İbrahim Golestan'a
tüm varlığım karanlık bir ayettir benim
seni
kendinde tekrarlayarak
yeşermenin ve çiçeklenmenin sonsuz gündoğumuna götürecek
ben bu ayette senin için ah çektim, ah!
Denizin üzerinde kayıklar görünmekte ve denizin sonunun nerede olduğu belli değil. Bu sonsuzun bir parçası olabilseydim, işte o zaman istediğim her yerde olabilirdim... Böyle biteyim istiyorum yahut böyle sürdüreyim...
Benim kötülüklerim kötülük yapmak için değildir. Sonuçsuz kalmış olan iyilikleri duyumsamamdandır.
*
Kalbimi bir meyve gibi tüm ağaçların dallarına asmak istiyorum.
*
... Hep kapalı bir kapı gibi olmaya çalışmışım, kimse korkunç içimi görmesin ve tanımasın diye... bir insan olmaya çalışmışım, kendi içimde yaşayan bir varlık olduğum halde...
Biz
Haşim Hüsrevşahi ve Behçet Aysan ortak bir çalışma yaparak Furuğ'un çevirilerini yapalım demişler. Ancak bazı olaylar engel olmuş ve daha sonra Behçet Aysan vefat edince onun anısına Aysan' ın eşi, kızı ve Ahmet Telli ile çeviriyi tamamlayabilmişler.Onlar sayesinde bizler de Furuğ'un hayatına ortak olabildik. Emeklerine sağlık.
- İbrahim Golestan'a -
Tüm varlığım benim karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin
sonsuz seherine götürecek.
Ben bu ayette seni ah çektim, ah
Keşke ölseydim ve yeniden dirilebilseydim ve dünyanın başkalaştığını, dünyanın bu denli acımasız olmadığını ve insanların bu her zamanki aşağılık ve kahpeliklerini unuttuklarını
Bu Kitabın Kısa Öyküsü
Haziran 1990. Bir yaz gecesi Ankara'da dostlarla "rmuhabbet sofrasında" toplanmıştık. Laf lafı açtı ve konuşmamız Behçet Aysan'la yıllardır konuşup bir türlü gerçekleştiremediğimiz ortak çalışmalar üzerinde yoğunlaştı. Karşılıklı çeviriler üzerinde mutabık kaldık. Furuğ'dan başlayalım dedik. Aynı yıl ekim ayında
Kitap birkaç bölümden oluşmakta. Ana bölümde şiirlerin çevirisi yer almakta. Furuğ hakkında ve onun yayımladığı kitaplardan örnekler alınmış. Furuğ'un ilk dönem şiirlerini kapsayan üç kitap; Tutsak ‘tan altı, Duvar’dan beş, İsyan'dan beş şiir seçilmiş. Bu üç kitap Furuğ kendi sesi ve havasını bulmadan
önceki döneme rastlar. Gençlik, serpilmeler ve