Zırhını çıkartıp pencerenin önünde duran ve önce çok uzakta olan, ama yoğun soyutlanmışlığın, yitip gitmiş çağlar ve yok olmuş yıldızlardan sonra gözüne hala hoş ve yabancı görünen o dudaklar, kitap ve kafa giderek yakınlaşıp netleşene kadar karısıyla oğluna bakan ve sonunda piposunu cebine koyup karısının önünde o muhteşem başını eğen bu kahramanın davranışından kim gizli bir sevinç duymaz - dünyanın güzelliğinin önünde saygıyla eğildi diye onu kim suçlar?
Sayfa 37 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kim suçlayabilirdi? Kahraman zırhını çıkardığında camın kenarında durup ilk önce çok uzak gibi görünen fakat yavaş yavaş yaklaşan, dudakları, kitaplar ve başları belli olmaya başlayan karısına ve oğluna baksa, yalnızlığının şiddetinden dolayı hâlâ sevimli ve belirsiz olan zaman israfı ve yıldızların kayboluşu, kimin hoşuna gitmeyecekti ki? En sonunda piposunu cebine koysa ve muhteşem başını onun karşısında eğse, bu güzellik karşısında eğildi diye onu kim suçlardı?
Sayfa 62 - Dekalog Yayınları
Reklam
... "Ama biz şu karşıdaki surlar gibiyiz. Hırpalanmış, dövülmüş, pek bakılacak hali kalmamış, fakat hala ayakta."
Henüz toy ve savunmasız olduğum yıllarda, babamın verdiği bir nasihat hala dün gibi aklımda. “Birini eleştirmeye kalktığında herkesin seninle aynı imkânlarla dünyaya gelmemiş olduğunu aklına getir.”
Ona kızgın, hala biraz aşık ve de çok üzgündüm.
epub (104/105)Kitabı okudu
Bir insan, kolunuz ya da bacağınız gibi bir parçanıza dönüşebiliyordu ve Jesse ölmüş olsa da bir zamanlar olduğu yerdeki hayalet parçanın ağırlığını hala hissedebiliyordum. Jesse’yle binlerce muhteşem anım vardı ama intihar o hatıralara sızıp geçmişimizi zehirliyordu.
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.