Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Markopaşa · 3 Şubat 1947 · Sayı: 9
Markopaşa'nın bu sayısı ile kadroya Rıfat Ilgaz da katılmış olmalıdır. Ilgaz, Boğazlayan Ortaokulunda hastalanmış, 2 Ocak
1947'de İstanbul Validebağı Sanatoryumuna gelmişti. Kendi anlatımıyla Boğazlayan Ortaokulundaki görevine başladıktan (2 Kasım 0946'da atanmıştı) bir-iki ay sonra Markopaşa'ya katıldı
NÂZIM HİKMET ŞARKILARI
MURAT MERİÇ
Kanatları Gümüş Yavru Bir Kuş
"Nâzım Hikmet, şiirleri çok sevilen ve hep bestelenen bir şair oldu. Taş plak döneminden bu zamana hemen her dönemde Nâzım Hikmet şarkıları karşımıza çıktı. Kimi zaman bu şarkılar el altından yayıldı, kimi zaman onları dinlemek moda oldu. Türkiye'nin yükselen siyasi
Genç yöneticelere tavsiyeler
Genç yönetici dostum!
Sana öğüt vermek haddim değil, ama biliyorsun insan çoğu zaman başkalarının yanlışlarından, başarısızlıklarından öğrenir. Tecrübe edilmiş bilgilerden öğrenir. İşte hayat boyu biriktirdiğim, çocuğunu da yaptığım hatalar ve yaşadığım başarısızlıklar nedeniyle ağır bedeller ödeyerek öğrendiğim ve edindiğim tecrübeler, istersen
Sayfa 44 - Alfa
MAZİYİ İNKÂR EDENLER, DARÜLFUNÛN VE MİLLİ TARİH KONGRESİ
Fertler için olsun, milletler için olsun “mazi” dayanılacak en büyük kuvvettir ve maziyi ancak mazisi lekeli ve karanlık olanlar inkâr ederken son inkılâbın zayıf iradeler ve zayıf seciyeler üzerinde yaptığı sarsıntı ile “maziye sövmek” moda haline gelmiş. Ve maziye sövmek daha müfrit bir
《çalışma hayatının genel kanunları》
1 uygun gün ve saat bekleme.
her gün ve her saat en uygun zamandır.
2 uygun yer ve köşe arama. her yer ve köşe çalışmanın en uygun yeridir.
3 bir işi ertesi güne bırakma. zira her günün derdi gibi işi de kendine yeter.
4 bir zamanda tek bir iş yap. (bir zamanda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirini tam ve
Üzüntüyü Çoğaltmak
Üzüntüye gark olmuş. İnsanların arasına karışmaktan kaçıyor. Gecesi gündüzüne karışmış. Geç yatıp geç kalkıyor. Alıp başını gitse. Gitse ve uzun uzadıya düşünse.“Sorunlar her zaman düşünerek çözülmez ki!” diyeceğim tutuyor, kendimi tutuyorum.
Gece birkaç kez uyanıyor. Gözünü açar açmaz hemen aklına gelen, o söz. Sabah uyandığında da, o sözle güne
Sayfa 236 - Timaş Yayınları 2.baskı
Yaşanacak günlere...
«Öğrendikleriyle, Umur sadece her geçen gün biraz daha değişmiyor, aynı ölçüde şaşırıyordu da! Bir süre ne yapacağını bilmez dolaştı. Fakat çok geçmeden öğrendiklerine daha bir sıkı sarılır oldu. Bir yandan da islamiyet ve sosyalizm üstüne yazılmış kitapları aç bir iştahla okuyordu. Girdiği tartışmalarda ona karşı koyacak güçte kimse kalmadığı günler tez gelip çattı. Yoksulları, güçsüzleri, emeği, emekçiyi savunduğu için çevresinde buna karşı çıkan zaten yok gibiydi. Ayrıca Kuran'la sosyalizmi bağdaştırmak sanıldığı kadar güç olmuyordu. Özellikle son öğrendiği "Bir mümin köyünde bir kişi acından ölürse bütün köy katildir" hadisini, yerli yersiz yineleyip duruyordu. Bu yüzden arkadaşları ona bir lakap, bulmakta gecikmediler. Kimisi: "Hz. Ömer'in gölgesi" kimisi de "Kâfir İmam" diyordu. Fakat o Karl Marx'tan Adam Smith'e dek okumaya başlayınca işin rengi iyice değişmişti. Komünist İmam demeye cesaret edilemediği için şimdilik "Kafir İmam"la yetiniliyordu...»
Yasaktan dolayı madem evdeyim, bari kitaplığı düzenleyeyim dedim ve daha önce paylaşımını yapmadığım bu kitaba denk geldim (Gerçi paylaşamadığım bir hayli var ama ).
Şimdilik sadece arka kapak yazısını paylaşıyorum. Çünkü, sayfalarına baktım da o zamanlar önem arzettiğim yerlerin altını çizmiyormuşum. Aldığım tarih olarak 17 Ocak 2013 gününü not düşünce de o günden bu güne akılda dipnot kalmamış ama eserin adı konusu hakkında yeterli olur sanırım.
Haydarpaşa Lisesine olduğu gibi başka liselere de pek çok öğretmen yeniden tayin edilmişti. Gazeteler onların tayin haberlerini neden yazmıyordu da, Atsız'ınkini yazıyordu? O'nu diğer öğretmenlerden ayıran özellik neydi?
Yavaş yavaş onu da öğrendim.
Atsız «tehlikeli» bir kimseydi.
Bir kere «ırkçı - Turancı»ydı. (O zamanlar Türkçülere
Çoğu zaman olduğu gibi, basit bir deneyin tutarlı bir uzantısı olarak, bir gün kafasında bir düşünce doğdu. Fergusson ve Oğulları Çarşısı'na yollamadan önce Bayan Abegg'in eline tutuşturduğu bilmem kaçıncı alışveriş listesine bakarken Pehnt ansızın, duyularla değil, ancak mantıkla erişilebilecek biçimde aydınlığa kavuştu ve çözümün, ustaca
Sayfa 39 - Can YayınlarıKitabı okudu
