Bu kitap hakkında çok acımasız eleştiriler okumuştum. Özetle, kadın dedikodusuyla dolu bir aşk romanı olduğu ve klasikler arasına girmeye layık olmadığı söyleniyordu. Ama okuduktan sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki böyle düşünenler kitabı, iyi bir çeviriden daha derinlemesine okumalı.
Kitap 19. yüzyıl İngiltere'sinin kadına ve evlilik kurumuna bakışını anlatıyor. Bunu, gerçeğe son derece yakın karakterler üzerinden yapıyor. Diyaloglar doğal. Evlenme konusunda sınıf ayrımlarının keskin bir şekilde gözetilmesi, evliliğin daha çok bir aile ortaklığı olarak görülmesi kitap boyunca gayet güzel işlenmiş. Ailelerin, çocuklarının evlenme süreçlerine müdahaleleri ve çocuklarının evliliği üzerinden birbiriyle rekabet eden aileler ise günümüzde halen hemen her yerde görebildiğimiz şeyler. Kadınların, kendilerini erkeklere beğendirmek dışında neredeyse hiçbir gayelerinin olmamasının da günümüze söyleyeceği çok şey var. Kitaptaki karakterlerden, diyaloglardan ve olaylardan sıkılanlar kitabın zaten maddiyattan ve niteliksiz kadın-erkek ilişkilerinden başka bir şey bilmeyen insanların dünyasını eleştirdiğini gözden kaçırmamalı. Böyle düşündüğümüzde, kitap o boş ve sıkıcı hayatı bize amaçladığı şekilde hissettiriyor.
Son olarak, okuyacak olanların mutlaka iyi bir çeviriden okumasını öneririm. Aksi halde kitaptan tat almak pek mümkün değil.