Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayattaki en güzel şey; tüm kusurlarınızı bilmesine rağmen hâlâ muhteşem olduğunuzu düşünen birisinin olmasıdır."
Ama Leyla'nın küsüp oturmaya hiç niyeti yok; duyduğu içerlemenin elini kolunu bağlamasına izin vermeyecek. Meryem de zaten böyle yapmasını istemezdi. Ne yararı olacak? derdi, o hem saf hem de bilge tebessümüyle. Bunun ne yararı var, Leyla can? Böylece, Leyla harekete geçmeye, bir şeyler yapmaya karar verdi. Kendi iyiliği için, Tarık'ın, çocuklarının iyiliği için. Ve tabii, rüyalarında hâlâ Leyla'yı ziyaret eden, bilincinden asla bir, taş çatlasın iki adım uzaklaşmayan Meryem için. Leyla hayata sarıldı. Çünkü sonunda, yapabileceği tek şeyin bu olduğunu anladı. Bir bu, bir de umut etmek
Sayfa 424 - everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz şu karşıdaki surlar gibiyiz. Hırpalanmış, dövülmüş, pek bakılacak hali kalmamış, fakat hâla ayakta. Öyle değil mi?
İnsanın öldükten sonra çürümesi hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Benim uzmanlığım başkaydı. Çürümenin başka bir türüyle ilgiliydi. Bir bakışta tanıdığım çürüme, toprağın üstünde olandı. İnsan hâlâ nefes alıp verirken, kalbinde ya da beyninde küflenmeyle başlayan o çürümeyi biliyordum ben. Hayat tarafından ensemden tutulup sokulup çıkarıldığım
Sayfa 207Kitabı okudu
Bir insanı yargılamama, sonsuz bir umuttu. Ya bunu unutursam diye hâlâ korkarım. Babamın bilge bir şekilde bana söylediği, benim de aynı bilgelikle tekrarladığım gibi, belli bazı erdemler doğuştan gelen imkansızlıklar nedeniyle herkese eşit dağıtılmamıştır.
Sayfa 10
"... O bir bireydi. Önemli bir adamdı. Ölümünün etkisinden hâlâ kurtulamadım. O öldüğü için kim bilir ne muhteşem oymalar asla yapılmadı, diye düşünürüm sık sık. Dünyada kim bilir kaç fikra eksik ve dedemin elleri kim bilir kaç posta güvercimine dokunmadı. O dünyayı biçimlendirdi. Dünyaya bir şeyler yaptı. Onun öldüğü gece, dünya on milyon iyi eylemden mahrum bırakıldı."
Sayfa 183 - İthakiKitabı okudu
Reklam
"Hala ona sahipken gençliğinizin farkına varın. Günlerinizin altınını, sıkıcı insanları dinleyerek, umutsuz başarısızlıkları iyileştirmeye çalışarak ya da hayatınızı cahillere, sıradan insanlara veya görgüsüzlere vererek çarçur etmeyin, bunlar çağımızın gayesi, yanlış ülkülerdirler. Yaşayın! İçinizde duran o muhteşem hayatı yaşayın! Hiçbir şeyi kaçırmayın. Sürekli yeni izler arayın. Hiçbir şeyden korkmayın."
Sayfa 34 - Yabancı YayınlarıKitabı okuyor
Zaman sizi kıskanıyor, güllerinize ve zambaklarınıza savaş açıyor. Soluk benizli, çukur yanaklı ve donuk gözlü birine dönüşeceksiniz. Müthiş acılar çekesiniz. "Hâlâ ona sahipken gençliğinizin farkına varın. Günlerinizin altınını, sıkıcı insanları dinleyerek, umutsuz başarısızlıklanı iyileştirmeye çalışarak ya da hayatınızı cahillere, sıradan insanlara veya görgüsüzlere vererek çarçur etmeyin, bunlar çağımızın gayesi, yanlış ülkülerdirler. Yaşayın! İçinizde duran o muhteşem hayatı yaşayın! Hiçbir şeyi kaçırmayın. Sürekli yeni hisler arayın. Hiçbir şeyden korkmayın.
Sayfa 34
Ama acele etme, güneş gökte hâlâ pırıl pırıl parıldıyor. Bizler de bu arada pencereden süzülüp dışarılara açılabilir ve şehirlerin ve köylerin, nehirlerin ve vadilerin, dağların ve tarlaların muhte­şem manzarasını seyredebilir, bizi sürekli sınayan şeytana istediğimiz dünyanın işte bu dünya olduğunu söyleyebiliriz, çünkü insanın hakkını istemesi gayet normaldir.
..her zaman ya çok az konuşurum ya da çok fazla, bu da sapına kadar doğrulara bağlı benim gibi biri için acı verici bir şey. ... hâlâ konuşabildiğim günlerde, çok az konuştuğumu sandığım anlarda aslında çok, çok konuştuğumu sandığım anlarda da aslında çok az konuşmuş olduğumu sık sık düşünürüm. Yani demek istediğim, üzerinde iyice düşündükçe, konuşurken gösterdiğim aşırılıkların suskunluklar olduğu anlaşılıyordu ya da suskunluklarımın aşırılıklar olduğu. Zaman nasıl da her şeyi tersine çevirebiliyor, öyle değil mi? ... ne dersem diyeyim yeterli de değildi, yeterince az da değildi. Evet, susmuyordum, ne söylersem söyleyeyim, hiç susmuyordum. Kendinizi ve varsa tabi benzerlerinizi tanımanıza yardımcı olacak muhteşem bir çözümleme bu. Çünkü hiç kimseye ihtiyaç duymadığımı söylerken, çok fazla bir şey söylemiş olmuyor ama söylemiş olmam gerekenin, söyleyemediklerimin, asla söylememiş olmam gerekenlerin çok ama çok azını söylemiş oluyordum. ... İÇİNDE YOK OLUP GİTTİĞİM İHTİYAÇ YOKSUNLUĞUMU ANLATMAK İÇİN SÖZCÜK BULAMIYORDUM.
Sayfa 52 - Kırmızıkedi
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.