Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu Ülkenin Gençlerine Tavsiyem: “Senden ne köy olur ne kasaba” diyenlere, İçinizden yüksek sesle “haklısın” deyin ve ekleyin: “Benden ne köy olur ne kasaba, zira bende büyük bir şehir potansiyeli var. Sizde de beni inşa edecek kadar yürek, emek
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Sayfa 349Kitabı okudu
Reklam
Bana odun diyen sevgilim haklısın. Çünkü senin için yanmamın başka bir açıklaması olamazdı...
Modern insan kendisi dışında ne varsa onları düşünmek zorunda. Kendilik artık yasak bölgenin adı; yani üzerinde konuşulmayan. Kişi kendinden uzak düştüğünü fark etmemeli, kendini hatırlamamalı ve asla kendini özlememeli. Fark etmek, hatırlamak ve özlemek, hepsi de yasak bölgenin ihlali anlamına geliyor modern dünyada. Kafka'ya sorulur: "Niçin üzülüyorsun ki? "Hiçbir eksiğin yok!" "Haklısın!" diye cevap verir, "Hiçbir eksiğim yok kendimden gayrı!"
Bir mahkum, özellikle yeni gelene niye içeri düştüğünü anlatır; suçsuz olduğuna inandırmaya çalışır. Eski mahkumlar da, hoşuna gitsin diye, o mahkumu "Haklısın" diye desteklerler. Aşka gelen mahkum, herkese çay ısmarlar. Sonra, konuşmalardan sıkılan biri, ters bir söz söyleyince, mahkum, çaycıya "Herkesin içtiği kendine" der.
"İki kadın, Leonardo Da Vinci'nin 'Mona Lisa' tablosunun önünde durmuşlar, konuşuyorlarmış. Tombul olanı "Bu resmin nesini beğeniyorlar, hiç anlamıyorum!" demiş. Sıskası da "Çok haklısın, kardeşim," diye karşılık vermiş. "Neden bu kadar şişirirler bu resmi, anlamak mümkün değil!" Kadınların konuşmalarını duyan müze görevlisi yanlarına yaklaşmış, "Hanımlar," demiş, "Mona Lisa zamana karşı sınavını verdi, yılların sınavından geçti. Şu an o değil, siz sınanıyorsunuz aslında!"
Sayfa 5 - Celal Üster'in ÖnsözündenKitabı okudu
Reklam
KİŞİ KİŞİNİN AYNASIDIR Bir gün Peygamber Efendimiz (Selamların en güzeli üzerine olsun) arkadaşlarıyla otururken Ebû Leheb meclise giriyor ve Efendimize: - Yâ Muhammed birçok yerleri gezdim, senden daha çirkinine rastlayamadım. - Doğru söylüyorsun Ya Ebû Leheb. - Herhalde dünyanın en çirkini sensin. - Haklısın Ya Ebû Leheb, diyor Efendimiz. Biraz sonra Hz. Ali (Selamların en güzeli üzerine olsun) içeri giriyor ve tevafuk bu ya O da: - Yâ Muhammed Bu dünyada senden güzelini göremedim. - Doğrusun, Yâ Ali. - Sana baktıkça içime huzur doluyor. - Doğrusun Yâ Ali, deyince, meclisteki sahabe: - Yâ Resûlallâh, biraz önce Ebû Leheb geldi “Ne kadar çirkinsin” dedi. “Doğru söylüyorsun” dediniz; şimdi Ali geldi “Ne kadar güzelsiniz.” dedi. O’na da “Doğrusun” dediniz. Hikmeti nedir? diye sorunca, Efendimiz de: “İnsan insanın aynasıdır. Kişi kendisi nasılsa, karşısındaki insanı da öyle görür.”
-- "C'est pas possible!" diye, sakin sakin yatan erkeğin kulağına fısıldadı. Kız erkeğin solumasının yavaşladığını hissedince gözlerini kapadı, gülümsedi. Kadın her zaman savaşı kazanır. Erkek sadece o an için kuvvetlidir. Erkek ayağa kalktı."Giyinmem gerekiyor" dedi. "Aşağılardan birileri gelip aramadan önce." --"Haklısın" dedi kız. "Sana yardım edeyim." İkisi de görülmüş olduklarını bilmiyordu. Kayınpederini uyandırıp, aşağıdaki davete götürürse çok eğlenceli olur, diye düşünen yeni gelin tarafından görülmüşlerdi.
Sayfa 118Kitabı okudu
Çevrendekiler, o erişilmeyen bilgiçlikleri, hayvanca sersemlikleri ( ama hayvanlar daha iyidir ), iblisçe iyilikleri, insanı katil eden sevgileriyle senin için ne derlerse desinler Milena; ben Milena, ben senin haklı olduğunu biliyorum, ne yaparsan, nasıl davranırsan davran haklısın; ister Viyanada kal, ister buraya gel, istersen Viyana ile Prag arasında bocala dur, seni suçlayacak değilim. Sana inanmasaydım, ilgilenir miydim seninle? Denizin dibindeki avuç içi kadar yer suyun baskısına nasıl dayanıyorsa, sen de öyle dayanıyorsun Milena. Yaşam rezillik aslında, midemi bulandırır hep; yaşamımla başa çıkacağımı, insanlara dayanabileceğimi ummazdım bugüne değin, utanç duyardım bundan ötürü, ama sen, her şeyi öğrettin bana şimdi, dayanılmayacak gibi olan yaşam değilmiş meğer.
Sayfa 114
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.