En tepede olan her tek adam gibi Hamaney aslında hayli izole bir hayat sürüyordu. Konuştuğu, iletişime geçtiği insanlar bir avuçtu. Öyle bir hayat düşünün ki, bir suikast olabilir endişesiyle gazeteciler bile Hamaney'in yanına giremiyor. Hamaney'in katılacağı bir programı çekeceksiniz, kamerayı bir gün önceden teslim ediyorsunuz, kamera ıncık ıncık aranıyor. Hamaney'in olduğu yere çoğu zaman muhabirler alınmıyor, sadece kameramanlar ve fotoğrafçılar alınıyor. Bir nevi hapis hayatı gibi bir yaşam. Aynı on beş kişiyle konuşuyor, aynı on beş kişiyle görüşüyor. Vatandaşlar arasında her zaman, cuma namazında bile onlarca metre oluyor. Reformistlerin bir kısmı Hamaney'in etrafı yanlış kişilerce sarıldığı için yanlış yönlendirildiği düşüncesindeydi. İzole hayat Hamaney'i yanlış düşünmeye sevk ediyor, yanıltıyordu. Hamaney'in sokaktan, halkın, gençlerin taleplerinden haberi yoktu. Etrafındakiler sistemi suistimal ediyorlar, milleti eziyorlardı, Hamaney'in ruhu duymuyordu.