"Yarim Haziran!
Kim bilir kaç bahar birlikle uğurladık seninle… Kim bilir kaç yazı karşıladık kan ter içinde…
ilhamısın ergenlik şiirlerimin, o ilk Haziran’dan beri… Yaş günlerimin fener alayı, ilkyaz günahlarımın tanığısın…
Tanığısın yüzüme düşen gözlerin, tenime değen ellerin…
Senle başlayıp sende bitirdim bunca yılı…
Sendin hararetli yıl sonu muhasebelerimin değişmez takvim yaprağı…
Tutkunum sana… Sadık, itaatkâr ve hayran…"
Bambaşka bir hayatın toprağıyla örttüğünü sandığı günler, inceden filizleniyor ve durmadan fısıldıyorlardı: Başka hayat yok. Başka hayat yok. Başka hayat yok...
"Üzerinde yaşadığımız dünya, bizim daha iyi ya da daha kötü olmamıza göre, daha iyi ya da daha kötü olacaktır. Aşkın gücü işte burada işe karışır, çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz."