Afganistan'ın kuzeyine Türk nüfusundan dolayı Güney Türkistan adı da verildiğini söylemiştik. Genel nüfusun 2/5'inin Türk olduğu söyleniyor. Bu nüfus içinde Özbekler ve Türkmenler, ayrıca Pamir bölgesinde Kırgızlar da vardır. Türkmenler kuzeybatıda, Özbekler kuzey hattında bulunurlar. Bunların savaşçı olduklarını ve önemli tarihi değerleri taşıdıklarını görüp çok hayran kalmıştım.
Türklerin ana yurttan yani Andronovo Bölgesi'nden ilk göç hareketi MÖ 1700'lü yıllarda Altay ve Tanrı Dağlarına olmuştur. Bu ilk göç hareketleri Kazakistan ve Maveraünnehir'e doğru gerçekleşmiştir. (MÖ 1300). İlk göç hareketinden sonra MÖ 1100'lerde Çin'in kuzeyindeki Kansu-Ordos bozkırlarına göç hareketi görülmüştür.
Sayfa 140Kitabı okudu
Türkistan dediğimiz sahada Afganistan, Türk yurtlarının güneyinde yani kesin bir şekilde Türk yurdu olarak bildiğimiz ülkede bulunması sebebiyle önemli yer tutar. Aslında ülkenin kuzeyine Güney Türkistan da denilir. Afganistan'da tarih boyunca huzurlu bir dönem yaşandığına pek rastlanmamıştır. Bölgeye İskender'in sefer yaptığını ve Türklerin sürekli akın yaptığını görüyoruz. Yine bölgede İranlıları görürüz ve aynı zamanda farklı etnik gruplar bakımından oldukça ilgi çekici olduğunu da biliyoruz.
Sayfa 327 - Kronik KitapKitabı okudu
Türkistan Neresidir?
İran'ın Horasan bölgesinden başlar, Kuzey Afganistan'ı içine alacak şekilde doğuya uzanarak Pamir ve Hindukuş-Kunlun (Karanlık) dağlarının kuzey sahalarından Çin'in Tun-huang bölgesine kadar ulaşır. Mançur ya'nın batı sınırlarına vardıktan sonra Güney Sibirya'nın tama mını içine alarak Ural Dağları ile Volga Irmağına kadar devam edip Hazar Denizi'ne giden sınırların çevrelediği alanın içine dahil olan bölgeleri kapsar.
Afgan afgan afgan
Afganistan Rus'un Vietnamı mıydı? Değildi. Benzetmeye bayılırız. Güneydoğu Asya başka, Hindikuş hattı ve Güney Türkistan bambaşka. Benzer yönleri vardıysa da, Afganistan başka. Çünkü Afganistan biziz. Biz Afganistan değiliz, Afganistan biz.
Mücahitler Rus helikopterini düşürür. Hayatta kalan tek Rus askerini düşünür parçanın yazarı. Kara
Türklerin Göcleri
•M.S. 2. yüzyilda Hunlar Orhun bölgesinden Güney Kazakistan bozkırlarına ve Türkistan'a,
•M.S. 350 yıllarında Ak-Hunlar Afganistan ve Kuzey Hindistan'a,
•374 ten sonraki yıllarda Avrupa'ya,
•461-465 yıllarında Oğuzlar, Güneybatı Sibirya'dan Gü ney Rusya'ya ve aynı dönemde Sabar'lar Aral'n kuzeyin den Kafkaslar'a,
•6. yüzyilın ortasında Avarlar, Orta Asya'dan Orta Av rupa'ya,
•669 yılından itibaren Bolgarlar, Karadeniz'in kuzeyin den Balkanlar'a ve Volga nehri kıyılarına,
•830'dan itibaren Macarlar ve bazı Türk boylar Kafkas lar'ın kuzeyinden Orta Avrupa'ya,
•840' tan sonra Uygurlar Orhun bölgesinden Iç Asya'ya,
•10. ve 11. yüzyillar arasında Peçenek, Kuman (Kipçak) ve Oğuzlar'in bir kolu olan Uzla, Doğu Avrupa'ya ve Balkanlar'a,
•10. yüzyılda Oğuzlar Orhun bölgesinden Seyhun neh ri kıyılarına ve 11. yüzyılda Ma-veraünnehir üzerinden Iran'a ve Anadolu'ya göç ettiler. Bilindiği gibi Maveraün nehir Ceyhun ve Seyhun (Amuderya ve Sırderya) havza larını içine alır.
= TÜRK DÜNYASI GÜNÜ =
.
