Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
h u z u r i ç i m i z de y a l n ı z b i r a z k a z ı p, d e r i n e i n m e k l a z ı m .
1 ya da 0
Daha nereye kadar gidebilirim? Nereye kadar gidilebilir? Gidilebilecek yerin dibini bulmak mümkün mü? Her şeyin mümkün olduğunu söylemek mümkün mü? Ben buradayım. Buraya kadar duruyorum. Dahası yok. Yokluk yok. Hiçbir şey... h-i-ç-b-i-r-ş-e-y. Aşk sözcüğü ancak bu harflerle yazılır. Daha ne diyeyim?.. "O"nun içi boş değil, o sıfıra benzese de sıfır değil...
Reklam
H-İ-Ç
felsefenin geleneksel sorusu da dahil olmak üzere: Hiç değil de Herhangi Bir Şey niçin var? Oysa gerçek soru şu olmalıydı: Herhangi Bir Şey değil de Hiç niçin var?
Sayfa 17 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İslâm Ekonomisi
Bu sistemin başlıca özelliklerini şu maddelerde toplayabiliriz: a) İslâm'a göre herşeyin gerçek maliki yüce Allah'tır. b) İslâm'da özel sermaye serbestçe yatırım yapar. c) Devlet de bir takım yatırımlar yapabilir. d) İslâm'da serbest rekabet esasına dayalı piyasa ekonomisi esas alınmıştır. e) İşçi ve memur kesiminin emeğine, İslâm, hakkı olan değeri vermiştir. f) İslâm, herkesin insanca yaşayabileceği bir toplum için gerekli olan sosyal güvenlik kuruluşlarını oluşturmuştur. g) İslâm faizi yasaklamış, bunun yerine kâr-zarar ortaklığı esasını getirmiştir. h) Köylünün gerçek veya tüzel kişilerle "ziraat ortakçılığı” çerçevesinde çıkacak ürünü paylaşma yoluyla topraklarını işletmesi mümkündür. i) Tarihin kaydettiği en geniş sosyal yardım teşkilatı İslâm medeniyetinin eseridir. (Vakıflar) j) İslâm, israfı yasaklamış, müslümanın itidal ölçüleri içinde hareket etmesini istemiştir.
Sayfa 364 - Günümüzdeki Başlıca Ekonomik Sistemler.Kitabı okuyor
İnsan kendi kendisinin çok uzağında kaldığını bilmediği sürece, kim olduğunu sezmedikçe, varlığının bilincine ulaşır. Bu açıdan bakılınca yaşamdaki h a t a l a r ı n, kimi evrede gidilen yan yolların ve sapmaların, gecikmelerin, “kararlılıkların”, ağırbaşlılığın, ödevlere emek vermelerin ödevin ötesine geçmesinin kendilerine göre birer anlamı ve değeri olduğu görülür. N o s c e t e i p s u m [ kendini tanı ] yokluğa götüren bir yoldur; oysa kendini unutmak, kendi kendini y a n l ı ş a n l a m a k , kendi kendini küçültmek, daraltmak, - orta değere indirgemek aklın kendisidir.
Artık ne üstlenmek, ne görev yüklenmek, ne benimsemek, ne de tepki göstermek…Bu tutum ölüm karşısında yiğitlik değildir hep, en korkulur durumda yaşamın korunması olarak bu yazgıcılığın güçlü sağduyusu sindirimsel işlemin yozlaşmasından, yavaşlamasından dolayıdır, daha doğrusu bir türlü kış uykusu isteğidir. Bu anlayışla birkaç adım ilerleyince bir gömütün içinde haftalarca uyuyan Hint fakirine ulaşırız…Tepki göstermek tükenmeye yol açtığından hiç tepki göstermemeli artık: olayın mantığı böyle. İnsanı hınç duyguları gibi hızlı tüketen başka bir şey yoktur. Kızgınlık, sayrısal güceniklik, öç alma güçsüzlüğü, öç alma isteği, susuzluğu, her türlü ağu kusma – tüm bunlar bitkin bir insan için en kötü tepki türleridir: sinirsel gücün hızla tükenişi, zararlı salgıları sözgelişi midede safranın sayrısal kabarması bununla bağlantılıdır. Hınç, bir sayrı için, yasaktır- k ö t ü c ü l olandır: üstelik en doğal eğilimdir. – Bu gerçeği o derin fizyolog Buda kavramıştı. Birtakım acınası yaptırımlarla karışmış olan Hıristiyanlıktan ayırmak için, s a ğ l ı k k o r u m a diye nitelenen onun “dini”nin etkisi hıncın yenilgisine dayanmaktadır: ruhu h ı n ç t a n kurtarmak.
