... moda da insanlar gibidir. Gelirler ama ne zaman, niçin, nasıl geldikleri bilinmez; sonra gider ama yine, ne zaman, niçin, nasıl gittikleri bilinmez. Bana kalırsa, bu açıdan bakıldığında her şey hayat gibi.
Sayfa 158 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Hayat, kişinin hiç durmadığı, birbirini izleyen bir trenler, yollar, gemiler dizisiymiş gibi. Derdimi anlatamıyordum. Gitgide daha uzağa gitme isteği. Ama kişinin hiç dönmeyeceği bir uzaklığa. Hep ilerlemek... Ve hayat geçti. Öyle çabuk geçti ki onu duymuyordum bile. Hayat da durmaksızın ilerliyordu.
Vücut, hayatın aynasıdır.
Hayat ise harekettir. Hareket olan yerde de
hareket ettiren vardır.
Hayat, bir sıfattır, sıfat da sıfatlandırdığı şeyden ayrı olmadığından, onun kendisi demektir.
"Hayat seni öyle bir noktaya getirir ki kendini sevdiklerinle savaşırken ve nefret ettiklerinle sevişirken bulursun. Üzülürsün. Pişman olursun. Sonra biraz zaman geçer ve tersinin bu dünyada işlemediğini anlarsın."
Kitap şöyle bir paragrafla başlıyor: “Ayemenem’de mayıs, sıcak ve bungun geçer. Gündüzler uzun ve nemlidir. Irmak ufalır, kara kargalar sessiz, toz yeşili ağaçlarda, parlak mangolardan karınlarını doyurur.” Bunu yazmadan, yazarın dilini nasıl ifade edebilirdim bilmiyordum. Dili bu kadar lirik, bu kadar şiirsel ve güzel çok az yazarla