İslâm hükemasının Eflatunu ve hekimlerin şeyhi ve feylesofların üstadı, dâhî-i meşhur Ebu Ali İbn-i Sina, yalnız tıb noktasında
ﻛُﻠُﻮﺍ ﻭَ ﺍﺷْﺮَﺑُﻮﺍ ﻭَ ﻟﺎَ ﺗُﺴْﺮِﻓُﻮﺍ
âyetini şöyle tefsir etmiş.
Demiş:
ﺟَﻤَﻌْﺖُ ﺍﻟﻄِّﺐَّ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺒَﻴْﺘَﻴْﻦِ ﺟَﻤْﻌًﺎ ﻭَ ﺣُﺴْﻦُ ﺍﻟْﻘَﻮْﻝِ ﻓِﻰ ﻗَﺼْﺮِ ﺍﻟْﻜَﻠﺎَﻡِ
ﻓَﻘَﻠِّﻞْ ﺍِﻥْ ﺍَﻛَﻠْﺖَ ﻭَ ﺑَﻌْﺪَ ﺍَﻛْﻞٍ ﺗَﺠَﻨَّﺐْ ﻭَ ﺍﻟﺸِّﻔَٓﺎﺀُ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺎِﻧْﻬِﻀَﺎﻡِ
ﻭَ ﻟَﻴْﺲَ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﻨُّﻔُﻮﺱِ ﺍَﺷَﺪُّ ﺣَﺎﻟﺎً ﻣِﻦْ ﺍِﺩْﺧَﺎﻝِ ﺍﻟﻄَّﻌَﺎﻡِ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﻄَّﻌَﺎﻡِ
Yani: "İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum.
Sözün güzelliği kısalığındadır.
Yediğin vakit az ye.
Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme.
Şifa, hazımdadır.
Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye.
Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."
Sayfa 150 - Sözler Neşriyyat. San. Tic. A.ŞKitabı okudu
“İbn-i Sina, aşkı, insanın karşı cinsten birinin yüz çizgilerini, el kol devinimlerini ve davranışlarını durup durup düşünmekten doğan sürekli bir hüzün düşüncesi olarak tanımlar.”