Aşkın lâlezarıyım; toprağım susuzdur ey
Leyla mahkûm ve ketum; hicran uykusuzdur ey
Ruhumun aynaları hasretinle sevişir
Merhamet âsumanım neden bulutsuzdur ey
Rengarenk bir baharla tutuştu ufuklarım
Hüznümle, isyanımla makber umutsuzdur ey
Masiva mihverinde bunalan bir gölgeyim
Lekeli iklimlerde kalbim kanatsızdır ey
Kin ağacı zehrimar damlatıyor ömrüme
Derbederdir ümranım; sergüzeşt tatsızdır ey
Aşkın lâlezarıyım; toprağım susuzdur ey
Leyla mahkûm ve ketum; hicran uykusuzdur ey
Ruhumun aynaları hasretinle sevişir
Merhamet asumanım neden bulutsuzdur ey
Rengârenk bir baharla tutuştu ufuklarım
Hüznümle, isyanımla hayal umutsuzdur ey
Hicran Gazeli
Sandım ki benim bahtımı küşâd edeceksin
Kalpten severek aşk ile âbâd edeceksin.
Güller sararıp solsa da hüsnünle güzel sen
Her dem yeniden bendeni dilşâd edeceksin
Mehtap gibi aydınlatacak ufkumu derken
Nerden bileyim hicranı mutâd edeceksin.
Yaktın canı ey dilrubâ yaktın da giderken
Bilmem ki bu sevdayı nasıl yâd edeceksin
Candan seviyorken seni Cânân diye Müşfik
Nâhak yere zulmetmeyi murad edeceksin
İbrahim Kalkan
Ey vefasız meskenet, ey derde dert katan felek
lzdıraptan başka bir zevk vermeyen zindan felek
Gönlü bin aşktan usanmış lâl eden mecnûn gibi
Döndürüp dursun belâ düşsün ay katran felek
Ay ki, biz uğrunda yandık hem yakıp bin sems ve arz
Hem bulandik ab-ı aşkla rengi tam safran felek
Hep karanlk, hep elem verdin ah gündüz bile
Yâda değilimiş; banaymış garazın, tafran felek
Yaş döküp gündüz gece ben ağlamaktan derbeder
Zalime dost, sevdâya düşman, devlete yârân felek
Nerde bir ehl-i dâvâ var ise verirsin belâ
Ol derin devlet gibi bir şeytana hayrân felek
Gelse hanlar, kahramanlar baș edemez fendiyle
En umulmaz tezgâhları döndüren devrân felek
Verdiler yıllarca emek, ehl-i dâvâ hiç kaçmadı
Süfli, sırtından geçinip durdu, ne hicrân felek
Çark-ı bî sâfâ etti pervâne gönlüm ardına
Şehsuvâr der, gölgeler ki bahtına seyrân felek
FUZULİ’DEN BİR SEVDA VE ISTIRAP GAZELİ
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
Aşkın lâlezarıyım; toprağım susuzdur ey
Leyla mahkûm ve ketum; hicran uykusuzdur ey
Ruhumun aynaları hasretinle sevişir Merhamet asumanım neden bulutsuzdur ey
Rengârenk bir baharla tutuştu ufuklarım Hüznümle, isyanımla hayal umutsuzdur ey
Masiva mihverinde bunalan bir gölgeyim Lekeli iklimlerde kalbim kanatsızdır ey
Kin ağacı intihar damlatıyor ömrüme Derbederdir ümranım; sergüzeşt tatsızdır ey
Sızıyor ellerimden gecenin gözyaşları Lanetli pusularda karanlık mutsuzdur ey
Mana üzgün hicabın yıpranan perdesinde Meğer irfanım nakıs, erdemim yurtsuzdur ey
Açıyor kapısını dört yanımdan sonbahar Yeryüzü neden böyle virandır, ıssızdır ey
Cevriyle eriyorum belalı duyguların Bencildir aşiyanım, riyakâr, hissizdir ey
Umutlarım ölüyor sokak aralarında Lisanım ıstırabın kahrıyla sessizdir ey
Bunalıyor, ağlamak istiyorum. Nafile Gözlerim kıvılcımlar dergâhı, yaşsızdır ey
Muamma ummanıdır sinemin; andır vefa Vehimdir, ihtirastır bedenim, başsızdır ey
Visalin esrarına hayranım, ama heyhat Hicret ah, belki hicret; buğday başaksızdır ey
...
Bu yöntemi ilk olarak büyük bir ustalıkla uygulayan şairlerden birisi Nesimi olmuştur. Onun bir gazeli baştanbaşa ters paralelizm temelinde kurulmuş beyitlerden ibarettir. Bu gazel aşağıdadır:
“Nuşin lebin le’li, le’li lebin nuşi
Şirin görürem candan, candan görûrem şirin. Cana, üzünüz ayi, ayi üzünüz, cana
Rengin çü güli-ehmer, ehmer çü güli-rengin. Her kimse seni görmez, görmez seni her kimse
Kendin çekedir hicran, hicran çekedir kendin. Her kim sözün eşitdi, eşitdi sözün her kim Tehsin gıladır, ez can, ez can gıladır tehsin. Cana, Nesimi’ni gör, gör Nesimi’ni cana Üstüngamıdan sözü, sözü gamıdan üstün."
Derdim nice bir sinede pinhân iderim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân iderim ben
Âh ile komam dilleri zülfünde huzura
Cem’iyyet-i ağyarı perişan iderim ben
Cem’iyyet-i ağyarı ger itmezse perişan
Çerh-i feleği aksine gerdan iderim ben
Yâr olmayıcak zehr-i sitemdir bana bâde
Bilmem nice def-i gam-ı hicran iderim ben
Gûyâ ki olur didelerim ma’den-i yakut
Her gâh ki yâd-ı leb-i cânân iderim ben
Bu hâl ile avarelik el virse bana ger
Baştan başa dünyâyı gül-istân iderim ben
Nefi gibi yârana dimem dahi nazire
Yâ bu gazeli ziver-i dîvân iderim ben
NEFÎ
Derdim nice bir sinede pinhân iderim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân iderim ben
Âh ile komam dilleri zülfünde huzura
Cem'iyyet-i ağyarı perişan iderim ben
Cem'iyyet-i ağyarı ger itmezse perişan
Çerh-i feleği aksine gerdan iderim ben
Aşkın lâlezârıyım; toprağım susuzdur; ey
Leyla anaforunda hicran uykusuzdur; ey
Ruhumun aynaları hasretinle sevişir
Merhamet âsumanım neden bulutsuzdur; ey
Rengârenk bir baharla tutuştu ufuklarım
Hüznümle, isyânımla hayal umutsuzdur; ey
Aşkın lâlezarıyım; toprağım susuzdur ey
Leyla mahkûm ve ketum; hicran uykusuzdur ey
Ruhumun aynaları hasretinle sevişir
Merhamet asumanım neden bulutsuzdur ey
Hicran Gazeli
Sandım ki benim bahtımı küşâd edeceksin
Kalpten severek aşk ile âbâd edeceksin.
Güller sararıp solsa da hüsnünle güzel sen
Her dem yeniden bendeni dilşâd edeceksin
Mehtap gibi aydınlatacak ufkumu derken
Nerden bileyim hicranı mutâd edeceksin.
Yaktın canı ey dilrubâ yaktın da giderken
Bilmem ki bu sevdayı nasıl yâd edeceksin
Candan seviyorken seni Cânân diye Müşfik
Nâhak yere zulmetmeyi murad edeceksin
İbrahim Kalkan