Öğrenciliği sırasında, Auguste Comte (1798-1857), Paul Tannery (1843-1904), Henri Poincaré (1854-1912) ve Pierre Duhem (1861-1916) gibi bilim tarihçilerinin ve bilim felsefecilerinin eserlerini okumuş ve bunların etkisiyle bilim tarihi araştırmalarına başlamıştır.
"Kaptanı usta olmayan gemiye her rüzgar kötüdür." G. Herbert
"Evler nasıl taşlardan yapılırsa, bilim de verilerden meydana gelir. Fakat bir yığın taş ev demek olmadığı gibi, bir veri yığını da bilim anlamına gelmez." jules Henri Poincare
Sayfa 10Kitabı okuyor
"Gözümüzden kaçan çok küçük bir neden görmemezlik edemeyeceğimiz büyük bir etkiye yol açabilir, sonra da bu etkinin şansa bağlı olduğunu söyleriz. Doğa yasalarını ve başlangıç noktasında evrenin durumunu tam olarak bilsek, bir sonraki anda aynı evrende aynı durumun ortaya çıkışını öngörebilirdik. Ama doğa yasalarının bizden gizlediği hiçbir sırrı kalmadığı bir noktaya gelmiş olsak bile durumu yalnızca yaklaşık olarak bilebilirdik. Eğer bir sonraki durumu aynı yaklaşıklık sınırları içinde öngörmemize olanak veriyorsa bu bize yeter; bu durumda olgunun öngörülebildiğini ve yasalarla yönetildiğini söyleyebiliriz. Ama bu her zaman böyle olmaz; başlangıç koşullarındaki ufak farklılıklar nihai olguda çok büyük farklılıklara yol açabilir. İlkinde yapılacak ufak bir hata ikincisinde muazzam bir hata doğuracaktır. Öngörü imkansız hale gelir..."
Jules Henri Poincare
Henri Poincaré:
Gözümüzden kaçan çok küçük bir neden, görmezden gelemeyeceğimiz denli büyük bir etkiye yol açar ve biz bu etkinin rastlantısal olduğunu söyleriz.
İkisini de dengelemek lazım.
Her şeyden şüphe etmek ve her şeye inanmak, bizi düşünmekten azat eden iki eşit çözümdür.
Jules-Henri Poincare, gerek Jeometricilere gerek geometricilere aynı cevabı verir: Hiçbir ölçünün "gerçek ölçü" olduğu söylenemez, ölçüler sadece üzerlerinde uzlaşıldığı sürece geçerlidir.
Sayfa 262 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Esas mucize, mucizenin olmamasıdır.
Henri Poincare
Sayfa 123
Profesör genç adama baktı: "İşte bunun için Mustafa iyi bir hocaydı. Uygun kelimeleri seçtiği için derdini iyi anlatabiliyordu; bunun dışında bir düşünme olayının varlığını kabul edemiyordu. 'Biliyorum, ama anlatamıyorum,' mazeretine inanmıyordu. Henri Poincare, 'Kelimelerin ve uygun deyimlerin fiziğe çok şey kazandırdığı ve kaybettirdiği muhakkaktır,' der.
On dokuzuncu yüzyılda Fransız matematikçi Henri Poincare en zorlu matematik problemlerinden biriyle boğuşuyormuş; uzun süre spot ışığını problemin ince aynntılanna doğrulmuş, ama bir yere varamamış. Sonra bir gün seyahate çıktığında otobüse binerken çözüm aklına gelivermiş. Ancak spot ışığını kapatıp da zihninin kendi başına gezinmesine izin verdiğinde parçalan bir araya getirip problemi çözebilmiş. Nitekim bilim ve mühendislik tarihine dönüp baktığınızda pek çok önemli ilerlemenin odaklanma dönemlerinde değil, zihin gezinmesi esnasında kaydedildiğini görüyorsunuz.
Usta çırak ilişkisi ;)
1911 yılının Kasım ayında dünyanın en çok saygı duyulan iki bilim insanı Henri Poincaré ve Marie Curie, İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nde teorik fizik profesörü olarak görev yapmak isteyen 32 yaşındaki genç bir adam için tavsiye mektubu kaleme alırlar. Bu genç adam, 6 yıl önce çığır açan bir bilimsel bir makale yayınlayan Albert
Henri Poincaré
Mantıkla kanıtlarız ama sezgiyle keşfederiz. Nasıl eleştirileceğini bilmek iyidir, nasıl oluşturulacağını bilmek daha iyidir.
Hareket eden madde kendi ile özdeş kalmaz.
Sayfa 226Kitabı okudu
Mutlak şüphecilik yerdizdir; güvenimiz tam olmayabilir, fakat her şeyi bir bütün halinde reddedemeyiz, tartışmamız gerekir.
Sayfa 180Kitabı okudu
Her genelleme bir hipotezdir. Şu halde hipotez, şimdiye kadar hiç kimsenin inkar etmediği bir role sahiptir. Ancak o mümkün olduğu kadar erken ve sık sık doğrulanmalıdır.
Sayfa 151Kitabı okudu