Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
Ne mi oldu?
“Sonra, herkes kendi dünyasına daldı. Geçti, geçmez dediğimiz zaman..”
İlhan Berk
İlhan Berk
Reklam
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
'Ben' inanıyorum ki Kur'an'da yazılan şeylerin bir çoğu yaşanmamış bile. Hatta yeni yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız bile mevcut o bütün anlattığı hikayelerde.! Ne diyor Kur'an ? *Andolsun ki İblis onlar hakkındaki kanaatini doğru çıkardı. Böylece mü'minlerden bir grup dışında (hepsi) ona uydular. Andolsun, İblis, kendileri hakkında zannını doğrulamış oldu, böylelikle iman eden bir grup dışında, ona uymuş oldular. Sebe suresi 20/21. Ayet Ne demek bu ? Sana gelecekten bilgi mi veriyor Kur'an ? E İblis haklı çıktı diyor işte hikayenin sonunu anlatıyor. Zaten ayetten de anlaşıldığı üzere çok 'az' bi kısım hariç herkes ona uymuş ve hikaye bitmiş. Hikaye bitmiş! Tmm hikaye bitmiş e peki kimler o zaman o az'ınlık ? Ve bitmişse biz şuan napıyoruz? Sınav bunun neresinde? Eh işte orasıda marifet konusu gel buralara
Birkaç gündür şu kitapları tekrar okuyorum. Gerçekten oldukça yararlı olduğunu söylemek isterim. Lâkin bir süre sonra sanki elinizde bir çekiç varmış da, öteki herkes birer çiviye dönüşmüş gibi düşünmeye başlıyorsunuz. Yani ben dahil kimse normal değil 🤔Sonra şunu düşünürken yakaladım kendimi (madem bilişsel terapi kitapları neden düşünmeyeyim değil mi? 😉? Nedir bu normal? Birden gelen duygunun sesi bana istediğim cevabı verdi. En azından kısmen tatmin etmiş oldu. Cevap ne mi peki? İşte şu 👇 Biralar soğuk mu?", dedim Dedi ki, "Normal" "Peki ya havalar?" "Valla' gayet normal" "İşler?" dedim, "Gidişler?" dedim "Hepsi normal" Peki dedim, "Ya sen, ben?" Dedi ki, "Normal" "Peki biz, ikimiz?" "Valla' gayet normal" "Hâlimiz?", dedim Ne dese beğenirsin, "Normal" Hmm, biri anlatsın hemen Nedir bu normal? Hmm, canım sıkıldı artık Yoksa ben miyim anormal? Çok sevgili #bülentortaçgil 'in şarkısı istediğim cevabı vermiş oldu 👌 Tişikkirler Ortaçgil 🙏
YAZMAK İÇİN
Bu akşam ben Yazmak için yazacağım sadece İyi insanlardan biri olduğum için Ya da bir amaç uğruna değil Siyah, beyaz, alev rengi Ya da içimden geldiği gibi değil Günahlarımdan kurtulmak Geçmişi unutmak için hiç değil
Reklam
Ölümlerin karşısında şaşırıyorum Ne desem ki Düşünüyorum. Kalanları ağlıyor gidenin Benim gözlerim kuru Herkes bana bakıyor, biliyorum İçlerinden geçenleri. Başsağlığı dilemek Garibime gidiyor Ölen öldü, sen yaşa Küçültmeye benziyor. Beni böyle kitaplar mı yaptı ne Kağıtlarda gidenlere içlenip ağlayan ben Hayattaki ölümlerde put gibi duruyorum.
Defter-i Divanımız
"youtu.be/Ew8_unY9QhA?si=... Nur Yoldaş Mahur "Bihamdillah ki bî nâm u nişanız âdımız yoktur dil-i viranemizden özge bir abadımız yoktur ezelden mazhar-ı ışkız bizim icadımız yoktur elemler cümle bizdendir anâ isnadımız yoktur belâ dildendir ol dildâr elinden dadımız yoktur gönüldendir şikâyet kimseden feryadımız
Yâdında mı doğduğun anlar Sen ağlardın gülerdi âlem Öyle bir ömür sür ki mevtin Olsun sana hande, halka mâtem ^
Osman Nevres
Osman Nevres
(Dünyaya geldiğinde ağlıyordun ya! Herkes de gülüyordu, oğlumuz/kızımız oldu diye. Bak ömrünün sonuna gelmek üzeresin. Öyle yaşa ki sen giderken insanlar ağlasın da sen gül. Son gülen iyi güler. Son gülmek, ölürken gülmektir; yoksa diğer bütün gülmekler sondan bir öncedir.)
Koşuyor koşuyor koşuyordum. Bir şeylerden kaçıyordum. Neden kaçtığımı bilmeden. Bir taşa takılıp düştüm ansızın. Gözlerim göğe çevrildi. Baktım o uzun uzun gelen aslında saniyeler süren zaman dilimi boyunca. Ne kadar da karanlık ? Içim gibi..  ya da şey köydeki o dipsiz kuyunun karanlığı. Hangisiyidi karar veremedim. Düşündüm, durdum. Durup, düşünmemiştim ki hiç. Peşimdeki şey neydi bulmuş muydum ? Ya da bulduğumu sanmıştım. Kötü düşünceler insanın gölgesidir derler. Gölgemden kaçmıştım ama saklanamamıştım. Bir anda beliriverdi yine kafamda bir şeyler. Git, git dedim. Beynim, benim beynim. Beni neden dinlemiyor? Anlam veremedim. Anlamsızlaştım. Gitmedi gölgem. Ne yakalayabildim ne de yok edebildim. Benimleydi hep benimleydi. Yok saydıkça daha çok var oldu. Deli miydim ? Delirdim mi ? Biri bana yardım edebilir mi ? Ben kendime edemiyorum. Benim düşüncem benim gölgem benim beynim ama benim olması baş edebileceğim anlamına gelmiyor değil mi ? Yardım et, yardım et, yardım et. Lütfen yardım et. 4 oldu 40 olsa gerçek olur mu ? Bilmiyordum. Sorular arasında kayboldum. Cevaplar yoktu çünkü. Gölgem ben olmuştum. Insan kendinden kaçamazdı. Geç anladım. Anladım ama bu hiç bir şeyi çözmedi. Bir de buna üzüldüm. Sonra uyudum. Zaten herkes bir gün uzun uzun uyumayacak mıydı?
Reklam
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın." Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
ZAMAN GÖSTERECEK OLACAKLARI
Şimdi anlatacağım bu öykü, ünlü Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geçer. Lao Tzu, bu öyküyü çok sever ve anlatırmış. Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.
Birinin cebindeki parası veya makam mevkisi için onunla olmak, o kişinin kölesi olmaktan başka bir şey değildir. Çünkü hevesi söndüğü kadar kullanır ve istediği zamanda seni terk edip bir kenara atabilir. Sonra da neden böyle oldu, bütün herkes böyle mi diye başkalarına suçu aramaya başlarlar. Hatasının sebebini ilk baştan itibaren kendisinde olduğunu ve yanlış yaptığını kabullenemiyorlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.