Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
575 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir FMArsal klasiği olan mutlu sonla taçlandırılmış harika bir kitap. Kitaplığımda aynı kitaptan sadece kapakları değişik diye 3 tane olan tek kitap Seni Sevmek İstemedim… Ve şimdi de 5. baskısını yaptığı için 4 tane oldu. :) Aslında bu kitap yeşil gözlü dev olarak da adlandırılan, yakışıklı zorba Doğan, yani Dodo’nun diğer FMArsal kitaplarında
Seni Sevmek İstemedim
Seni Sevmek İstemedimFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 20151,092 okunma
439 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Şahane Gelin beni FMArsal’ın büyülü dünyasıyla tanıştıran kitap, ilk gözağrım, gözbebeğim… Basılı hale geleceğini duyduğum günden bu yana tekrar okumak için yanıp tutuştuğum kitap. Beni tanıyanlar bilir ki bir kitabı sadece bir kere okurum ama FMArsal etkisi olsa gerek, bu kitapları dönüp dönüp kaç kez okuduğumu ben bile bilmiyorum artık. Bazen
Şahane Gelin
Şahane GelinFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 20151,174 okunma
Reklam
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı
- Sen hayatında her şey yapmış bir kadınsın. Fakat hiç birine alışamamışsın, hiç birinde ihtisas kazanamamışsın: Evlendin, fakat tam mânasıyla zevce olmadın; sevdin, fakat yekpare bir aşkın olmadı, birçok hâdiseler en büyük ihtirasın billûrunu kırdı; seyahat ettin, fakat sende bir seyyah melekesi teşekkül etmedi; birçok hafiflikler yaptın, barlarda, balolarda, tiyatroların kulis aralarında yaşadın, fakat bir kokot pişkinliği elde edemedin; tercemeler yaptın, fakat bir satır yazı neşretmedin; çocuklara bayılıyorsun, fakat ana olmadın; her emelin, her gayenin büyüklüğünü ve güzelliğini anlıyorsun, fakat hiç bir emelin ve gayen yok; bir çocuk saflığıyla en basit yalanlara inanabilirsin, fakat hiçbir şeye iman etmiyorsun. Birdenbire avucunu ağzıma kapadı: -Sus! dedi, seni Makbet'teki cadılara benzetiyorum. Tüylerim ürperiyor... Zekânın aynasında kendimi korkunç görüyorum. -Ben senin gibi insanlar tanımadım değil. Hatta kadınlardan daha çok. Bunlar bizim memlekette âdeta bir sınıf teşkil ederler. Hem de hepsi asil dediğimiz ailelere mensupturlar. -Sus! Ben yalnız olmak isterdim. -Hiç kimse bir zümreye mensup olmaktan kurtulamaz. Bununla beraber içlerinde en tipik örnek sensin. Çok hızlı gidiyorsun sen. -Bizim sonumuz ne olur? Fakat cesur bir cevabımdan o kadar ürktü ki hemen gözlerini sımsıkı yumdu: -Söyleme, dedi, haydi, içelim.
"Kronik vicdan azabı, tüm ahlakçıların hem fikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir daha ki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlemenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Reklam
Böyle mi iyileşeceksin? Yedeğinin yedeğinin yedeğiyle şeylere dokunarak yani. Hem aç, yoksul ve incitilmiş insanlara, hem de sokakları arşınlayan mutlu perilere mi bölüneceksin aynı anda? Büyük bir kalabalığın sıkış tepiş sığındığı gölgeni, oturduğu yerden bahçeyi seyreden kendinden başka kime iliştireceksin? Gözünü seveyim bırak bu çoğulluk çabasını, hiç sırası değil.
Sevgili Ayda V. Gani, bak bu satirlar senin icin gelsin, guzel insan Nazim Hikmet Ran'dan.. "Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.." ertugrul.gen.tr/iir-seslendirme
128 syf.
8/10 puan verdi
Her sene Bilim-Kurgu Kurultayı'nda roman, kısa roman, hikaye ve kısa hikaye alanlarında verilen Hugo ödüllerinin adının nereden geldiğini hiç düşünmüş müydünüz? Ya da cyberpunk, uzay operası, steampunk gibi bilim-kurgunun alt türlerinin ortaya ne zaman çıktığını ve öncülerinin kimler olduğunu biliyor musunuz? Eğer cevabınız hayırsa ve bilim-kurguya dair bir literatür taraması okumak istiyorsanız bu minik kitap tam size göre. Bilim-kurgunun tanımı, tanımı konusunda yaşanan zorluklar ve gelişmeler, bilim-kurgu temaları ve alt türleri hem yazarlar hem de coğrafya bazında incelenerek hoş bir kitap ortaya konmuş. Keşke daha uzun, detaylı ve kapsamlı olsaymış diyerek kısa bir süre içinde bitirdim kitabı. Kısa olmasının yanı sıra çevirmen İpek Bülbüloğlu da çeviriye pek önem vermemiş anlaşılan ve Türkçeye çevrilerek basılan bilim-kurgu kitaplarının isimlerini kendi kafasına göre çevirerek kitap içinde karmaşaya neden olmuş. Örnek verecek olursam kitap isimlerini Yıkım'a Giden Adam yerine Yıkılan Adam; Anubis Kapıları yerine Anubis Yolları; Karanlığın Sol Eli yerine Gecenin Sol Eli, Sarhoş Adımları yerine Sarhoşun Gezintisi şeklinde çevirmiş, üstelik bu kitapların hepsi de kitabın basım tarihi olan 2005 yılından daha önce basılmasına rağmen. Keşke daha özenli davranıp ufak bir araştırma yapsaymış, ya da hiç çevirmeye çalışmayıp orijinal adlarıyla bıraksaymış. Bu sıkıntının ve kısa olmasının dışında kitap, bilim-kurgu severler tarafından yenilip yutulacaktır. Buna benzeyen daha kapsamlı bir kitabın Türkçeye çevrildiğinden haberim yok, ama kitap önerisi olanlar varsa da çok memnun olacağımı belirtmek isterim.
Bilim-Kurgu
Bilim-KurguJacques Baudou · Dost Kitabevi Yayınları · 200523 okunma
Hint felsefesinin dört altın kuralı; İlk kural : "Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler." İkinci kural : "Yaşanmış olan her ne ise, sadece yasanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yasadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. "Söyle yapsaydım, böyle olacaktı" gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir." Üçüncü kural : "İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır." Dördüncü kural: "Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir.""Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir." Kendine iyi bak. Tüm kalbinle sev. Sonuna kadar hayatın tadını çıkar. Hayatındaki her gün bir hediyedir, kıymetini bil..!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.