Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
559 syf.
9/10 puan verdi
NOTRE DAME'IN ÇİNGENESİ Mİ OLSAYDI ACABA?
Üç haftadır neredeyse bu eser ile yatıp kalktım desem yeridir. İlkin müzikaline denk geldim ve bir ay öncesinden biletimi aldım. Sonra eserle ilgili hiç bir fikrim olmadığından, kitabını okumak istedim. Bu iki haftamı alan bir süreç oldu. Açıkçası kitabı okurken büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Nerede bu Notre Dame'ın kamburu? Kitabın
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma
461 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hayat denen çarkın işleyen düzeninde, bazen insanın karşısına yazısız kanunlar çıkar. Bu kanunlar, cehaletlerini âdetlerle birleştiren toplumların önyargılarıyla harmanladıkları kurallardır. Hüküm verilir, cezan kesilir ve en kötüsü de bunun adına kader ödeyip geçerler. Hayallerin, umutların yaşayacağın güzel günlerin mutlulukları, o kanunların
Ayşa
AyşaFatma Serçe · Pera Kitap · 04 okunma
Reklam
Sen de benim sadece beynimin içindeki yaşamak istediğim aşk mısın ? Yoksa gerçeğim olmak için çabalayan kadın mısın? Gerçek olduğunu biliyorum. Buna inanmak istiyorum. İlk defa koşulsuz olarak birine inanıyorum. Seninle bir geleceğe değil birçok geleceğe adım atmak için tüm cümlelerimi senin için harcamak istiyorum. Sana güzel cümleler kurduğumun farkında değildim. Henüz elini tutmamışken nasıl güzel cümle kurabilecek aşka sahip olabilirim ki? İçinde aşka sarılmayan harfleri nasıl dansa davet edebilir ve nasıl onlara müziğin ritiminde soyunmayı öğretebilirim ki? En güzel cümleler senin için kurulmamış olan yaşamın gizeminde saklılar. Kulaklarının duymadığı insanlıktan daha güzel cümlelerimi aşkına sakladım. İlk defa içinde bulunduğum savaşın galibi olacağım diyemiyorum. Bu savaşı kim kazanır bilmiyorum ama ilk defa aşk kaybetmesin olur mu?
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yazarın üslubu okurken kahkahalar atmanıza sebep olurken aynı zamanda da düşünmenizi kafanızın karışmasını sağlıyor. İnsanı kendi yapan şeyler neydi? Acılar, mutluluklar, hüzünler... Bir sabah, bir pansiyonda uyanıyorsunuz ve nerede olduğunuzu kısacası hayatınızla ve kendinizle ilgili hiçbir şeyi hatırlamıyorsunuz. Hafızanız tamamen silinmiş ve kimliğiniz yok olmuş. Siz aynı durumda olsanız ne yapardınız? İşte kahramanımız böyle bir Adem.. Yazarın, kahramanın ismini Adem koyması da çok manidar çünkü Adem; adam, insan, insanoğlu anlamına gelmektedir ki, bence bu bir kişiyi değil bütün insanoğlunu temsil etmektedir diye düşünüyorum. Kendini, benliğini, özünü aramak için yola çıkan adam bir Adem var bir de bin Adem... Yazarın yazarken okuyucuyu da içine katmasını çok beğendim. Kitap, kurgusuyla somut ve soyut gerçekliğin iç içe geçmesiyle, dili ve anlatımıyla ciddi konuların, alaycı bir üslûpla, zamanın şimdi de olup mekânın sürekli değişmesiyle, kişisel arası diyaloglarıyla ve absürtlükleriyle, gerçek ile hayâl, olgunluk ile cahillik, unutma ile hatırlama, arama ile bulma gibi olguları okuyucuya sunuyor. Ve bu sayede sıkı bir beyin jimnastiği gerektiren bir roman olduğu gerçeğini de belirtmek isterim. İnsanın, insan olma çabası, hiç durmadan kendini araması, aradığını bulması ama bulduğunu asla anlamaması.. Okuduğum en güzel post-modern romandı. Zaman ve mekân kavramının olmayışı ilk defa bu kadar güzel etkiledi beni. "Hafıza dediğin kederdir kâtip yaz bunu. Dünya boşlukta nasıl duruyor sanıyorsun. O, boşluk değil keder. Kederi çıkar, dünya düşer. Unutma, unutma, unutma.."
