Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
540 syf.
7/10 puan verdi
Dikenler ve Güller Sarayı
Sürekli karşıma çıkan ve Global açıdan çok popüler olan bir kitaptı benimde şansıma ikizimin kitaplığında buldum yoksa aldırtacaktım gerek kalmadı. Aldım okumaya başladım başlarda çok büyük bir beklenti ile giriştim çünkü dediğim gibi aşırı popüler ve aşırı övülen bir kitaptı. Beğenmedim demeyeceğim, beğendim ama bizim bu ana karakterimiz Feyre'ye gram yakınlaşamadım. Çok robot ve empati yapamadığım bir karakterdi. Kitap tamamen Fantastik romantik bir kitap. İçinde aksiyon eksik olmuyor. Tek ısındığım karakter Lucien'di ama ona da o kadar ısınamadım. Karakterlerle empati yapmak imkansız. Hepsinin önünde koca bir buz dağı var gibiydi. Hiçbirine tam ısınamadım. Kitabın tek sorunu bu yoksa kitap gayet eğlenceliydi. 2. Kitabı da alacağım hatta seriyi kesin tamamlarım çünkü birkaç heyecanlı spoi yedim (ikizim sağ olsun) 2. Kitapta olayların daha bi güzelleştiği söyleniyor. Ben beğendim kitabı okuduğuma değdi umarım 2. Kitapta karakterlerle aramızdaki buzları eritebilirim. Öneriyorum.
Dikenler ve Güller Sarayı
Dikenler ve Güller SarayıSarah J. Maas · Dex Kitap · 20163,859 okunma
"O geceden arkadaşlarımın hiçbirine söz etmedim, içimin bir zamanlar ne kadar ölü olduğunu asla bilmediler. şimdi nasıl çiçek açtığımı da asla anlamayacaklar..."
Reklam
Ölüm anını, yüksek bir uçurumdan atlamaya benzetiyorum. Hiçbir ümidin yok. Geri dönmeye çalışsan bunu başaramazsın. Uçurum ile yer arasındaki mesafede aklına binlerce olay gelecek ve hicbirine müdahale edemeyeceksin. Düzeltmeye çalıştığın olayları düzeltemeyecek ve onarmaya çalıştığın konuları onaramayacaksın. O mesafe bittiğinde senin için herşeyin son bulacağını bilmene rağmen kendini o durumdan kurtaramayacaksın. Çebinde bulunan ve para dolu olan kartların sana yardım edemeyecek ve hatta belkide 1/2 salise daha zaman kazanmak için çeplerini boşaltacaksın. Hayatının en önemli dakikalarını ayırdığın telefonunu bile çebinden fırlatıp atacaksın. Bunca şey sadece 3 saniyelik bir zaman diliminde aklına gelecek. 3 saniye sonra sertce yere çakılacak ve öleceksin. O an hissedilen çaresizliği daha önce hiç hissetmemiş olacaksın. Kendini birçok olayı düzeltme çabasında bulacaksın... Hayat 3 saniyeden daha uzundur. Hayatınızı 3 saniyeye sığdırmak istemiyorsanız 3 saniyelik bir ömrünüz varmış gibi yaşayın. -Kalem Medya.
Zihni belirsiz, garip düşüncelerin kargaşalığı içinde kaybolmuştu. Düşünceleri gökte, birbirine bağlanmadan, başıboş dolaşan bulutlar gibiydi. Hiçbirine hakim olamıyordu. Kalbi ölmüş; bir an için hayatının akışı durmuştu. Eski düzeni bulabilmesi, yeniden yaşayabilmesi için zaman gerekti.
Sayfa 467
Politikacılara diyor:P
“Hiçbirine inanmıyorum. Bizimle budala kızlarmışız gibi konuşuyorlar. Onlarla yatağa girersek bize dünyayı vaat ediyorlar.”
Ulan. :D
Beynimin ortaya çıkıveren akılcı ya da saçma fikirleri kovalamasına izin verirken, tıpkı Foy Caddesi’nde bir yosmayı takip eden zavallı gençler gibi davranacağını biliyorum. Onlar bir yosmayı izler sonra bir başkasının peşine düşer, hepsini kovalar ama hiçbirine bağlanmazlar. Benim düşüncelerim de yosmadır.
Sayfa 31 - Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
"Her şeyi aynı anda düşünmek, hiçbirine gereken zamanı vermemek, ne kötü bir huydu."
”Hakkımda hangisinin daha hayırlı olduğunu bilemediğim için darlık ve bolluk günlerimin hiçbirine aldırış etmedim.” | Hz. Ömer (r.a) |
Her şeyi aynı anda düşünmek, hiçbirine gereken zamanı vermemek, ne kötü bir huydu.
Lâl Saraca'nın güncesinden... Bugün fotoğraf karelerine bile duygusunu veremeyecek bir kadının, dakikalarca acı çektiğini gördüm. Bugün bir silahın ve o silahtan çıkan kurşunun bir kadının kalbini parçalamaktan daha fazlasını yaptığını gördüm. Bugün o silahı o kadının eline biz verdik, gözlerimizin önünde kendi ölümünü harf harf yazmasını
Sayfa 265Kitabı okudu
Reklam
hiçbirine bağlanmadım ona bağlandığım kadar. sade kadın değil,insan. ne kibarlık budalası, ne malda mülkte gözü var. hür olsak der, eşit olsak der, insanları sevmesini bilir yaşamayı sevdiği kadar.
(...) Bukowski çalışma yaşamının insan bedenini, insan onurunu, insanın duygu dünyasını paramparça eden kokuşmuşluğunu her yönüyle ele alır. Hakaret, sömürü, ölesiye çalıştırma, duygusuzlaştırma, köle ücreti, kötü şartlar ve bütün bunlar karşılığında koca bir hiç elde edilmesi gibi durumların hiçbirine gözünü kapatmaz. Bu onun gerçek yaşamıdır. Ve öfke kendi gerçek öfkesidir. Böyle olduğu için neredeyse eksiksiz acılar koleksiyonu gibi bir çalışma yaşamını resmetmiştir eserlerinde. Ölüler Böyle Sever'den alınan şu cümle bu öfkenin ve bilincin özeti gibidir: "Hayatım boyunca onun gibi sıfırlar çeşitli işlerden kovmuşlardı beni. Boktan, sıkıcı ve çok az ödeyen işlerden."
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.