Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yusuf Atılgan'ın Tutunamayanlar anısı...
Yusuf Atılgan’ın 1980’lerde Oğuz Atay’ı kaybettikten sonra yazdığı bir yazı var, diyor ki: “Günlerden bir gün, bir paket geldi bana. Açtım içinde bir kitap çıktı: Tutunamayanlar. Kitap imzalıydı ve içinde de şöyle bir yazı vardı: “İlgileneceğinizi umarak…” “Yusuf Atılgan bu kitabı okur, çok da sever. Ama bunu hiçbir zaman Oğuz Atay’a söylemez. “Benim okuduğum kitap o kadar müthiş bir eserdi ki, böyle muazzam bir kitabı kaleme alan birinin daha nice eserler yazacağını düşündüm. Benim yorumuma, iltifatıma, söyleyeceğim iki çift lafa ihtiyacı olmadığını düşündüm. Dolayısıyla hiçbir zaman takdirlerimi ona iletme gereğini duymadım.” Ama aradan seneler geçer, ortak bir arkadaşlarından şöyle bir şey işitir ki, bu hadiseyi yeniden hatırlamasına sebep olur. “Ben Yusuf Atılgan’a kitabımı gönderdim, ama kendisinden tek bir kelime dahi duymadım. Tek gördüğüm kayıtsızlık oldu.” demiştir Atay. Bunu duyan Yusuf Atılgan çok pişman olur; ancak geçtir artık. Oğuz Atay vefat etmiştir. Ve Atılgan bu anıyı anlatırken der ki: “Eğer bugün hayatta olsaydı, ne yapar ne eder muhakkak onu bulur, karşısına geçer, yüz yüze ona kalemini ne kadar taktir ettiğimi söylerdim.”
Yaşarken anlaşılmak Yusuf Atılgan'ın 1980'lerde Oğuz Atay'ı kaybettikten sonra yazdığı bir yazı var, diyor ki; "Günlerden bir gün bir paket geldi bana, açtım içinden bir kitap çıktı, "Tutunamayanlar" kitap imzalıydı ve içinde de şöyle bir yazı vardı. "İlgileneceğinizi umarak.." Yusuf Atılgan kitabı okur,
Reklam
Mevzu Tutunamamak .
Yusuf Atılgan’ın 1980’lerde Oğuz Atay’ı kaybettikten sonra yazdığı bir yazı var, diyor ki: “Günlerden bir gün, bir paket geldi bana. Açtım içinde bir kitap çıktı: Tutunamayanlar. Kitap imzalıydı ve içinde de şöyle bir yazı vardı: “İlgileneceğinizi umarak…” “Yusuf Atılgan bu kitabı okur, çok da sever. Ama bunu hiçbir zaman Oğuz Atay’a söylemez. “Benim okuduğum kitap o kadar müthiş bir eserdi ki, böyle muazzam bir kitabı kaleme alan birinin daha nice eserler yazacağını düşündüm. Benim yorumuma, iltifatıma, söyleyeceğim iki çift lafa ihtiyacı olmadığını düşündüm. Dolayısıyla hiçbir zaman takdirlerimi ona iletme gereğini duymadım.” Ama aradan seneler geçer, ortak bir arkadaşlarından şöyle bir şey işitir ki, bu hadiseyi yeniden hatırlamasına sebep olur. “Ben Yusuf Atılgan’a kitabımı gönderdim, ama kendisinden tek bir kelime dahi duymadım. Tek gördüğüm kayıtsızlık oldu.” demiştir Atay. Bunu duyan Yusuf Atılgan çok pişman olur; ancak geçtir artık. Oğuz Atay vefat etmiştir. Ve Atılgan bu anıyı anlatırken der ki: “Eğer bugün hayatta olsaydı, ne yapar ne eder muhakkak onu bulur, karşısına geçer, yüz yüze ona kalemini ne kadar taktir ettiğimi söylerdim.”
Seninle ilk 13 yaşımda tanışmıştım, Kelimelerle aramın bozuk olduğu bir dönemdi. Kelimelerin acizliğini, kelimelere fazla anlam yüklememek gerektiğini, kelimelerin bazı anlamlara gelmediğini senden öğrendim. O Yıllarda yalnızca 8 kitabının olduğunu öğrendiğimde çok üzülmüştüm. O 8 Kitabın sonuna geldiğimde ne yapacağım diye düşünüp duruyordum. Aradan 17 yıl geçti. Bugün halen kitaplarını sil baştan defalarca kez okuyorum, her okuduğumda her yaşımda "daha önce bunu nasıl keşfedemedim" dedirtecek yepyeni şeyler keşfediyorum. Her geçen gün sana biraz daha yakın hissediyorum kendimi. İçimde tutunma telaşının, tutunma ümidinin en çok azaldığı günlerden geçiyorum, daha önce hiç bu kadar ümitsiz olmamıştım yarından. sana burdan seslenmek istedim. "Geniş ve uzun koridor karanlıktı. Olsun dedim, içime uygun bir karanlık: Sonunda aşk kapısının falan olmadığı gerçek bir karanlık!" Demiştin son günlerinde yazmaya çalıştığın ancak tamamlayamadığın eylembilim kitabında içindeki karanlığı şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Her yıl dediğim gibi iyi ki geçmişin bu yoldan iyi ki tutunamayanlara ışık olmuşun. iyi ki Selim "IŞIK"' ı, Hikmet "BENOL" u hayatımıza dahil ettin. Seni asla unutmayacağız.