İnsanın Acayip Kısa Tarihi
İnsanın Acayip Kısa TarihiGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 20211,713 okunma
"Benim adıma allahaısmarladık diyeceksin köprüdeki küçük kıza öylesine güzel şarkılar söyleyen küçük kıza ihmal ettiğim ömürlük dostuma ilk sevgilime senin bildiğini tanımış olanlara benim gerçek dostlarıma ve kolayca tanıyacaksın onları benim cam kılıcıma mumdan denizkızıma canavarlarıma yatağıma Sana gelince şu dünyada herkesten çok sevdiğim Sana allahaısmarladık demiyorum daha Seni gene göreceğim Ama korkarım seni görmeye fazla zamanım kalmadı."
Sayfa 92
OLuşum
En güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar. Yenilgileriyle barışan insanın içinde gerçek bir devrim başlar. O artık daha mütevazı, sınırlarını bilen, zorluk içindeki kişilerin halinden anlayan, neyi yapıp neyi yapamayacağını idrak etmiş bir insan olarak yeniden doğmuştur."
Reklam
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Susmak konuşmaktan daha ağır değil midir? Diyor kitabında
Halil Cibran
Halil Cibran
Kırık Kanatlar
Kırık Kanatlar
Acımasız toplum yapısının kıskaca aldığı bir aşkın öyküsü anlatılmaktadır. Derinden etkileyen etkisi uzun süre geçmeyecek bir kitap. Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Değerli çevirisi için Kenan Sarıalioğlu’na
Kırık Kanatlar
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,5bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
YEŞİL ADA’NIN ÇOCUKLARI - HAVVA TEKİN - Savaşın en masum tarafı kesinlikle çocuklar oluyor değil mi? Onlar okula gitmesi, sokaklarda özgürce oyun oynaması gereken yerde, savaşın kirli yüzüyle karşılaşıyor ve tüm yaşamları boyunca unutamayacakları yaralar alıyorlar. Okurken bana biraz ‘Çizgili Pijamalı Çocuk’u hatırlattı. 1974 yılında Kıbrıs’ta gerçekleşen savaşta araya çekilen sınırı tanımayan biri Rum biri Türk iki çocuk. Yorgo ve Cengiz.. Havva Tekin’in kalemini çok sevdiğimi de söylemek istiyorum. Sadece iki çocuğun savaştaki ilişkisine değinmemiş, aynı zamanda yaşanan olayları da okuyucuyu sıkmadan, sade-açık bir anlatımla aktarmayı başarmış. Dolayısıyla konunun tarihini de öğrenmiş oluyoruz bir yandan okurken. Bu açıdan çok güzeldi. Ortaokul çocuklarının okuması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Hem tarihimizi öğrenmek açısından hem de empati becerilerini geliştirmeleri açısından. Gerçek dostluğun dil, din, ırk tanımadığına çok güzel bir örnek olmuş bu kitap. Herkese okumasını tavsiye ediyorum. Çocukların dostluğunun sınır tanımadığı dünyalara…
Yeşil Ada'nın Çocukları
Yeşil Ada'nın ÇocuklarıHavva Tekin · Genç Timaş · 2017686 okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
