Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
2/10 puan verdi
Spoiler versem ne olur?
Canım ülkemiz yine ve yeniden, (affoluna, ağır ithamlarım olacak ) deli saçması bir kitabı göklere çıkarmış. Elimdeki kitap 56. Baskı! Peki ben nasıl okudum bu kitabı? Ablamın bu ay aldığı kitapların arasındaydı kendisi. Kapağı itibariyle olsun, ismi itibarıyla olsun gayet dikkat çekiciydi. Benimde elim buna gitti tabiki.(Şeytana uyduk ) 1kdaki
Deli Çocuğun Güncesi
Deli Çocuğun GüncesiÖzgür Bacaksız · Destek Yayınları · 20192,709 okunma
Hahaha bu nedir artık ya? :D
Bu farklılığın sebebi, yeni asansörlerin ilgi uyandırıcı bir sistem olan "tek noktada kısıtlanmamış termal algılama" sistemiyle çalışmasından ileri gelmekteydi. Diğer bir deyişle, bu asansörler zayıf da olsa yakın geleceği görme kapasitesine sahiptiler. Bu kapasite asansörün henüz onu çağırmayı bile düşünmeden bulunduğunuz kata gelmesini sağlayarak, eskiden asansör beklerken yapılmak zorunda kalınan tüm rahatsız edici sohbetleri, gevşemeleri ve arkadaşlık kurma girişimlerini ortadan kaldırmayı hedeflemişti. Zeka ve önceden tahmin yetenekleriyle donatılmış pek çok asansörün zeka gerektirmeden yapılabilecek yukarı çıkıp aşağı inmekten ibaret olan iş yüzünden müthiş bir bunalıma girmeleri hiç de olağandışı bir şey değildir. Bir çeşit varoluşculuk tepkisi olarak, bunu yatay hareket etme kavramı ile protesto ettiler. Karar mekanizmasında rol almayı istediler ve son olarak da suratlarını asıp zemin katında oturma grevine başladılar.
Reklam
Hahaha :D
Beni bağışla patron! dedi; ben, Allah kemiklerini aziz etsin, dedem Kaptan Aleksi'ye benziyorum! Yüz yaşındaydı; öğleden sonraları çeşmeye giden kızları seyretmek için kapının önüne otururdu. Ama, gözleri bozulmuştu, iyi görmüyordu. Bunun için kızlara şöyle bağırırdı: «Sen kimsin, kız?»
Hahaha çok iyi :))part time
“Evlenmek mi? Hayır, hiç de bana göre değil! Size söylemiştim. Belki part-time bir  evlilik bana uygun olabilir, ama bundan daha bağlayıcı olmamalı.
Hahaha :D
Gazetelerin birinde bir işadamının ölümünün ardından yazılmış bir anma yazısında şu cümle göze çarpıyordu: "Vicdanının rahatlığı, kalbinin iyiliğiyle yarışırdı." Kederli dostların böyle durumlarda kullanılan o şatafatlı üslupla yaptıkları bu gaf, iyi kalpli merhumun vicdani kaygıdan yoksun olduğunun böyle bir dil sürçmesiyle ağızdan kaçırılması, cenaze alayını en kısa yoldan hakikatin alanına ulaştırıyor.
Reklam
Hahaha bu ne güzel kitap ya :D
Neredeyse anında Penelope Teyzem’in, ne demeye böyle bir şeye kalkıştığımı sorduğunu duydum. Boşluk bu haliyle bir tarafıma mı batmıştı? Evet, evet, elbette, dedim ama... Fena batırabilirsin her şeyi, dedi teyzem. Rahat bırak çocuğu, dedi Deva Eniştem. Tüm tatlılığıyla geldi, bana arka çıktı.
Hahaha :D
Sonsuzluk sorunu metafizikçilerin kafasını karıştıran ezeli ve ebedi sorunlardandır. Metafizikçi olmayanlarınsa bunu pek de iplediği söylenemez: İki inek çayırda otlamaktadır. Biri diğerine döner ve "Pi genellikle beş sayıyla yazılıyor ama aslında sonsuza kadar devam ediyor," der. Diğer inek kafasını çevirir ve yanıtlar: "Mö."
270 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.