Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonu bilgelik ve ariflikten yoksun günümüz yaşamları..
Yalnız ölüm değil, yaşlılık da doğal olmayan bir süreçtir artık; onun ima ettiği şey çöküş veya gerileyiştir; bilgeliğe doğru yol alış değil.
Günümüz Hastalığı
“Ahlak konusunda sık sık yargılama yapanların, yani ahlakçıların, kişilik yapılarında mutlaka büyük bir aksama vardır.”
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Günümüz insanı
Ey can, şunu bil ki çağımız insanın hastalığı teorisinden pratiğe geçirmediği eylemleridir. Hep iyilik düşünür ama nedense hiç yapmaz. Hep paylaşmak ister ama zaman ve kişi bulamaz. Hep sevgi ve saygıya dem vurur ama kesinlikle uygulayamaz. Hep adaletten bahseder ama esaretten kurtulamaz. Hep "Hayat fani!" der ama dara düşmeden Allah'ı hatırlamaz. Hep her şeyin farkındadır ama hiçbir şey yapmaz.
Şifayı arayan değil, hastalığı üreten üsler håline gelen, kapitalizm dinine boyun eğen ve buna da "bilim" kılıfı geçiren günümüz sağlık anlayışına yönelecek oklarımız
"Kibir! İçinde bulunduğumuz yüzyılın karakteristik özelliği ve özel bir hastalığı sanki bu? Neden geçmiş toplumların yaşamında bu tutkudan veba ya da kolera kadar bahsedilmiyordu? Neden yüzyılımızda yalnızca üç tür insan var : Bunlardan birinciler kibir kaçınılmaz bir olgudur deyip onu adil bulur ve kendilerini gönül rahatlığıyla ona teslim ederler ; ikinciler onu bir mutsuzluk olarak görürler, ama ona karşı konulamayacağını savunurlar ve sonuncular bilinçsizce, kölece kendilerini onun etkisine bırakırlar. Neden Homeros'lar, Shakespeare'ler aşkı, onuru, acıyı şakıdılar da, günümüz edebiyatında yalnızca "Züppelik" ve "Gösterişçilik" öyküleri ha babam yinelenir durur?..."
Sayfa 31 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Günümüz turisti için güneş ve deniz önemini yitirmiştir. Güneş ve deniz turiste yaşatılmak istenen hayatın maskesi olarak kullanılmaktadır. Güneş ve deniz, insanların gövdelerini teşhir edebilecekleri özel alanlara dönüştürülmüştür. Sağlık da bu maskelerdendir. İnsanlar artık sağlıkları için güneşe ve denize gitmiyor, başka yerlerde tatmin etme fırsatını yakalayamadıkları (ya da kolayca yakalayamadıkları) bir tür ruh hastalığı olan teşhircilik eğilimlerini tatmin için oralara gidiyorlar.
‘’Ahhh Bizler CAHİL insanlarla sınanıyoruz’’ konuştuklarında kendini geliştirmek için çabalamış diyorsun ama yaptıkları ile uyuşmadıklarını görünce diyorsun ki okuduğun sana iyi gelmemiş çünkü okumuşsun ama günümüz hastalığı okumuş gibi görünmüş zamanın vaktini bilememişsin okuyamamışsın vesselam kibirin baş gösterdiği Cahiliye devri hiç bitmedi …
Örgütlü dinlerin bende güven duygusu uyandırmamasının nedenlerinden biri budur. Belli başlı inançları temsil eden liderlerden hangisi inançlarında eksiklik ya da hata olabileceğini dile getiriyor ve öğretil e rinde ki olası açıkları saptamak için girişimde bulunuyor? Günlük yaşamda kullanmanın yanı sıra, kim geleneksel dini öğretilerin geçersiz
Sayfa 36
Milena’nın Franz Kafka’yı anma yazısı
Prag’da yaşayan alman şair Franz Kafka evvelki gün, Viyana olaylarındaki Klosterneuburg yakınlarında bulunan Kierling Sanatoryumu’nda hayatını kaybetti. Onu burada pek az insan tanırdı, çünkü kendi kabuğunda yaşayan biriydi, bilen ve dünyadan korkan bir insandı; yıllardır verem hastasıydı ve bir yandan hastalığı iyileştirmeye çalışsa da, diğer
Reklam
Günümüz Hastalığı
“Bu tamamıyla hayali, herhangi canlı varlıkla ilgisi olmayan aşklardan öylesine tatmin oluyordum ki, sonradan gerçek, tatbiki bir aşka hiç ihtiyaç duymuyordum; hatta gerçek bir aşkı lüks bile buluyordum.”
Jung hem içsel dönüşümü hem de Gnostisizm literatürü doğrulayıcı incelemesi yüzünden Gnosisi benimsemiş bir günümüz Gnostiği olarak görülebilir. Psikolojisinde çağdaş bir görünüm alhnda aslında Gnostik bir dönüşüm disiplini ileri sürdüğünü biliyordu. Kendi çabalanyla kadim zamanların Gnostik öğretmenlerinin çabalan arasında ta­ rihsel bir bağ
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.