OSMAN / AYFER TUNÇ - (Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi yorumuma profilimden ulaşabilirsiniz.) Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman üçlemesinin son kitabı ‘Osman’ın yorumunu yazarken zorlanıyorum. Çünkü bitmesini istemediğim, karakterleriyle bütünleştiğim bir seri oldu kendisi. Yeşil Peri Gecesi’nden sonra Osman’da neler olacağını aşırı merak ediyordum. Olayları Şebnem’in ağzından dinlemek duygusal anlamda çok etkilemişti beni, bir de nefret ettiğim şerefsiz Osman’dan dinlemek istiyordum. Osman’a acıyacağım aklımın ucuna gelmezdi çünkü yaptığı şeyler beni kendinden tiksindirmişti. Seri yorumu yaparken en zorlandığım nokta spoiler vermemek. Çünkü önceki kitapta olanlardan biraz biraz söylemezsem bu kitabın yorumunu yapamıyorum. Fakat direneceğim ve söylemeyeceğim. Gerçekten okumanızı çok istediğim bir seri. Ben kitaplarla vedalaşamadım, çok büyük bağ kurdum kendileriyle. Şebnem, Osman, Teoman, Gün… her bir karakteri ilmek ilmek o kadar güzel işlemiş ki Ayfer Tunç.. Gerçekten müthiş bir kurguydu, gerçek gibiydi. Eski Türk filmleri tadındaydı. Kitaplar arasında bir sıralama yapacak olursam en sevdiğim kesinlikle Yeşil Peri Gecesi oldu, sonra Kapak Kızı ve son olarak da Osman. Kader deyip de yaşanan bir olayın nerelere varacağı akıl almaz bir şekilde gözümüzün önünde yaşanıyor, öyle yollardan geçiyor ki insan dönüp arkasında bakmaktan korkuyor. Bu kitabın karakterlerine acıma duygumun hepsini verdim sanırım. Keşke başka şartlar altında başka zamanda tanışabilselerdi Şebnem ve Osman.. acaba o zaman her şey daha mı farklı olurdu? Bilemiyorum.. bilemiyorum.. ama şunu biliyorum, okuyun bu seriyi çok seveceğinize eminim
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,747 okunma
211 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Mavi Kuş kitabının bende ayrı bir yeri var. Küçükken hep rafta görüp merak ederdim, okumaya çalışır ama hiçbir şey anlamazdım. Artık anlayacak kadar büyüdüğüme göre okuyayım dedim ve çok sevdim. Yeterince büyük olsam bile kitabın sonunu yine de pek anlamadım ama olsun, belki de kitabın güzelliği bunda saklıdır. Kitap, mahalle tasviriyle başlıyor.
Mavi Kuş
Mavi KuşMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201112bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Bütün değişimlerin temeli içinizden gelen yeni seçimlerle atılır mı? " Evet " Her şeyin zihinde başladığını , içimizdeki gücü farketmemizi, keşfetmeyi sağlayan, kendini kabul etmeyi farketttiren, içimizdeki sevgiyi nasıl kabul etmemiz gerektiğini nerde nasıl kullanılacağı belirten ve en büyük sevgi aslında içimizdeki tanrı sevgisi olduğu gösteren zihinsel olarak'ta ne istersek onu elde ederiz kısacası ne ekersek onu biçeriz. Aslında isteğimizle elde ederiz. Her şeyin zihnimize bağlı gerçekleştiğini bir çok gerçek hikâyelerle örnekler verilmiş. Özellikle ilahi adalet ve ilâhi gücü bu kadar güzel vurgulaması anlatması çok hoşuma gitti. Akıcı ve güzel bir kitap tavsiye edilir.. "Eğer istiyorsan ve istediğini alamıyorsan, yanlış istediğindendir." Birinin kendine ya da başkasına zarar vermesini gerektiren her işlem,her dua Tanrı'nın doğasına terstir ve yanlış istemektedir.Böyle bir durumda elbet cevap alacaksınız ve muhtemelen kötü niyetleri kendinize çekeceksiniz.Unutmayın ki ne ekerseniz onu biçersiniz.Bu yaşamın kanunudur.İnandıklarınız inandığın gibi verilir.
