“merhaba alıntınız çok güzel, merhaba incelemeniz çok güzel, merhaba son okuduğunuz kitabı beğendiniz mi ” diye mesaj atmak yerine, beğendiğiniz inceleme ve alıntılardaki kalp simgesine dokunabilirsiniz bu beğendiğiniz anlamına geliyor, çok beğendiyseniz incelemenin/alıntının altına yorum yapabilirsiniz. Son okuduğum kitap bitince verdiğim puandan anlarsınız, ya da okuma durumunun altında yorum yaparak sorabilirsiniz. Adamlar o kadar uğraşmışlar , beğeni, yorum, puanlama özelliği getirmişler. Onları kullanmanız daha iyi olur, yorulmamış olursunuz hem.
Benim için şimdiye kadar yaptığım en özel inceleme olacak bu, umarım yazmak istediklerimin çeyreğini olsun ifade edebilirim.
Leyla ile Mecnun hayatımda en önemsediğim şeylerden biri. Bir diziye bu kadar anlam yüklemek ne kadar mantıklı tartışılabilir. Ama sitede son zamanlarda denk geliyorum benden yaşça büyük kişilerin yorumlarına;
Momo..
Seninle tanışmamız 9 yıl öncesine dayanıyor. Dün gibi hatırlıyorum, 11 yaşına yeni girmiştim. Babamdan hediye olarak kitap almasını isterdim hep. Babam da ismine, kırmızı punto ile yazılmış olmasına, içerisindeki resimlere bakarak Momo'nun bir çocuk kitabı olduğuna kanaat getirmiş olsa gerek, elinde Momo'yla çıkagelmişti. Ee daha küçüğüm.
Bir adamın önce sesinde huzur, bakışlarında sıcaklık ve ellerinde şefkati arayın. Mükemmel olsun demiyorum, ama sevgiden önce onda mutlaka biraz da saygı arayın. Yanınıza yakıştığı kadar yakışsın yarınlarınıza. Gözlerinde güven, sözlerinde samimiyet ve yüreğinde sevgiyi fazlasıyla hissedeceğiniz adamlardan bahsediyorum. Yani kişiliğinde de şüphe götürmez bir güven arayın diyorum. Her türlü zorluk karşısında yılmayan, yıkılmayan, inandıklarından ve sevdiklerinden ayrılmayan adamlar hala yaşıyor bu topraklarda. Ne istediğini bilecek kadar, hiç de istemediği acılar ve anılar yaşayan kadınlara sesleniyorum. Bir gülü koklarken bile, gül incinmesin diye incelik gösteren yürekli adamları da artık görün diyorum. Çünkü bir adama yakışan ve adamlığa yakışan en güzel huydur merhamet. Çünkü o adamlar; yarım bırakmayı, yaralı bırakmayı, ağlatmayı ve aldatmayı sevmezler. Kaybetmemek için sevdiklerini, yanlış olana yüzlerini dönmezler. Korkmazlar sevdikleri uğruna değişmekten. Yani sizi kaybetmekten korktuğu kadar korkarlar sizi incitmekten. Ve gücünü sadece sizi korumak için kullanan bir adam arayın diyorum. O'na uzaktan her baktığınızda, yaralarınızı değil, yüreğinizde sevildiğinizi hissedin. Ve üstünüzden yıllar geçse bile, "iyi ki seni seçmişim, iyi ki seni sevmişim diyin !
Açık büfe, köy yada serpme kahvaltı. Hepsi de ayrı bir mesele. Ama daha büyük mesele kelle başı size kahvaltı satmaya çalışan açgözlü mekan sahipleri ve böyle bir kültür varmış gibi algı yaratan müptezeller.
Allah aşkına serpme kahvaltı nedir? Böyle bir kahvaltı tanımlaması mı olur. Önüne geleni serpiştiriyolar. Amaç insanların karnını değil