. İşte Osmanlı bu durumunu muhafaza ettiği müddetçe büyük kalabilmiş, ne zaman ki bu değerlerini unutmuş, zayıflamış ve nihayetinde yıkılıp gitmiş...
Sus gönlüm... Bu kışın bahara dönünceye kadar... Bu gece gündüz oluncaya kadar... Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar... Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar... Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus....
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.