Her Şey Zihinde Başlar
Her Şey Zihinde BaşlarJack Ensign Addington · Yakamoz Yayınları · 2019119 okunma
·
Puan vermedi
İlk önce şunu belirtmem gerekir ki Dostoyevski çok iyi bir ruh bilimci ve psikiyatrist.Bu kitabı okuduğumda aklıma gelen ilk şey Dostoyevskinin gerçek yaşantısı oldu ve bu kitapta Dostoyevskinin tasvir ettiği çoğu kişinin kendi hayatındaki belli dönemlerine ait olduğunu görebilmekteyiz.Dostoyevski gerçekten muazzam bir yazar o kadar değişik bir olay örgüsü var ki bu alakasız olayı niye kitabında belirtti dersin sonra öyle bir an gelir ki o alakasız bağdaştırmakta güçlük çektiğimiz olayları çok güzel şekilde bir olaya bağlar.Ve tabiki de Dostoyevskinin en beğendiğim huylarından biri çok zeki diye tabir ettiğimiz karakterlerini tepetaklak yere sermesidir,aslında Dostoyevski bize burada fazla kibrin ve aşırı düşünceler içinde olmanın getirdiği zorlukları belirtiyor.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Adam Yayınları · 199334,5bin okunma
Makineleri sevmiyordum. İnsanlığın mutluluğu için endüstrinin sınırlandırılması gerektiğine inanıyordum. Hele makineleşmek hiç istemiyordum. Bu nedenle kapanmış fabrikalar, İstanbul'daki gazhane, Uludağ'daki terk edilmiş madenden aslında hoşlanıyordum. Dev makinelerin terk edilmiş görüntüsü, bilimkurgu filmlerinde oyuncuların seksi, güzel yüzlerini sıyırdıklarında ortaya çıkan gerçek, dehşetli suratlar, tek tepeden göz ya da uzun dikenli kulaklar gibiydi. Daha önce ki sevişme sahnelerinde, kendimizi esas çocuğun yerine koymaktan pişmanlık duyulması gibiydi. Makinenin yarattığı sahte refahın altındakinin açığa çıkması gibiydi. Ancak bütün bu film-kitap sırasında işçilerin makineleriyle, fabrikalarıyla kurdukları, belki bağımlı ama sıkı bir ilişkinin işçiyle her zaman kurulduğunun farkına vardım. Bu yüzden on yıl, yirmi yıl birlikte günün yarısının geçirildiği, yaşamın birlikte tüketildiği makinelerin sökülüp götürülmesi ya da artık işlememesi, her şeyin yanında işçinin bir organının da koparılıp atılması anlamına geliyor. Makine ve fabrika ile kendini tanımlayan işçi, kendisini bütün yaşamından atılmış hissediyor.
432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Selamlar, Nisan ayının son kitabı yemyeşil güzel kapağını süsleyen Evely ile olmasın mı? Açıkçası böyle bir karakter ve muhabir Monique ile böyle bir bağlantılı son beklemiyordum. Hikâyenin özetini yukarıya bıraktım da Evely’nin hayatına giren bu kadar adamla nasıl başa çıkabildiğine hala akıl sır erdiremedim. Üstelik düşünün ki sürekli magazinciler peşinizde hata yapmanızı ve gözden düşmenizi bekleyen bunca rakibiniz var iken sürekli sorunlu ve hayal kırklığı yaratan evlilikler yapmak bazen de yapmak zorunda bırakılmak! O kadar çarpıcı bir hayat ki cinsel kimliğini ve arzularını dizginlemek, gizlemek zorunda bırakılmış, oynadığı sayısız filmden, ödül adaylıkları gösterildikten ve bir Oscar kazandıktan sonra bile adı sadece seks bombası olarak anılan aslında çok güzel bir kadının, tek isteğinin de gerçek bir aileye sahip olabilmek ironisi. Benim için fazla cüretkar, dürüst, oldukça cömert ve gerçek bir karakterdi. Bu arada hayatındaki en iyi seçim Harry idi, daima.. Herkese hitap etmeyeceğinin altını çizerek efenim konunun başlığından anlaşıldığı üzere ana teması ‘Kadın’ olan kitapları okumaktan zevk alanlar için farklı bir deneyim..
Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası
Evelyn Hugo’nun Yedi KocasıTaylor Jenkins Reid · Yabancı Yayınları · 20203,199 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Merhaba. Trevanian'ın okuduğum üçüncü kitap oldu. Yazarın tarzını ve zekice kurguladığı olay örgüsüne hayran kaldım yine. Daha öncesinde birkaç yorum okumuştum ve karışık zor bir okuma olduğu yazılmış. O yüzden biraz çekinerek başladım ama hiç de öyle olmadığını gördüm. Hem akıcı hem de keyifli bir okuma oldu. Nicholai Hell, Yarı Rus, yarı
Şibumi
ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20228bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.