Reklam
Nasipsizlikten sana sığınırım Allah'ım.
İMAN لا İLE BAŞLAR TAĞUT NEDİR? ALLAH SEVGİSİ ile TAĞUT SEVGİSİ ASLA BİR ARADA BULUNMAZ. “(Ey Peygamber!) Sana indirilen ve senden önce indirilmiş olan Kitaplara inandıklarını iddia eden şu ikiyüzlülerin hâllerine bir baksana; (hem Müslüman olduklarını söylüyorlar, hem de Kur’an’ın hükmünü terk edip) tağut’un, (yani Allah’ın hükümlerini hiçe
Sıkıldım.
COOKKKKKKK SIKILDIMMMMMMM S. I. K. I. L. D. I.
Bersiva Hoşeng
Hoşeng! Roniya çavê min, Pandiyê navê min, Hêviya min a pêşîn, Di nav pêrêyên jîn, Divêm çend peyvan li gel te bikim. Bê qirên û deng
Daralmış kalplerimize inşirah ferahlığı ver Allah'ım. 🤲 H A Y I R L I C U M A L A R 🌹
Reklam
Bu anlaşmada neyin neyin tecavüz, neyin komünist tahriki, neyin sızma, neyin Amerikan müdahalesini davet edebileceği veya edemeyeceği, hiç de sınırlanmış değildi. Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ise garip çabalar içinde görünüyordu. Mesela şu olmuştu; Anayasanın 26. maddesine ve şekillerine rağmen, anlaşma Millet Meclisince tasdik olunduktan
Sayfa 325 - Remzi Kitabevi
........................................ BÖLÜM VII ..................................... Ş A H İ N İ N U Ç U Ş U
Sayfa 88 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
Güneşin yanında y e r l e r i t a h m i n e d i l e b i l e c e k sayısız karanlık gök cismi vardır, -onları hiçbir zaman göremeyeceğiz.
Sayfa 109
Yöneticinin entelektüel özellikleri:
a) Genel kültür (tek konuda uzmanlaşmak yerine birçok konuda ve işletme fonksiyonları hakkında bilgi sahibi olmak) b) Mantıklılık (genelden ayrıntılara, ayrıntılardan genele ulaşabilme yeteneği) c) Analiz ruhu (Bir olayın nedenlerini analitik olarak incelemek) d) Sentez ruhu (bir olayın değişkenlerini bir çözüm veya plan yapmak için bir araya getirmek) e) Sezgi gücü (İmkân, fırsat ve tehlikeleri önceden görebilmek) f) Hayal gücü (geleceğe ilişkin olayların muhtemel gelişmelerini zihinde canlandırmak) g) Muhakeme (yargı) gücü (iyiyi kötüden, doğruyu yarılıştan, haklıyı haksızdan ayırdedebilmek) h) Düşüncelerini konu ve sorunlara odaklaştırabilme yeteneği i) Düşüncelerini açık seçik ifade edebilme yeteneği
29 Mayıs 1950'de oyların %54.91'ini, fakat milletvekillerinin %84.90'ını D.P.'ye sağlayan garip bir seçim kanunu, biraz da C.H.P.'nin bir yanlış takdiri idi. Bu sebeple mecliste C.H.P.'nin 69 milletvekiline karşı 408 milletvekiline, milletin kahredici iradesi gibi bakmak, aslında bir aldanış olabilirdi. Kaldı ki, 1950 seçimlerinde oy hakkı olan 8.908.824 seçmenin ve oya katılan 7.934.449 (%89.06) oy verenin, nihayet az gelişmiş ve halkının %70'i ellerine verilen oy pusulalarını okuyamayan vatandaşlar olduğunu hesaba katmak, bu hazin gerçeği de daima teraziye koymak lazımdı.
Sayfa 32 - Remzi Kitabevi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.