... İnsan geçmişinden usul usul kopmaz her zaman, öyle peyderpey kendiliğinden düşen ölü bir tırnak gibi. İnsan geçmişinden bir anda pat diye kopar bazen; kesinkes yırtılır bir bağ, bir daha asla bağlanmamak üzere... Bilirsin ki hatırlamamak tek seçeneğindir. Bilirsin ki hatırlamamak kendini inkâr demektir. Bedeli göze alırsın. Ancak böyle hayatta kalırsın.
“Doktor bey.. Biz Arabız ve Müslümanız elhamdülillâh... Osmanlı Devleti de Müslümandır. Dedelerimiz asırlarca bu din kardeşliği için Araplıklarını hatırlamadılar. Osmanlılardan ayrılsalar dinlerini mi kaybederlerdi? Elbette hayır. Hallerinden memnundular ve ondan hatırlamadılar. Fakat hatırlamamak vazgeçmek değildir doktor bey. Dediğim gibi onlar memnundular. Çünkü Osmanlılar âdildi ve kuvvetliydi. Adalet ve kuvvet! Bunların ikisi bir arada olunca mesele kalmaz. Bir başka ırkı veya kavmi elde tutabilmek için bunlar lâzımdır. Hem de tam olarak olması lâzımdır. Osmanlı Devleti ise uzun zamandır ne âdil, ne de kuvvetli. İttihatçıların, Cemal Paşaların yaptığı zulümler ortada. Sığınacak bir yer aradık, İngilizler, refah vâdettiler. Onlara kandık. Siz şimdi yalnız aldığımız paraları düşünüp bize hain, hem de din haini gözüyle bakıyorsunuz. Allah adına yemin ederim ki, biz hain değiliz, biz yaşamak, ayakta kalmak için böyle yaptık.”
Bazen lennie gibi olmak en güzeli diyebiliyorum . Hasta olmadan bazı şeyleri unutmak ,yaşadıklarını hatırlamamak .Masumiyetin altındaki tehlikelerin farkına varmamak aslında bazen rahatlatıcı da olabilir diye düşünmeden edemiyorum.Ben kitabı çok beğendim .Karakterlerin özellikleri,olayın akışı en güzeli de sonuna kadar devam eden arkadaşlığın ve masumiyetin bende bıraktığı duygu oldu.Sonu benim için sürpriz ,tahminimden çok uzaktı.
Eileen Goudge, New York Times'ın en çok satan yazarı ve çağdaş roman yazarlarından en çarpıcı olanıdır. Bu romanında, güçlü bir aşk ve kurtuluşun, bir kadının geçmişindeki sırları gömebilmek için neler yapabileceğinin hikâyesini anlatıyor.
Alice Kessler, oğlunun ölümüne neden olan sarhoş sürücüyü öldürmeye teşebbüs etmekten dokuz yıl hapis yattıktan sonra, geride bıraktığı diğer oğluyla yeniden bağlantı kurmak için yuvasına, Grays Adası'na döner. Ama zaman geçmiş, birçok şey değişmiştir. Küçük oğlu Jeremy şimdi çocukluktan yeni çıkmış, asık suratlı bir gençtir. Bir daha asla hatırlamamak üzere arkada bıraktığı adam ise doğup büyüdüğü kentin belediye başkanıdır. Anne ve oğul haksız yere tecavüzle suçlanan Jeremy'nin masum olduğunu kanıtlamak için birleşmek zorunda kalırlar.