Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
400 syf.
9/10 puan verdi
Amanınnn, noldu şimdi bu kitapta? :O Sanıyor musunuz ki bu kitapta aradığınız cevaplara ulaşıyorsunuz hahaha çok beklersiniz.. O kadar dedim, her ne olursa olsun, kim isterse istesin şu Thomas'a ihanet etmeyin dedim ama nerdee. Ama Brenda'nın hayatımıza girmesine sevindim. Böyle bir distopyada aşk üçgeni olmaz diye düşünürken yazarın bunu yaratması hmm fena olmadı. O kadar çılgınlığın arasında belkide Thomas'ın akıl sağlığını koruması için iyi bir şeydir diye düşünürken sonundan nefret ettim. Teresa ile olduğu gibi Brenda ile de en son kısımda zihinden konuşması nasıl yani dedirtti? Thomas'a gerçekten de üzülüyorum. Bela kitabındaki Nathandan sonra bir de Thomas'ı okuyunca içimin çöktüğünü hissediyorum. Yazık be bunlar çocuk sadece diye bağırmak istiyorum. Ne deneylermiş bir bitmedi. Yazarın yarattığı dünya olağanüstü ama bana birazda sorularıma cevap lazım arkadaşım!. Şimdii sevgili yayınevi hemennnn üçüncü kitabı bize ver ;)
Labirent: Alev Deneyleri
Labirent: Alev DeneyleriJames Dashner · Pegasus Yayınları · 20147,8bin okunma
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Sayfa 349Kitabı okudu
Reklam
Suç ve Ceza, Fyodor Dostoyevski "En az on dört, belki de yüz on dört tane yanlış teori üretmeden bir tanecik gerçeğe ulaşılmaz ve bu da kendine göre onurlu bir şeydir; ama biz yanlışlarımızı bile kendi kafamızdan üretemiyoruz. Bana en büyük yanlışlıklarla dolu saçmalıkları söyleyin, eğer bunlar bizzat sizin saçmalıklarınızsa, sizi bağrıma basarım! Başkalarının doğrularını söylemektense kendi yalanlarınızı söyleyin daha iyidir desem yeri var; böyle yaptığınızda hiç değilse insansınız demektir; aksi durumda ise, papağandan farkınız yoktur. Hakikat hep vardır, varlığını sürdürür; ama hayat tıkanır, kesintiye uğrar, örnekleri vardır bunun. Peki, şu hâlde biz neyiz şimdi? Biz hepimiz, istisnasız, bilim, ilerleme, düşünce, buluş, idealler, arzular, liberalizm, muhakeme, tecrübe bakımından; her şey, her şey, her şey açısından, daha ana okulundaki çocuk hükmündeyiz! Başka insanların fikirleriyle geçinip gitmekten memnunuz..."
Kendi kültürümüzle ilişkili işlerde dikkat etmediğimiz, hesaba -bilinçli olarak- katmayacağımız bir önemli özellik, bize yabancı bir yazının yapıtlarına baktığımızda kendini hemen belli eder. Ötekini tanımak dediğim işte her zaman gözlemleyebileceğimiz bir şeydir bu.
"Ölüm eski bir şeydir ama her insana yeni görünür."
O'nda, her Varlık'ta olduğu gibi, kendisini meydana getiren malzemeyle açıklanamayan bir şey vardır. Bir katedral, bir taş yığınından çok başka bir şeydir. /.../Onu tanımlayan taşlar değildir, tersine, kendine özgü anlamıyla o zenginleştirir taşları.
Reklam
Her gidişimde, hastahanelerin bahçeleri bana hüzün verirdi. Bunun mânasını şimdi bulmaya çalışıyorum ve hastalıkla tabiat arasındaki büyük tezadı anlıyorum. Bu, bir bahçeden hastahaneye girerken ve bir hastahaneden bahçeye çıkarken en çok hissedilen şeydir.
Hayattan kitabı çıkarın geri neyi kalır ki? Sanırız, Anna Quindlen'in "Kitaplar uçaktır ve tren ve yol. Onlar gidilecek yerdir ve yolculuk. Kitaplar evdir." sözü bizim yapmak istediğimiz şeyi tam olarak özetliyor. Kitaplar her şeydir, siz ne isterseniz o'dur.
Hürriyet denilen şey, biliyoruz ki, tıpkı aşk gibi her gün yeniden kazanılması gereken bir şeydir. Nasıl her gün aşk istersek ve aşkı kaybedersek hürriyeti de öyle ister ve kaybederiz. Hürriyet kavgası hiçbir zaman bitmez, alnı hiçbir zaman sükun bulmaz.
Sayfa 333Kitabı okudu
Dünyanın ipi koptu, çivisi çıktı. Benimse bildiğim tek şey var. Her şeye rağmen, savaş tanrılarına bile rağmen, hayat onurla tamamlanması gereken bir şeydir.
Sayfa 227
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.