Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beklenmedik bir anda "annecim" kelimesini kullanmamdan mı yoksa sesimdeki bir şeyin içinde bir yerde hâlâ var olan annelik güdüsünün eskiden kalma bir kırıntısına dokunmasından mı bilmem, kitabından ayırıp bana çevirdiği gözlerinde bir yumuşaklık ve endişe vardı. Tam "Ne oldu, bebeğim..." dliyerek söze başlamıştı ki, gözleri alnımdaki İşarete takılınca, kelimeler dudaklarında donuverdi. "Ah, Tanrım! Bu sefer ne yaptın?" Kalbim yine acımaya başlamıştı. "Anne, ben bir șey yapmadım. Bu benim yüzümden olan bir şey değil, bașıma gelen bir şey. Benim bir hatam yok." "Ah, lütfen, hayır." Annem sanki ben tek kelime dahi etmemișim gibi ağlamaklı bir sesle konuşuyordu. "Baban ne diyecek?" Babamı son on dört senedir görmediğimize ya da ondan haber alamadığımıza göre, ne diyeceğini nereden bilebiliriz ki diye haykırmak istiyordum. Fakat bunun bir işe yaramayacağını biliyordum. Üstelik ona John'un "gerçek" babam olmadığını hatırlatmam annemi her defasında delirtirdi.
Sayfa 26 - PEGASUSKitabı okudu
"Bizim için asla bir şey değişmeyecek! Sen kalkıp Varşova'ya geldin Edouard, ne hayaller kurdun... Kent ışıkları! Yoksa iyi Katolik Polonyalıların sana kucak açacaklarını mı bekliyordun? Boş versene! Onlar kendi kostümleri ve âdetlerini sürdüren getto Yahudilerini yüz kere tercih ederler! Sen bu güzel semtinde, cephesi süslü binanda, sürtün dur bakalım onlara, dostluk kurmak içi; haydi canım sen de!"
Reklam
Hürmet Makamı İhtiyarlık
İslam toplumunu Müslüman olmayan toplumlardan ayıran en önemli özelliklerden biri, fertlerinin sadece kendilerini değil, toplumun diğer fertlerini de görüp gözetmeleridir. Müslüman bir toplumda düşen kaldırılır, hastalanan ziyaret edilir, aç kalan doyurulur, giyecek bir şey bulamayan giydirilir. Yolda kalan ortada bırakılmaz; yetimlerin, dul kalmış kadınların ve kimsesizlerin elinden tutulur, borçlular borcundan kurtarılır, buluntu malların sahibi aranır, yolunu şaşırana yol gösterilir. Kısacası bir kişinin acısı herkesin acısı, sevinci de herkesin sevincidir. İslam'da yaşlılara saygı göstermek ve onların hayır dualarını almak ihmal edilmemesi gereken dini ve ahlaki bir görevdir. Yaşam devam ettiği müddetçe bugünün gençleri, yarının yaşlılarıdır. Bu hayatta gençliğin ömür boyu korunamayacağı açıkça gözükmektedir. Öyle ise bizim de bir gün yaşlanacağımızı hiçbir zaman unutmamalı; yaşlılara, özellikle anne babamıza, dedelerimize, ninelerimize saygıda kusur etmemeli, onların hayır dualarını almak için ihtiyaçlarına cevap vermeliyiz. Bu konuda gençlerimize de örnek olmalıyız.
Sayfa 2 - Doç. Dr. Hüseyin OkurKitabı okudu
“Beyefendi, kız kardeşiniz, anneniz akşamlara kadar evde nasıl vakit geçiriyorlar, hiç bir gün bunu düşünmek zahmetine katlandınız mı? Hayır.. Hayır... Bin kere hayır... Evrim kanununa dair kafa yordunuz. Darvinizmi incelediniz. Cüzi irade meselesi için yoruldunuz. Çekim kanununu, fizikte Carno prensipini düşündünüz. Size bu kadar uzak şeylere zaman ayrıdınız. Ama size o kadar yakın bulunan anne ve kız kardeşinizin evdeki yaşayış tarzının sağlıklarına tesir edeceğini hiç aklınıza getirmediniz. Çünkü onlar, âdet icabı o yaşayış tarzına mahkümdur dediniz. Artık ötesini düşünmediniz. Niçin? Bu önemli noktaları Avrupa'da Poincarö'ler, Tardiewler, Spencer'ler filanlar mı gelip de düşünecekler? Bugün şehrimizdeki sinir hastalıklarının ölçülemiyecek kadar erkeklerden ziyade kadınlar arasında hüküm sürmesinin sebebi de işte budur. İnsaf ediniz. Hizmetçisi, aşçısı bulunan rahat yaşayışı bir ailenin genç kızı, genç vücudunu tembellikten doğacak fenalıklara karşı neyle koruyacaktır? Ya çalgı çalacak, ya el işi işleyecek, ya bir şey okuyacak... Ya köşe penceresinde oturup sokaktan gelip geçeni sayacak... Bunlar iyi, kötü, neyse, zihin meşguliyetleri... Ama vücuda gerekli çalışma ne yolda verilecek? Erkekler için şimdiki ilimlerin lüzumlu saydığı şeylerin kadınlara da gerekli olduğunu düşünmek neden kabahat? Neden günah olsun?
