İçinde fırtınalar kopuyor, taşlar yerinden oynuyor, ağaçlar köklerinden sökülüyor, sen en derinlerinde uçsuz bucaksız bir uçurumun kenarında yaşam ile ölümün çatışmasını yaşıyorsun, dışarıdan görünen ise insanları eğlendiren bir soytarı!
Bir maske geçiriyorsun yüzüne ve hopp! İşte toplumun olmanı istediği kişisin.
Kaç yaşında giriyoruz kalıplara, nerede öğretiliyor kabul gören davranışlar?
Biz neden hayır diyemiyoruz bizi olduğumuz gibi kabullenemeyen, kabul etmek istemeyen sözde haklı çoğunluğa?
Sorulacak onca soru, edilecek onca sitem..
Ne yazık sessiz kabulleniş.
Dazai konuyu enfes bir şekilde ele almış.
Karakterin çocukluktan yetişkinliğe uzanan yaşamında, kalıplara nasıl boyun eğdiğini, anlaşılamayacak olma korkusuyla nasıl içine çekildiğini çok güzel işlemiş.
Yazar ile tanışma kitabım olmasına rağmen hiç yabancılık çekmedim. Kendi dünyasına çekti beni, şimdi ilgiyle diğer kitaplarını okumalarıma ekliyorum.