Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dostlarla hep aynı beş dilek için kadeh kaldırıyoruz. Beş çabuk bitiyor, biz de sıfırlıyoruz! Bir. Sağlığa. Çünkü sağlık yoksa hiçbir bok yok. İki. Özgürlüğe. En çok da zihin özgürlüğüne. Çünkü özgür değilsen sağlık olsa bile sen sen değilsin. Üç. Kardeşliğe, dostluğa ve aşka. Çünkü tüm güzellikler sevebilmekle başlıyor. Dört. Hayellerin peşinde. Çünkü hayal yoksa umut da yok. Beş. O zaman, bu zamana. Sağlıklıyım, özgürüm, seviyorum ve hayal ediyorum. O zaman en güzel günümüz böyle olsun!
Günümüz dünyasında zihinleri istila etmiş ne kadar lüzumsuz bilgi var. İnternet ağlarından bilgi zannedilerek öğrenilen yahut ekranlardan size malumatfuruşluk taslayan lüzumsuz sitelere bir bakın. Bilgi üretir gibi görülen bu mesailerin koca tembellikler olduğu ortada değil midir? Yalnızca merak giderici ne kadar lüzumsuz bilgiye sahipsiniz, bir
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Madem gündem Sabahattin Ali, güne güzel bir bestesiyle başlayalım: 'Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül, aldırma' Sevgili Edip Akbayram'ın seslendirdiği şarkının sözleri Sabahattin Ali'ye ait. Ne güzel insansın sen Sabahattin Ali. Günümüz güzel olsun insanlık, umutlarda buluşmak dileğiyle:)
“Benimle benden önceki diğer Peygamberlerin misali, şu adamın misâli gibidir: Adam mükemmel ve güzel bir ev yapmıştır, sadece köşelerinin birinde bir tuğla yeri boş kalmıştır. Halk, evi hayran hayran dolaşmaya başlar ve (o eksikliği görüp): “Bu eksik tuğla konulmayacak mı?” der. İşte ben bu tuğlayım ve ben Peygamberlerin sonuncusuyum.
Dostlarla hep aynı beş dilek için kadeh kaldırıyoruz. Beş çabuk bitiyor, biz de sıfırlıyoruz! Bir. Sağlığa. Çünkü sağlık yoksa, hiçbir bok yok! İki. Özgürlüğe. En çok da zihin özgürlüğüne. Çünkü özgür değilsen, sağlık olsa bile, sen sen değilsin. Üç. Kardeşliğe, dostluğa ve aşka. Çünkü tüm güzellikler sevebilmekle başlıyor. Dört. Hayallerin peşinde gitmeye. Çünkü hayal yoksa, umut da yok. Beş. O zaman, bu zamana. Sağlıklıyım, özgürüm, seviyorum ve hayal ediyorum. O zaman en güzel günümüz böyle olsun! Tunç
Destek
İyi bir kitap
Mehmet Akif Ersoy İstiklal marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy… “Kahraman Ordumuza” başlığı ile kurtuluş savaşından çıkmış bir millete bu adla şiirini hediye etmişti. Şiirini safahat adlı kitabına koymamıştı. Bunun nedeni kendine sorulduğunda: “Bu benim değil, milletimin malıdır.” Diyordu. Bu marşı yazan şair, sadece yazmamakla kalmayıp bunu bir
Reklam
Benim gökyüzümde senden başka mavi yok. Senden başka bulut yok .
Güzel günler kumbaramız vardi. Güzel gunler biriktiriyorduk. Takvim yaprakları daha anlamlı geliyordu. Bazı günler takvim yapraklarını saklardım. Altına güzel notlar düşerdim. Onu sevdiğimin kaçıncı günü olduğunu yazardım. Birgün durup dusundum. Ellinci yılımıza denk geldiğimizde kaç günümüz olmuş olacak o kadar gün kim yazacak , o kadar takvim yaprağı nereye sığacak ? Iste böyle dertlerim vardı severken . Bu kadar saf ve temiz duygular . Sağ olsun gitti kendisi sonra beni böyle güzel bir dertten kurtardı .
Sayfa 33 - OlimposKitabı okudu
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Aydın sınıfımız okumalı, okumalı ki toplumumuz uyanık olsun. Çağımız sür’at çağıdır, uçak çağıdır, atom çağıdır, makine çağıdır diye insanlığın, medeniyetin sür’atli değil dengeli bir gelişmeye ihtiyacı olduğu, teknikle beraber ahlâkın, hukukun, güzel sanatların da çağımızda yerini bulması gerektiği anlatılıyordu. Bu sür’at çağının teknik açıdan yakalayan batılının toplumundan yer alan sorunlar, geri kalmış ülkelerde daha da karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalmalarından daha doğal ne olabilir ki? ... Günümüz okuma anlayışı da bir başkalaştı. Amerikan menşeili sür’atli okumalar. Dakika da elli sayfa okumak… O kadar emekle, her kelimesi tartılarak, ölçülerek yerine yerleştirilmiş bir edebî metni dakikada elli sayfalık bir sür’atle bitirmek ve anlamak, böylece hayat boyu meselâ elli bir kitap okumuş bir entelektüel olmak mı? İstenen ve beklenen gerçekten bu mudur?
175 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.