"Anne" dedi annesine, "dünya hep bu kadar beyaz mı? " Annesi gülümsedi. "Hayır, " dedi yavrusuna, "dünya bazen sadece yeşil, bazen rengarenk, bazen ise kapkaranlık olabilir. Her renge hazır olmalıyız;yoksa yaşam bizi içine çeker ve o an hangi renkse ona dönüştürür. Korktuğumuz neyse ona dönüşümüz, neyden kaçarsak o oluruz. "
"Hayır işte anne, diğer çocuklar gibi değildim, dediklerini unutamıyordum.":(:
Reklam
Anne Babaya İyilik Etmek, Akrabayı Gözetmek
312. Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (SAS) şöyle buyurmuştur: Allah’a ve âhiret gününe inanan misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe inanan akrabasını gözetsin. Allah’a ve âhiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun. *Müslim rivayetlerinde “akrabayı gözetmek” ifadesi yerine “komşuya ikram etmek/eziyet etmemek” ibaresi geçmektedir. (B6138 Buhârî, Edeb, 85; M173 Müslim, Îmân, 74)
Sayfa 311Kitabı okudu
Temelde en büyük ihtiyacı olan anne baba bakımı ve sevgisinden kopmak, uzaklaşmak, hayattaki en büyük travmalardan biridir...
Rosa, sarı kafalarla dolu ve Rusların hakimiyetinde antisemit bir ülkede Yahudi, esmer ve Polonyalıydı. Bir de şimdi topal kalmıştı!
Sayfa 16 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
"Başka biri mi var?" diye alçak sesle sordu çocuk. "Hayır... Hayır," dedi Anne telaşla. "Öyle biri yok! Hem ben senden dünyadaki herkesten çok hoşlanıyorum Gilbert ama biz arkadaş kalmalıyız." Gilbert acı acı güldü. "Arkadaş mı? Senin arkadaşlığın bana yetmiyor, Anne. Ben senin aşkını istiyorum ama sen bana onu asla veremeyeceğini söylüyorsun."
Reklam
Çocuk Doğumu ve Sonrası ile İlgili Edepler
1- Kız çocuğunun doğmasına erkek çocuktan daha az sevinmemek. Çünkü, bunlardan hangisinin hem kendisine, hem anne-baba ve akrabasına daha çok faydalı olacağı önceden kestirilemez. Bu sebeple, "Hayır, ALLAH Teâlâ’nın takdir ve tercih ettiği şeydedir." deyip her ikisine de aynı derecede sevinmek lâzımdır. (İnsanlar, gelecek ve akıbeti bilmedikleri için, bunu bilen ALLAH Teâlâ'nın ilim, hikmet ve rahmetine güvenip olanlara rıza göstermedikleri takdirde, çoğu zaman kendileri için iyi olan şeylere üzülür, kötü olan şeylere de sevinirler. Kur’ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "Umulur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için daha iyi, hoşlandığınız bir şey de sizin için daha kötüdür. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara, 216)
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Betül Güçlü'nün kalemi gerçekten çok güzel. İnsana sürekli farklı duygular yaşatabiliyor. Bir an bir dostunuzla mutlu olurken bir an kardeşleriniz ile ağlayıp daha sonra gülüp eplenebiliyorsunuz ve bunu o kadar güzel işliyor ki okurken daha biraz önce aplıyordunuz şimdi nasıl gülüyorsun diyemiyorsunuz. Mısra anne ve babasının vefatından sonra kız kardeşi Ecrin, erkek kardeşi Emre, babaannesi ve borçlar ile karşı karşıya kaldığında evin reisi olma görevini üstlenmiş ve üniversiteye gitmeyip çalışmaya başlamıştır. Emre hafta sonları çalıştığı tamircideki arabayı kaçırıp bir de üstüne Kerem'in arabasına çarparak kaza yapınca her şey başlıyor. Kerem iki tarafında hasarını karşılamak şartıyla Mısra'dan bir iyilik istiyor ve bu istek onları nikah masasına oturtuyor... Mısra yapamayacağını anlayıp nikah memuruna 'hayır' diyip düğünden kaçtıktan sonra Kerem ile bir daha görğşmeyeceğini düşünürken işler tabiki de istediği gibi gitmiyor.... Sizi hem güldürecek hemde duygulandıracak bir kitap arıyorsanız tam yerindesiniz.. İyi okumalar....
Yalancı Aşklar Sokağı
Yalancı Aşklar SokağıBetül Güçlü · Müptela Yayınları · 2018874 okunma
Şimdi kollarımla seni sarıp omzunda ağlamış ve sana da aynısını yapman için şans vermiş olmayı diliyorum. Ama hayır, görünen o ki ne kendi kederime ne de seninkine yer vardı içimde.
İlişkide Dünya Enerjisi
Eril, bir kadında onu topraklamak ve beslemek ve derin Dünya Rahim enerjilerine dişil çapası olmak için bu enerjiyi arar. Dengede, bu rahim unsuru bir erkekte bağlılık ve güvenlik duygularını uyandıracak; bu kadınsı kaliteye sahip bir kadınla bir ev ve çocuklar yaratma arzusu duyacak ve bağ kurmak için kendini onun topraklanmış enerji alanına
"Baban benim yüzümden asla bir adamı öldürmez, biliyorsun." "Eh, bu iyi bir şey, anne." "Hayır tatlım. Değil."
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.