köroğlu kim, öyle mi? ömür hanım'ın öteki adı. hatice. anadolu'da, artık yaşlanmış, çocukları çok uzaklara gitmiş ya da hiç çocukları olmamış, ikili bir yalnızlıkla sarmalanmış karı-kocadan, kocanın karısına seslenişidir köroğlu. o yaşlardan sonra artık kadın baskın olmaya başlamıştır. garip bir kabulleniş vardır bu hitapta. bir sevginin çok gecikmiş ifadesi vardır. karşılıklı bir acıma vardır. bir ihtiyaç yatar derinlerinde. belki de bir merhamet gizlidir. dokunaklı zamanlara gelinmiştir. şefkat can yakar. söz, her gün biraz daha gölgelenir. ayvaz'ın sığınacağı bir tek "köroğlu" vardır. bir iyilik halidir artık yaşanan.
Ölümdür Biraz
Mekân tutmak ve her akşam aynı ufukta güneşin batışını görmek ölümdür biraz ölümdür biraz hep aynı yatakta aynı kadınla sevişerek sabaha varmak Kitapları hep aynı rahat sıralamak aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz soluk soluğa yaşamalı insan her sabah yeni bir şeyler görebilmeli ve cehenneme dönse de bütün bir ömür mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün
Sayfa 99 - Everest Yayınları - 9. Basım
Reklam
Kitapları hep aynı raflara sıralamak aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz. Soluk soluğa yaşamalı insan. Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli ve cehenneme dönse de bütün bir ömür, mutlaka bir şeyler değişmeli her gün.
Sayfa 372 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Zaman kelebeği değip de geçer Bir nefeslik vaktin can yaprağına Büyük rüyalarla geçmişse ömür Hiç yanmam ölümün her çeşidine Umut bir tohumsa kefen zarında Gün olur fışkırır bir orman olur Sesimi bir heykel gibi kırarak Kaybolsam göklerin dehlizlerinde Bulutlar içimin parçalarıdır Yüreğim yağmurdan haber getirir Ey aklımın kalbi, artık genişle Birazdan kar örter şehrin üstünü
Sayfa 110 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
sonbahar
Fáni ömür biter, bir uzun sonbahar olur. Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümar olur. Mevsim boyunca kendini hissettirir veda; Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir; Günler hazinleşir, geceler uhrevileşir; Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere. Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere. Dünyanın ufku, gözlere gittikçe târ olur, Her gün sürüklenip yaşamak rüha bâr olur. İnsan duyar yerin dile gelmiş sükütunu; Bir başka mûsikîye geçiş farzeder bunu; Teslim olunca va'desi gelmiş zevâline, Benzer cihana gelmeden evvelki hâline. Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya, Rûh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya, Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı; Farketmez anne toprak ölüm mâcerâmızı.
Sayfa 49 - İstanbulun Fethi CemiyetiKitabı okudu
Reklam
Ömür Hanım, öyle bir acı ki bu, ölen yaşayanda her gün yeniden ölüyor, yaşayan ağlamadan kimseyi sevemiyor.
Dünya âhiretin tarlası ve ebedî saadetin vasıtası olduğu için, aslında kötü olmak şöyle dursun, iyidir ve makbuldür, övülmeye değer. Asıl kötü olan, dünyevî arzu, şehvet ve isteklere gönülden bağlanarak Hak'tan gafil olmaktır. Hikmetini şahsında billurlaştıran Peygamberimiz Efendimize "Dünya nedir?" diye sorulduğunda "Seni
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.