Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İmgesel, Sİmgesel ve Gerçek.
Lacan için üç Oidipal evre dolaysız olarak üç psişik düzey ya da "kayıt" (register) ile ilişkilidir. "İmgesel" ; ayna aşaması sonucunda egonun biçimlenmesiyle başlayan bilinçdışındaki (örneğin; bellek, rüyalar ve sanrılar) çeşitlemelere karşılık gelir. İmgesel, bir dil gibi yapılanmıştır. (İmgesel, imgelem anlamına karşılık gelmemektedir) Eğer biri bilinçdışının bulmacaya benzer örüntüsünü okursa öznenin ya da analizanın arzularını, kaygılarını ve travmalarını tanımlamak olanaklıdır. Simgesel düzey; bilinçli söylemin (dile getirilmiş veya düşünülmüş) alanıdır ve bilinçli zihin ile dilsel düzeninin düz değişmeceli değişimlerine karşılık gelir (Simgesel, yaygın olarak anlaşıldığı gibi simgecilikteki anlama karşılık gelmemektedir). Böylece öznenin söz yoluyla topluma girişine izin verir. Ve son düzey, gerçek; bir sabitlik işlevi sunar ve dilin ötesindedir; dile getirilemeyen ve bazı durumlarda sanrısal olandır. Gerçek, yanlış bir diyalektik türüdür: bir Mobius topolojisiyle; maddesel ile psişik olanı, bilinemezle açıklanabileni, Innenwelt (içdünya) ile Umwelt'i (dışdünya) birleştirir, Nesnelerin ve deneyimlerin dile getirilemez dünyası olarak düşünülebileceği gibi simgesel düzende eksik olan olarak da düşünülebilir. Bu nedenle, gerçeğe yaklaşılabilir ancak asla ele geçirilemez. (Bu terimin "gerçeklik" sözcüğünün alışılagelmiş anlamıyla pek ilgisi ilgisi yoktur).
Sayfa 28 - Jacques Lacan BiyografisiKitabı okuyor
1. Temel Duygular Reyonu 2. Cinayet İnceliği Reyonu 5. Şekerleme İnanç Reyonu 6. Birdenbire Aşk Reyonu 7. Kariyer Tapınağı Reyonu 8. Büyük Kıtlık Reyonu 9. Ruhani İhtiyaçlar Reyonu 10. İçdünya Dekorasyon Reyonu
Sayfa 44 - Everest, 2018
Reklam
Dağların yüklenemediği sorumlulukları, ağır sorumlulukları insan yüklenebilmişse, bu onun çok zengin, çok gizemli, çok görkemli bir içdünya ile donatılmış olmasındandır.
Dağların yüklenemediği sorumlulukları, ağır sorumlulukları insan yüklenebilmişse, bu, onun çok zengin, çok gizemli, çok görkemli bir içdünya ile donatılmış olmasındandır. Kutsal Kitabın, bir saatlik 'derin düşünce'yi uzun süreli 'ibadete' yeğlemesi de bundan değil midir?
Sayfa 112Kitabı okudu
"Vücut her ne kadar senin gibi görünse de sana ait değildir. Sen vücudun konağısın. Unutma içdünya olan ruh bir forma ve şekle ihtiyaç duyduğu için sen bu konağı seçtin. "
Sayfa 165 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Sıkıntılarımızın kökeninde ne var? Çağdaş insanlığın sıkıntılarının kökeninde neler var? Bir yanımızın sürekli kuruduğunu duyumsuyor muyuz? Tonlarca çimento dökülüyor çağdaş insanın kalbine: kalbimizin üzerine + oluşan paslı bir külçe = bunun üzerinde şimdi çağdaş insan, bir hınç gibi + düşsüz bir 'toplam'. O, İçdünya Uzmanı, kırıyordu durmadan içimizdeki BETON KALIPLARINI + "bak" derdi, "iyice bak: kat kat bu tabakaları insanın": eklerdi: "doğrulabilir mi insan, içindeki bu beton tabakalarıyla?".
Reklam
İçdünya
Mahrum mazinin çaldığı kolpa vedaların esrik sefalarında teamüllerimin üzerine giden kaotiklerin beter hevâkarıyım.
Sayfa 117 - Karakterimiz Murat KaraKitabı okudu
"İçdünya"
İnsanoğlu, sen bir sabah ruhunun dibindeki mağaradan çıkıp göğüs boşluğundaki alanın eşiğinde durdun. Durdun ve uzaklara baktın.
Sayfa 20
1976’da Londra’da yapılan ve büyük övgülere layık görülen İslâm Dünyası Festivali’nin organizatörü Paul Kehler, yerinde bir noktaya şöyle işaret etmiştir:23 “Doğal bir öze sahip oluşundan dolayı İslâm medeniyetinin geleneksel ve yaşayan gücü, gezegenimizin geleceğinde başka hiçbir medeniyetin oynamayacağı bir role sahiptir. İslâm dünyası ile
İçdünya
Asırların birikimi, insanları teknolojinin en üst kademelerine ulaştırmış, zekalarını geliştirmişti ama aynı iinsanların iç dünyaları, davranış biçimleri, iki ayaklarının üüstüne dikildiiler dikileli sanki hiç gelişmemişti..
Sayfa 160Kitabı okudu