Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Halk Okulu: Kışla
Daha İsveç egemenliği dönemindeyken Finler’in kendi anayasa kurumları vardı.
Bu yasa gereğince Finler’in Seym denilen bir parlamentoları vardı.
Kendilerine mahsus posta pulu ve para birimleri vardı.
Az sayıda da orduya sahiplerdi.
Finler, Rus egemenliğine geçtikten sonra da bu kurum ve haklarını
korudular. Ancak
Kitap gerçekten hiç çekinmeden tavsiye edebileceğim inanılmaz güzel bir şekilde yazılmış bir eser bazı paragrafları da neredeyse kendimi tutamayıp ağlayacaktım.
Birinci serisi normal bir anlatımla anlatılıyorken ikinci kitaba geçtiğimde nasıl okudum bilmiyorum bir çırpıda bitti gerçekten...
"Şunu söyleyebilirim anlatılmaz yaşanır."
Kaç ayrılık var geride
Kaçıncı uykumun kaçışı
Kafayı doldurduk dertle
Bilmiyorum bu neyin savaşı
Gençliğin toyluğuyla süren umudum
Bitmek üzere bir sabrım
Bulamdığım amacım
Ne de kötü oluyor insanlar
Hırslarına yenik düşünce
Bazen utanmıyor değilim
İnsan olmak nedir sorgulamıyor değilim
Biliyorum biraz ulu birşey var yüreğimde
İnanmak istiyorum daha iyi bir yere
Ama çamura batmış bu yerde
O kadar sağlam durulmuyor zülme
Sanki çoğu çığlık sessiz
Herkes herşeyin farkında ama sessiz
Yoruluyor insan istemsiz
Siz bıçak gösteriyorsunuz
Ben beyaz bayrak çektikçe
Herkes bulur ettiğini
Ebedi sürmez ne kötü ne de iyi
Ve yine söylüyorum ki
Herkes bulur ettiğini
Ferat Turan
Yazar 1998 nobel edebiyat ödülünü almış
Veee bunu kalemin gücüyle almış diyebilirim gönül rahatlığıyla
Kitabın konusuna gelecek olursak:Bilinmeyen bir ülkede trafik olağan akışıyla akarken yolun ortasında bir araba duruverir herkes sinirle arabaya hücum ederken birisi kapıyı açar ve şoförün ağzından tek cümle çıkar" kör oldum, görmüyorum "
Ve hikaye böyle başlar yavaş yavaş bütün ülke kör olur.Tabii ki beraberinde kaos, açlık, pislik ne ararsanız kötülüğe dair hepsi ....
Ve arada da insanlığa dair minicik minicik güzel şeyler.
Kitap çok güzel di ben beğendim ve okurken keyif aldım
Ama şunu mutlaka eklemeliyim yazarın yazım şekli çok yoruyor uzuuuuun uzun cümleler çokça virgül ve konuşma cümlelerinin paragrafla ayrılmış olmaması gerçekten yoruyor insanı defalarca tekrar tekrar okumak zorunda kaldığım cümleler çok oldu göz yoruluyor ama beyin tatmin oluyor
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
Mücadele ederken çok yorulduğunu mu hissediyorsun? Sakın bırakma! Herkes yoruluyor. Kazananlar yorulduğunu kabullenip yoluna devam edenler....
#Beyhan Budak#
Saklı gözlerindeki o nefreti gördüm kadının ... O istemiyordu aslında. Ama yinede ayrılmak zordu o kendini koyduğu güvendiği limandan.
Son damlayı da dökse bardağının içine adam yine de bir ışık bekliyordu işte ...
O da herkes gibi aynıydı aslında. Ya pişman olursamları vardı kadının.
Çünkü kadınının umudu bitmiyordu. Adam hiç sevmese de kadını, Kadının içinde ki aşk ikimize de yeter diyordu.
Lakin aşk, duygu çarpışmasından doğan bir olay.. Ve kadın onu görmemezliğe veriyordu. Ama her geçen gün yoruluyor ; kendini gitmeye hazırlıyordu.
Ve bir gün dedi:
Tanıdığım o adam nasıl tanımadığım birine dönüştü anlamıyorum, diyordu .. Acaba değişen ben miydim? Artık dayanamıyor muydum sessizliğimi görmeyen o adama? Şiddetine nefretine sevmiyorum bakışlarına dayanmak zor mu geliyordu?
Haklıydı kadın ne kadar daha sabredebilirdi ki buna? Eskisi gibi değildi ki her şey ' Söylenmiş sözler kırılan kalpler geriye dönülmeyecek laflar' edilmişti. Ve çoğu lafa sabretti. Haklıydı kadın bu yüzden, yüreğini incitmeye kıymaması gerekiyordu adamın.
Sonra ayağa kalktı kadın ,
kolunu uzattı kapının kulpuna. Önünde bir valiz iki elinde çocukları.
Kadın Düşündü :
Peki çocuklar? Gidersem alır mıydım ellerinden mutluluğu? Böyle daha mı çok mutlulardı. Yoksa onlarda mı yorulmuşlardı Nasıl başa çıkardım ne derdim onlara diye düşündü..
Kalmayı çok deneyen kadın bu sefer kulpu aşağı indirip kendini dışarı attı.
Ayrılık işte bu kadar kolay ve bu denli zordu herkes için ....
Yaşanmış sözler...
Veronika ölmek istiyor Paulo COELHO
Hayatımızda insanların yorumları eleştirileri düşünceleri ne kadar etkili oluyor? Onların istediği insan olmak için ne kadar çaba sarf ediyoruz? Peki en son kimden nasihat dinledik? Ya da kendimizi mükemmel olmak için hangi çıkmaza soktuk? Mükemmel bir anne olmak için mi, mükemmel bir çocuk olmak için mi,
Nasılda hiçbir şey yapmadan yoruluyor ruhlarımız
Buna şaşmamak lazım dedi gelincik
Kimse kimseyi dinlemiyor
Herkes kendi sesini duyurma çabasında.
Hep berabermiş gibi fakat herkes tek başına.
Pınar
Yolcuyuz... bir tarafta barikatla kapalı,dikenle döşeli cennet yolu,diğer tarafta ise etrafı eğlence merkezleriyle sarılı, ağaçları ve çiçekleriyle göze safa veren cehennem güzergâhı... cennet yoluna girenler yoruluyor,kan ter içinde kalıyor,uykusundan fedakarlıkta bulunuyor,malını fukara ile paylaşıyor,kendisi için olduğu gibi başkaları için de çalışıyor;okuyor,yaşıyor ve muhataplarını uyarıyor. Takati kesilince ya da cennet yolunda olduğundan dolayı iblis'in çocukları tarafından evi bombalanıp şehri yıkılınca,Enbiya'nın yol kenarına diktiği, "Her yer enkaz olsa da ,yalnız bu yolun sonu Selamet!"tabelasını okuyor,"Evim yıkılsa da;Allah var;dert yok!" Diyerek teselli oluyor.
Stres, halkın bildiği ve kullandığı anlamıyla, sıkıntıları kafaya takmak demektir. Sıkıntılar insanı mutsuz ediyor. Mutsuzluk insanı hasta ediyor.
Kimisi hastalıklarla mücadele etmekten yoruluyor. Mutsuz ve hasta oluyor.
Kimisi ailesiyle problemler yaşamaktan bunalıyor.
Kimisi maddi sıkıntılarla boğuşuyor.
Kimisi çevresindekilerin kendisini