Bugün Günlerden Oğuz Atay
Oğuz Atay
Oğuz Atay
-Aşk diye bir şey varmıdır Olric? -Hayır efendimiz yolunu kaybetmiş duygular vardır..
...Mustafa İnan'ın böyle akıllı bir öğrencisi varmış. Hayata atıldıktan sonra da ikide bir hocaya uğrar bedava akıl danışırmış. Günlerden bir gün bir duvar hesabı sormuş hocaya. Hoca hesap yolunu anlatmış. Biliyorum, ama bu uzun bir hesap yolu demiş öteki. Peki demiş hoca, basitleştir sistemi. Öğrenci bir hafta sonra bir daha gelir, hocam bu hesap yine uzun oluyor. Hoca yine basitleştirici tavsiyelerde bulunur. Öğrenci durmadan gider gelir. Aslında niyeti bozuktur ister ki hoca ona eni boyu şu kadar yüksekliği bu kadar olsun diye boyutları versin. Bir gün yine öğrenci gelince hoca ona şimdi sana gerçekten çok kısa bir yol göstereceğim demiş. "Aman hocam sağ olun" bir kısa yol daha var demiş Mustafa Hoca ciddiyetle: "O da bu hesabı sen yapmazsın oğlum."
Reklam
192 syf.
7/10 puan verdi
·
63 günde okudu
Aylak Adam | Yusuf Atılgan 2 yıl önce, edebiyat dersinin ödevi için alıp alelacele okumuştum. Kitabın hak ettiğinin bu değil daha detaylı okunmak olduğunu düşündüm, yeniden okudum. Kitap, Bay C. adında aylak, işsiz, baba parası ile geçinen, durmadan bir arayışta olan, insanlara kendi kafasından senaryolar yazıp onları o senaryoya göre yaşatan,
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,9bin okunma
GÜNLERDEN OĞUZ ATAY
"Bütün arzum hamamda kız kovalarken düşüp ölmektir."
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Bu kitabı uzuuuun zamandır okumaya cesaret edemiyordum taa ki yılın sonuna geldiğimizi anladığım bir aralık gecesi cumaydı günlerden dedim tamam geçiyor yıllar öylece bir yerden başlamak lazım artık. Ve bir başladım kitaba her şey değişti daha önce okuduğum tüm her şeyden farklı bir cazibede, farklı bir evrenin içine girdim Selim Işık diye birinin acıları, sancıları, arkadaşları, "tutunamayanlar"ı, o tek kelimesiyle çok şey ifade etmek istemesi, edemeyişi, hayatı, annesi, Turgut Özben ve de. Ben en çok Olric'i merak ederdim kitabı okumadan önce bu ikili beni Olric'ten daha çok cezbetti ne bileyim hiçbir şeyi ispat etme çabasına girmeden 724 sayfa boyunca onları anlamaya, tanımaya, peşlerinde koşturmaya çalıştım. "Durun beni de bekleyin. Beni de alın aranıza" der gibi çaylak bir tutunamayan olmak heveslisi gibiydim kitap boyunca. Hayattan çok sıkıldığım bir döneme denk geldi bu kitap bilmeden çok doğru bir zamanda okudum. Onları tanımak bir şeref, bir ayrıcalık. Ve iyi edebiyat acısız, sancısız, başarısızlık olmadan olmuyor ya da insanın kalbi kırılmadan, dışlanmadan olmuyor gibi geldi. Ancak bu durumlarda insan durup düşünüyor kendini toplumdan dışlıyor uzaktan bakabiliyor olanlara, olmayanlara... Belki de sadece yazmak için yazıyor ve öyle çıkıyor bunca güzel karakterler insan gerçek olmadığına inanamıyor. Bu sadece bir romandan ibaret olamaz. Belki Turgut Özben bitmek bilmez tren yolculuklarını tamamlar da bize tutunamayanların ikincisini yazar belki filmi çıkar belki imza günü yapar. Belki... keşke... işte öyle.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.