Yeni Bir Sen Yeni Bir Yolculuk kitabının yorumu ile geldim
Mayıs ayının sıradaki kitabı ile sizlerleyim. 2023 yılı basımlı 86 sayfalık bol istifadeli ve farkındalık oluşturmak niyetiyle bizlerle buluşan bir kitap.
𑁤''İkna edilmişlerle yola çıkılmaz, yola inanmışlarla çıkılır.'' Bu söz hocamızın
Türk Efsaneleri
Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye!
İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu'da kurtardı.
Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz.
Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak.
Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Bu kitabı çok uzun zamandır istiyordum. Geçen Yaz almıştım, ancak okuma fırsatı buldum. Aslında konusunu ve sonunu biliyordum ona rağmen heyecanla okudum.
O dünyanın en pis kokan yerinde kokusuz olarak doğmuş olan çöpün, çamurun, kokuşmanın içinden gelen, sevimsiz büyümüş, sıcak bir insan ruhu olmadan sırf inatçılığından ve igretisinin verdiği güçle yaşayan, ufak, kamburu çıkmış, topallayan, çirkin, herkesin sırt çevirdiği, içi de dışı da mendebur Jean Baptiste Grenouille... Paris’in kokuşmuş sokaklarında, en kötü kokan yerde, bir balıkçı tezgahının altında, dunyaya gözlerini pis kokular arasında açan Grenouille… Annesi diger beş çocuğunu da aynı bu şekilde doğurmuş. Onu da balık atıklarıyla beraber çöpe atacakken, Grenouille yaşamayı seçti ve daha dünyadaki ilk sesi ile annesini idam sehpasına götürdü. Onu diger insanlardan ayıran bir özelliği vardı, güçlü bir burun ve keskin koku alma yeteneği. Buna karşın kendi bedeni kokmuyordu. Belki de bu yüzden insanlar onu yok saydı, itip kakti. Grenouille koku yeteneğini avantaja çevirmek istiyordu, kendisinde olmayan o insan kokusunu yaratmak istiyordu. Onda sadece insan kokusu değil hiçbir insani duygu emaresi yoktu. Kokuyu hapsetmeyi öğrenmeliydi, bunun için ünlü bir parfüm ustasının yanına kalfa olarak girdi. Öğrendikleri ile büyüleyici bir parfüm elde etti. Bunun için katil olması gerekse bile, ki katil olup olmamak onun umurunda bile değildi.
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201921,9bin okunma
İçinde ‘nasıl anlatılır’ını bilmediğin bir boşluk. Ruhunda sana ait ama sana benzemeyen bir alan. En çok onu arıyorsun. En çok ondan kaçıyorsun. Bir tanımı yok. Kitaplarda yok, şarkılarda, şiirlerde yok; gündelik yaşamın içinde en ufak emaresi yok. Onu bulamadığından bileğin kağıtlara düşüyor. Onu bulamadığından aydınlıklardan siliniyor
Yol, insanın araf duygusunu en çok hissettiği yer sanırım. Bir yerden bir yere giderken aslında hiçbir yerde olmamak halini yaşıyorum. İki mekan arasındaki hiçlik.
Ne zaman yürüyüşe çıksa kendisini geride bırakıyormuş gibi hissediyordu, kendini sokaklardaki harekete teslim etmekle, gören bir göze indirgemekle, düşünmekten kurtuluyordu ve bu da ona öncelikle bir nebze huzur veriyor, içinde sağlıklı bir boşluk yaratıyordu. Dünya onun dışındaydı, çevresindeydi, önündeydi ve dünyanın değişme hızı, herhangi bir şey üzerinde uzun boylu oyalanmasına engel oluyordu. Önemli olan hareket etmekti, bir ayağını ötekinin önüne koymak ve kendini bedeninin gidişine teslim etmekti. Amaçsızca dolaşınca her yer birbirinden farksız oluyor, nerede bulunduğunun önemi kalmıyordu. Hiçbiryerde olmadığını hissettiği yürüyüşleri, en iyi yürüyüşleriydi. Ve bu da onun çevresinden istediği tek şeydi aslında: hiçbir yerde olmamak.