Diğer yandan beklentiler arttıkça popüler din bile hizipçi bir hal alıyor, eşitsizlikler gerekçesiz kalmaya başlıyor ve hüsran kaynama noktasına ulaşıyor ;çünkü orta seviyede bir refah ve saygı bile artık erişilmez görünüyor ve işte o zaman din, kızgın bir siyasi harekete dönüşüyor.
Birinin verimsizliğini yüzüne vurmak, onu bundan dolayı kınamak kabalıktır- hele ki bu verimsizlik ilke olarak ortaya konmuşsa, kendlni gerçekleştirme tarzıysa, o kişinin... düşüyse
.. Başarma duygusunu saygısızlıktan ve acımasızlıktan türeten diktatörlere verilecek olası en etkin karşılık, asi olmak yerine kişinin kendisini onların kıskacından kurtarması, kaçması, göçmesi, onları kendi türleriyle savaş içinde bırakması ve birbirlerini yok etmelerine izin vermesi...
İnsanın ruhu sırf çamurdur; işlenmiş, hâlâ kabakıyım doğranmış becerilere sahip, yontulmamış bir çamurdur ve temiz, sağlam olan hiçbir şeyi fark edemez; eğer yapabilseydi bunu, bu ayrılış ne kadar başka olurdu!
Bir Tanrı’yı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar, buna razı olmazlarsa onları yok etmeye de hazırdır. Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıcılığı yoktur ki, şevkin hayvani temelini açığa vurmasın.
Varlığım sizi rahatsız ediyorsa, hanımefendi, tek bir kelime daha etmenize lüzum yok, denir ve geriye bakmadan kapıdan çıkılırdı, geriye bakmak büyük bir riskti, insan tuzdan bir heykele dönüşür, tepesine düşecek ilk yağmurun insafına kalırdı.