Aynısını yaşadım..
Carl Sagan: Bana bir mektup gönderilmiş ve mektup şöyle bitiyor: "Görüşlerinizi zaman zaman olgunlaşmamış ve naif buldum fakat gelecek haftaki konuşmalarınızda daha iyi şeyler umut ediyorum." Umut ederim ki kendisini hayal kırıklığına uğratmamışımdır. Derinden ilgi duyan ve isminin açıklanmasını istemeyen bu kişinin öne sürdüğü bir fikri aktarayım: "Bana öyle geldi ki birçok defa deneyi nitelik alanından nicelik alanına aktararak miktarlaştırmak çabasına yöneldiniz. Ruhsal ve psişik bir dünya var, her nasılsa, fiziksel olanın üst katmanında. Dünyalar içinde dünyalar. İnsan sadece fiziksel bir varlık değil, ruhsal ve psişik bir varlıktır da."
Doğrusu ya, benim tek cevabım, bunun bana göre kanıtlanması gerektiği şeklindedir Ben şunu sormak durumundayım.
"Maddesel varlık olmaktan daha fazlası olduğumuzun kaniti nedir?" Maddenin, yapımızın bir parçası olduğundan hiç kimsenin süphe ettiğini düşünmüyorum. Ve sorun, tamamının öyle olmadığına ikna edici kanıtın ne olduğudur."
Sayfa 220 - Altın Kitaplar - Kanıtı görürsem memnun olurum, ama aldığım cevap bazen şu oluyor: "Ben deneyimi yaşadım. Beni ikna etti. Fakat size aktaramam kanıtı. (çok tanıdık. hem de çok..)
bu dünyaya gelmiş en kötü şey iyilik olsa gerek. kime iyi olsan, kime iyilik yapsan, kime iyiliğin ne demek olduğunu öğretsen hiçbir zaman sana gösterilmez. her zaman senden daha fazlası istenir ve sen aslında hiç iyi olamamışsındır. kötülük kelimesinin karşılığı olarak görülürsün. çünkü aslında iyi olmak hiçbir şeye yaramaz, kötü olmuş olsaydın tüm her şey sen olurdun. yani demem o ki kime iyilik yapsam hep zarar gördüm. çok iyi kalpli birisin, çok iyi insansın, dünyanın en iyi adamı sensin gibi sözler hep gelip geçici. sonunda hep tekmeyi yiyen ve aldatılan olmak kadar kırıcı bir şey olamaz. ha bir de şu var, her şeyin bitişine gelindiği zaman ne olursa olsun en kötü olarak anılmak ve dünyadaki en kötü şey olarak bilinmek de çok kırıcı. ama olayın özü sanırım her hikayede ağlayan olmaktan yoruldum artık. lütfen bana karışmayın, yalvarırım kendi kendime ölmek istiyorum yeter, nolur dokunmayın üzülmekten kendimi tanıyamaz oldum.
Yaşama Uğraşı: Martin Eden
“Birey her zaman sürü tarafından yutulmamak için mücadele etmelidir.” - 
Friedrich Nietzsche
Jack London’ın başyapıtı olduğu söylenir genelde Martin Eden için. Hayatından büyük izler taşıdığı için de “yarı otobiyografik bir roman” olarak değerlendirilir. Ve büyük bir aşk ve mücadele romanı olduğu da dile getirilir birçok yerde. Bunlara ek olarak daha birçok
