Üç isteğim vardır senden, bu kapıdan girmen için yapman gereken üç şey; ilkin malını ve mülkünü terk edeceksin. Zira mal ve mülk sana imtihandır, mal sevgisi ile Allah sevgisi ayn sinede yan yana duramaz. Sonra şöhretinden, makamından vazgeçeceksin, zira şöhret bir zehirli oktur. Şöhretin muhabbetini bir kez tadarsan, zannedersin küçük dağlar senindir. Ve nefsini ayaklarının altında alıp da ezeceksin. Zira seninle beraber, her daim seni duyan, sana söyleyen bir düşmandır o. Çok yakındır ama bildirmez kendini. Madem ki bu kapıdan girmek dilersin o vakit ilk imtihanın şudur ki şimdi git üzerindeki şu kürkü bile çıkarmadan omzuna bir sırık al ve ciğer sat halkın içinde. Bundan sonra kadı değil, bir ciğer satıcısı olacaksın"...
Rabb'in verdiğine razı olmak en büyük rıza makamıdır. O'dan gelen,dosttan gelen her şey güzeldir. Fakat biz işimize gelene göre hareket ettiğimiz için Allah'a olan samimiyetimizi, tevekkülümüzü kaybediyoruz. Kul, işine göre değil Rabb'ine göre hareket ederse, Allah da onun mükafatını dostluğu olarak verir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
EN SEVDİKLERİMDEN SEÇMELER Var mı dünyada günah işlemeyen söyle: Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
RUBAİLER
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Bebek gelir, gelir gelmez de ağlar. Uyanmaya çalışmaktadır. İstemez bu uykuyu. Bunu, öte tarafı gören hiç kimse istemez. Ama zamanla o ülkeyi unutmuş ebeveynleri onu yatağa sımsıkı bağlarlar. Hayat dediğimiz bu uyku yatağına. Daha da zaman geçer, ebeveynleri ve diğer insanlar bebeğe geldiği yeri tamamen unuttururlar. Her gelene yapılan kötülük budur. Gerçek kötülük. O bebek, bu bebek, bütün bebekler büyür ve ortalıkta senin benim kadar şaşkın, bir zamanlar gitmek için can attıkları yere gitmemeye çalışarak; hatta birçokları günün birinde nasıl olsa gideceklerini unutup kalanları da gitmeyeceklerini sanarak dolaşmaya başlarlar. Bir kimsenin, Allah'ın izni ve isteği olmadıkça ölemeyeceğini akıllarından çıkarır, o ölümü, yani uyanışı, yani hakiki hayatı insanoğluna hediye eden Allah'tan ölüme karşı aman dilemeye koyulurlar. Hiç demezler; "Kötü bir şey olsaydı Allah izin vermezdi." Hiç demezler; "Allah'tan, Allah'ın istediğine karşı dilek dilenir mi? Ne yapıyorum ben?" Ölüm...
MAHOMET (MUHAMMED (sav)) Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi; kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selâmlaşıyordu
La Légende des Siècles (Yüzyılların Efsanesi)
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.