Bu günü kuru kuruya, hamasi laflarla kutlamanın bir manası yok. Bugünün varacağı nihai hedef Turan Türk Birliği olmalıdır. Dünya Türklerinin tek seçeneği budur.
PROF. DR. NURULLAH ÇETİN İLE TURANCILIK ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ
Vedat Toruk: Hocam “Turan” kelimesi ne demektir?
Prof. Dr. Nurullah Çetin: “Tur”, “Türk” demektir. “an” eki Farsça çokluk
İbn-i Batuta Geride eşsiz bir miras bıraktı
Fas, Cezayir, Tunus, Trablusgarp, Mısır, Filistin, Suriye, Hicaz, Yemen, Irak, İran, Mozambik'e kadar Doğu Afrika kıyıları, Arabistan Yarımadası'nın güney ve doğu kıyıları, Anadolu, Kırım, Kıpçak illeri, İstanbul, Buhara, Türkistan, Afganistan, Hindistan, Seylan, Hint Okyanusu'nda birçok ada, Endonezya, Hindi Çini, Çin, Akdeniz'de Sardunya Adası, (Endülüs) İspanya, Sudan gibi birçok yeri görmüş olan seyyah, âdeta 14. yüzyıl Islam ve Türk dünyasının fotoğrafını çekmişti. Seyahatlerinin ardından tarihçilere; kişiler, mekânlar, tekneler, denizcilik, kervan rotaları, kanallar, korsanlar, yollar, hanlar ve daha birçok şey hakkında eşsiz bir kaynak olacak seyahatnamesini bırakmıştı, İslam dünyasında, Hint fakirlerinden Anadolu ahilerine, Mali'den Kuzey Afrika'ya uzanan ve Altın Yolu olarak bilinen altın kervanlarının rotasından Müslüman Mali İmparatorluğu'na kadar daha pek çok şeyden, onlarca yıl sonra buraları keşfettiğini iddia edecek Batılılardan çok çok önce bahseden ilk seyyah oldu.
Sayfa 48 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
İmparator Wu döneminde Han Hanedanlığı aktif ve etkili bir dış siyaset yürüttü. Belki de saldırgan olarak nitelendirilebilecek bu dış siyasetin birkaç ayağı vardı: Türkistan, Hunlar, Kore, Güney Çin, Hindistan.
İmparator Wu için Hunlarla mücadele en önemli konuydu. Esasında bütün dış siyaset Hunları bitirmek üzerine kuruluydu. Çin için Hunlar sadece kuzeyden gelen düşmanlar değildi. Onlar batıda Gansu'ya, Türkistan'ın büyük bir kısmına hâkim olmuş, doğuda Kore sınırlarına ve güneyde Afganistan topraklarına kadar alanı ele geçirmişlerdi.
Sayfa 72 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
'Müslümanların birliğini ve gücünü temsil eden Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilmesi ile eski zindeliğini kaybeden İslam dünyası Ortadoğu'dan Afrika'ya, Balkanlar'dan Güney Doğu Asya'ya olan geniş coğrafyada sıkıntılar çekmeye devam ediyor. Müslümanların darmadağınık olmasından güç alan zulüm odakları Filistin'de siyonizm olarak kendini gösterirken Arakan' da Budizm zırhına bürünüyor. Suriye'de mezhep fanitizmi olarak gösterilirken Mısır'da diktatörlük, Doğu Türkistan'da komünizm üniforması giyiniyor. Afganistan ve Somali' de ise haçlı ordularına dönüşüyor.'
Türklerin ana yurttan yani Andronovo Bölgesi'nden ilk göç hareketi MÖ 1700'lü yıllarda Altay ve Tanrı Dağlarına olmuştur. Bu ilk göç hareketleri Kazakistan ve Maveraünnehir'e doğru gerçekleşmiştir. (MÖ 1300). İlk göç hareketinden sonra MÖ 1100'lerde Çin'in kuzeyindeki Kansu-Ordos bozkırlarına göç hareketi görülmüştür.
Sayfa 140 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Güney Türkistan ve Afganistan
Azad Bek Kerimi'nin başkanlığını yaptığı Kuzey Afganistan Vilayetleri İslam Birliği mensupları ve Ahmet Şah Mesud liderliğindeki Tacik mücahitleri arasında İslami anlayış bakımından büyük bir beraberlik vardı. Sovyetler' e karşı yürütülen savaşta onların gösterdiği başarılar, Peştun mücahit grupların kıskançlığını çekti. Dini görüş farklılığı ve
