Bu rahatsızlık tarih boyunca bir sürü farklı isimle anılmıştır. - Akıl hastalığı, dile getirilmez bir acı, iblisin işkencesi, hatta tanrının gazabı. Günümüz de biz buna epilepsi diyoruz.
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :)
Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Kitabın yazılma nedeninin temelinde basit ama bir o kadar da açıklaması güç bir soru yatıyor.Yeni Gineli bir yerlinin, kitabın yazarı Jared Diamond’a ‘’ Neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var,bunları Yeni Gine’ye neden getirdiniz ve biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az?’’ sorusunu yöneltmesiyle Jared Diamond’un kafasında bir ışık
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Jodi Picoult'un bu polisiyeyi andıran gizem kitabı nence okunmaya değer bir kitap. Kitapta geçmişle günümüz arasında bağlantılar kurarken yazar merakı çok canlı tutuyor. Ve kitapta yazarın zekasını yansıtan çok zekice kurgulanmış yerler var ve sonuda bir o kadar şaşırtıcı. Kitabın tek bir kişinin yaşamına odaklanmayıp birden çok karakterin gözünden aktarılınca kitap daha enteresan ve hoş bir hal alıyor. Ethan'ın hastalığı bile kitabıın ilgi çekici bir başka noktası. Kesinlikle okunmaya değer bir kitap olduğunu düşüyorum ve herkese tavsiye ediyorum
Bir Daha BakJodi Picoult · April Yayıncılık · 2010241 okunma
Peyami Safa'nın, yurdun işgal altında ve kurtuluş savaşı zamanı kesitindeki bilhassa İstanbul da yaşayan, batıcılık özentisi içindeki bazı kesimlerin yaşantısını eleştirdiği bu kitabı; anlatım, kurgu, hikaye ve tiplemeler yönünden çok iyi olduğu su götürmez.
Ancak bu eleştiriler, çoğu zaman bir hissiyatın ya da yazarın kendine has anlayışı çerçevesinde gelişmekte olduğu ve bunlarda gerçeklik payı olmasına rağmen, bazı kesimlerin tamamının bu yaşam tarzını belirlediği, tamamının gayri ahlaki,yaşadığı genellemesi ile biraz abartıya,mübala ya vardığı, adeta batılaşma fikrinin sadece bunlarla sınırlandırmaya çalıştığı, Yaptığı bu eleştirinin gerçek bir gözleme, somut olaylara dayandıramadığını gözlemledim.( Bu illetin 'frengi hastalığı',monden hastalığı olduğu yani günümüz Türkçesi ile yüksek sosyete yaşamını seven bir hastalık olduğunun altını çiziyor. daha düşük gelirli ailelerin oturduğu yerdeki halk kitlelerin Türk- müslüman olduğu daha üst gelirlilerin bulunduğu semtlerde yaşayanların bu sapkın yaşayış içinde bulundukları genellemesi ile yanılgı içinde olduğu gibi..)
Ayrıca Anadolu da kurtuluş mücadelesi verilen, işgal altındaki yurdun içinde bulunduğu ahval ve şartlara bir nebze de olsa olayların bir kısmının Anadolu da seyredeceği inancımı son sayfaya kadar yitirmedim.
Roman olarak bilhassa anlatımı fevkalade güzel kitap ve güçlü bir kalam olduğunu söylemeliyim Peyami Safa için.
Kitapta günümüz ve geçmişteki gelişme kişilik sorununa yer verilmiş ve baskilanan kendinin farkında olmayan kahramanlara seslenilmis. En kötüsünun kendi hastalığının bile farkında olmamak olduğundan hastalığı anlamadan tedavi edilemeyeceğini ve sırf bu düşünceden dolayı sağlıklı ve sevgiyle dolu insanların normalleştirmek adına nasıl hasta edildiğini anlatılıyor.
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Avrupa Yakası Yayınları · 201213,1bin okunma
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Anadolu Rock tarzının en iyi temsilcilerinden, diğer günümüz sanatçılarının aksine 99 depremi dahil zor zamanların hepsinde halkın yardımına koşmuş, şarkılarının her birinde kendimizden parçalar bulduğumuz Haluk Levent’in birçok eserinin altında derin anlamlar yatıyor. Bu anlamlı şarkılar arasında bizi en çok etkileyeni Elfida şarkısı
GİRİŞ
İnternet devletlerin ve şirketlerin hayatından daha öteye giderek bireylerin dünyasını şekillendirme etkisini sürdürmektedir. Toplumsal hayatın bütün kurumları da pozitif ve negatif bir değerlendirme ile bu etkinin altında hızlı değişim yaşadığı ve Friedman’ın “Küreselleşme 3.0” (2010:20) olarak adlandırdığı bu sürecin hangi boyutlarda