Merhaba arkadaşlar, uzun zaman sonra yeni bir inceleme yapıyorum. Bu kitap polisiye romanların kraliçesi Agatha Cristie’nin “On küçük zenci” kitabıdır. Diğer romanlarından farklı olarak bu kitapta meşhur dedektif Herkül Puaro yoktur. A.Cristie romanlarının büyük bir çoğunluğunda olduğu gibi bu kitapta da /Katil kim?/ oyunu oynanıyor.
Konuya
Önsöz
"İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
"İnsan yüreğini kim icat etti,merak ediyorum.Şunun adını söyle bana,sonra da asıldığı yeri göster”
Trajedi doğmadan önce doğmuş bir şehir var bu kitapta.Tarihin hasisliğine kayıtsızmış gibi güneşlenen,yüzü kavruk,elleri nasırlı,ayakları devasa bir şehir.Ve o ayakların altında kımıldanan Justine’ler,Melissa’lar,birileri.Birileri,kendi
Selamaleyküm, dostlar. Sezai karakoç ün yakın tanıdığı, Edebiyat Ortamı Dergisinin sahibi şair Arif Ay küçük hacimli bir Sezai Karakoç biyografi kitabı hakkında bir değerlendirme yazmıştım. Fikirleriniz benim için önemli.
“En büyük acı şu: insanlık hadım edildi
Hakiki düşünceden gerçek duyarlılıktan ve öz bilgiden
Bayrakların ve sancakların
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Kendini ACZ olarak niteleyen yazarımızın daha önce şiir kitaplarını okumuştum; deneme alanında ise okuduğum ilk eseriydi. Fakat itiraf etmeliyim ki tadı bambaşka idi. Toplumsal, dini, edebî... birçok konuya yer veren yazarımız eserini dört bölüme ayırmış ve bu bölümlerin konularını ise kendi içinde bir bütün olarak değerlendirmiştir. Bende bu
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde
ON KÜÇÜK ASKER
On Küçük Asker yemeğe gitti,
Birinin lokması boğazına tıkandı. Kaldı dokuz.
Dokuz Küçük Asker çok geç yattı,
Sabah biri uyanamadı. Kaldı sekiz.
Sekiz Küçük Asker Devon'a gezmeye gitti,
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
SİZ AŞK'TAN N'ANLARSINIZ BAYIM?
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
“ Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi,