Türkiye, bir İslam ülkesi olarak dünyaya hükmetmiştir. Ancak Avrupa'ya öykünen bir Türkiye, günümüzde yüzlerce örneği olan üçüncü sınıf ülkeler konumuna geriliyor.
İslam Mitolojisi
İslami kaynaklarda, özellikle de modern zamanlar öncesi kaleme alınmış, -aşağıda belli kategori ve gruplar altında zikredilecek olan- kaynaklarda, İslâm'ın "amentü"sü içindeki, Melekler, Peygamberler, Ahiret inancı ve hayatı, onunla bağlantılı kavramlar (Kıyamet, Kıyamet Günü, Kıyamet alametleri, bunlarla ilgili Deccal, Mehdî, Dabbetül Arz, Ahiret ahvali, Mahşer, Mizan, Hesap, Sırat, Cennet, Cehennem ve odalardaki hayat vb..), yani "eksatolojik" kültür çerçevesindeki inanç temelleriyle ilgili mezbul miktarda mitolojik malzemenin bulunduğu, esasında uzun bir süreden beri bilinmektedir. Hatta kimine göre "selefiyeci", kimine göre "modernist" tabir edilen bazı İslâm alimlerince, 19. yüzyıldan beri bu mitolojik unsurların söz konusu kaynaklardan temizlenmesi gerektiği dile getirilmiş, günümüzde de aynı fikri savunanlar olmuştur ve olmaktadır.
Sayfa 101 - TimaşKitabı okudu
Reklam
1935 yılında, Juan Fernández balıkçıları, eğer başlıca geçim kaynakları bu olacaksa, aşırı avlanmayı önlemeleri gerektiğine karar vermiş. Müthiş bir öngörüyle hareket ederek, gelişmiş ülkelerde bilimsel balık yatağı yönetiminin benimsenmesinden onlarca yıl önce sıradışı bir yaklaşım geliştirmişler. Yılda dört ay avlanmayı kesiyor ve kabuğu 12 santimetrenin altındakiler ile yumurta taşıyan tüm dişi ıstakozları denize geri bırakıyorlar. Farkında olmasalar da sürdürülebilir balıkçılığın ilk koşulunu yazmışlar: Yılın belli bir bölümünde, ıstakozların büyü- mesine ve üremesine izin ver. Ek olarak, günümüzde yenilikçi olarak kabul edilen bir yöntem de icat etmişler: Her balıkçı sualtındaki bir kayayı veya yükseltiyi kendine kerteriz alıyor ve yalnızca o civarda avlanabiliyor. Her biri, hem kişisel hem de toplumsal anlamda başarının sorumluluğunu taşıyor.
Sayfa 156Kitabı okudu
Türkiye ve Rusya gibi ülkelerin başındaki iktidar sahipleri, yeni bağnaz demokrasi tipleri deneyip düpedüz dikdatorluk uyguluyorlar. Günümüzde pek az insan cikip Çin komünist partisinin tarihin yanlış tarafında olduğunu iddia edebilir.
Mihrabı tuvalet yapılan Cami!
Tek Parti devrinde türlü kılıklara giren camilerin hapishane dahi yapıldığına dair bir tanıklığı sizlerle paylaşmak istiyorum.Divriği kökenli değerli tarihçi Dr. Necdet Sakaoğlu'nun Toplumsal Tarih dergisine anlattıklarını naklediyorum: "Çocukluğumu geçirdiğim kasabada, Cedid Mustafa Paşa Camisi hapishane olarak kullanılıyordu. Taş bir
Sayfa 229 - TimaşKitabı okudu
ALEVİ-BEKTAŞİ GELENEĞİNDE KERBELA
Günümüzde Aleviler'in, Kerbelâ'nın acısını hâlâ diri ve çarpıcı bir biçimde hissetmeleri ve çeşitli olaylarla kolayca ilişkilendirmeleri sırf trajik ölüm biçimlerine duyulan bağlılıkla açıklanamaz. Kuşkusuz 1978 Kahramanmaraş, 1980 Çorum olayları ve 1993 Sivas katliamı gibi olaylarla Kerbelâ arasında kolayca bir ilişki kurulabilmektedir. Cumhuriyet tarihinde yer alan ve Alevi toplumu için acı ile anılan bu olaylar, Aleviler'in zihninde birer Kerbelâ olarak yer etmiştir. Özellikle yakın tarihte Türkiye'nin yaşamış olduğu Sivas katliamı, Aleviler için Kerbelâ ile büyük benzerlikler taşır. Olayın Alevi-aydın kesime yönelmesi, insanların savunmasız bırakılması, çok az sayıda insanın yine yaklaşık beş bin kişi tarafından kuşatılarak yakılması ve bilerek ölüme terk edilmesi, Alevi toplumu için yeni bir Kerbelâ olarak yorumlanmıştır. Yine oraya gidiş nedeni ile karşılaşılan sonuç bakımından Hz. Hüseyin'in başına gelenleri hatırlatır. Kûfeliler'in Hz. Hüseyin'i desteksiz bırakmaları gibi orada bulunan Alevi aydınlar da, hükümet ve güvenlik görevlileri -yakın iller, hatta kimilerine göre Alevi köyler de dahil tarafından desteksiz bırakılmıştır. İşte bu nedenlerle Aleviler'in çoğu, yaşanılan bu olayları doğrudan Kerbelâ'nın günümüze uyarlanması olarak görür.
Sayfa 178 - PANAMAKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.