Kâinat , İnsan v.b. şeyler maddi, aciz, her yönden başkasına muhtaç olduklarından eşey ve çift yaratılmışlardır Cenab-ı Hakk, onları böyle yaratmış ki biri diğerinin eksikliğini tamamlasın , ihtiyacını gidersin. Allah (C C.) ise; Vacibül vücud, Bâki ve Nuranî bir varlık olduğundan O'nun eşe, yardımcıya ihtiyacı yoktur, O, maddiyatın kusurundan münezzehtir. Bundan anlıyoruz ki eşlerin birbirini muhakkak olarak kusursuz istemeleri, bir kusurdur. Kusur ise, görüldüğü gibi fıtrî bir şeydir. Bu yüzden eşler, onun yokluğunu değil, aralarındaki fıtrî emirlerle onu kapatmaya çalışmalıdır. İş bölümü ve yardımlaşmalarla» dengeyi sağlamalıdırlar. Eşlerin birbirini tamamlaması kuşkusuz bir anda olacak şey değildir. Bunun için sabır gerekir, Yaratılışta eşeylik kanunu olduğu gibi, sabır kanunu da vardır. Sabır kanununun asıl ismi tedric kanunudur Tedric, bir şeyi yavaş ve itina ila yapmaktır. Nitekim Allah-u Taâla kainatı bir anda yaratabilecek kudrete sahip olduğu halde, altı günde yaratmıştır.
Sayfa 4
Evet, madem Allah var ve ilmi ihata eder. Elbette adem, idam, hiçlik, mahv, fena; hakikat noktasında ehl-i imanın dünyasında yoktur ve kâfir münkirlerin dünyaları ademle, firakla, hiçlikle, fânilikle doludur. İşte bu hakikati, umumun lisanında gezen bu gelen darb-ı mesel ders verip der: “Kimin için Allah var, ona her şey var ve kimin için yoksa her şey ona yoktur, hiçtir.”
Sayfa 83
Reklam
Efendimizin Medine de ilk hutbesi
" Ey insanlar!.. Sağlığınızda âhiretiniz için tedarik görünüz. Muhakkak bilirsiniz ki, Kıyamet Gününde birinin başına vurulacak ve çobansız bıraktığı koyunundan sorulacak. Sonra Cenâb-ı Hakk, ona diyecek. Amma nasıl diyecek? Tercümanı yok, perdedarı yok. Bizzat diyecek ki: 'Sana benim Resulüm gelip de tebliğ etmedi mi? Ben sana mal verdim, sana lütuf ve ihsan ettim. Sen kendin için ne tedarik ettin?' O kimse dahi sağına soluna bakacak, bir şey görmeyecek. Önüne bakacak, Cehennem'den başka bir şey görmeyecek! Öyle ise, her kim ki, kendisin velev ki bir yarım hurmayla olsun ateşten kurtarabile-cekse, hemen o hayrı işlesin. Onu da bulamazsa, bari Kelime-i Tayyibe ile [güzel sözle] kendisini kurtarsın. Zîra, onunla bir hayra 10 mislinden 700 misline kadar sevab verilir. Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi üzerinize olsun! "
E - PUB NESİL YAYINLARIKitabı okuyor
Belanın şiddeti, musibetin büyüklüğüyle değil sabrın yeterliliğiyle ölçülür. Allah israf edenleri sevmez; gelecekte kullanılacak sabrı, insana şimdiden göndermez; şu an verdiği sabrın, geçmiş zaman musibetleri için kullanılmasından razı olmaz. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurur; "Hiçbir şey yoktur ki, kaynağı katımızda olmasın. Fakat Biz her şeyi tayin edilmiş bir ölçüyle indiririz" (Hicr, 21).
Halkın kan dökücülük dizginini gevşeten ve en kara cinayetlerini gözünde haklı gösteren bir din kadar tehlikeli bir şey yoktur. Kendisine, çıkarlarının her eylemi meşrulaştırdığı söylenen bir Allah tarafından izin verildiğine inanan halk, kötülüklerine artık sınır çekmez. Din mi söz konusu oluyor? O zaman en uygar kavimler hemen tekrar gerçek vahşiler olur ve kendisi için her şeyin mubah olduğuna inanır. Ne kadar zalimce hareket etseler, Allah'larının davasını ne kadar çok hararetle savunsalar yine az olan Allah'larının o kadar beğenisini kazanacaklarını, o kadar hoşuna gideceklerini var sayarlar.
Sayfa 265 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Kur’an’da Var Olan İçki Ayetlerinin İniş Hikâyesi
“Ömer, içkinin zararlarını ve yaptığı tahribatı göz önüne alarak bir gün Muhammed'in yanında, "Ya Rab, müminlere içkinin yasağı konusunda faydalı açıklamalarda bulun, ayetler gönder" diye duada bulunuyor. Onun bu isteği üzerine, kesin yasak içermeyen Bakara Suresi'nin 219. ayeti iniyor. Bu ayette özetle, "(Ey Resulüm!)
Sayfa 61 - Berfin YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.