"Ne çayı içeceğiz?" diye sordum sırf muhabbet hoşuma gittiği için. "Dünyadaki bütün bitkilerin çayını içelim." Söylediği cümle gözlerimi ona çevirmeme sebep oldu. Beni izliyordu. Muhtemelen yüzüm kızarmıştı ama bunun için soğuğu bahane edebilirdim gayet. Burnumun sızladığını hissettim. Kalbim acımıştı o öyle söyleyince. "Çok uzun sürer ama," diye mırıldandım buruk bir sesle emin misin, der gibi. Dudaklarını ıslatıp dertli bir nefes aldı. "Dünyada çayı yapılan kaç bitki var bilmiyorum ama umarım gerçekten çoktur Lina."
Çay ister misin ? Çay yapayım mı ? Çay içelim mi? Çay ...
Reklam
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Tütsü 'yü sevmek
Bir şişe daha içer miyiz? diye sordum. - İçelim... dedi. -Akdeniz esmeri kadın bir şişe daha getirdi. - Kime Tülsü'ye tutkunluğumu anlatsam, benimle alay ediyor. Tülsü orada şurada diye, beni ordan oraya göndermeye kalkıyorlar. Beni deli yerine koyup aşağılıyorlar. Tülsü'ye tutkunluğumu dinleyip de benimle alay etmeyen ilk sizsiniz.
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
Kalk iki gözüm,iskeleye geldik. Günün birinde ya çıldıracağız,ya dünyaya hakim olacağız.Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.
Söyleme Bilmesinler
‘’Mesela ben isterdim eve bir kilo hamsi alıp geleyim. Nurten birkaç meze yapsın. Meze de yapmasın be , peynir kavun keselim. O balıkları pişirsin, ben salata yapayım. Çok değil birer kadeh koyalım, içelim. Hadi tamam o içmesin isterse ben içeyim o yanımda otursun. Televizyonda Samime Sanay olsun.. ‘’Söyleme Bilmesinler…’’ diye başlasın şarkıya. Nurten eşlik etsin. Masanın altından ayakları ayaklarıma değsin, üşümüş olsun. Kalkıp sandalyesini yanıma çeksin, başını omzuma yaslasın. Samime Sanay ‘’Hiç kimse dolduramaz kalbimdeki yerini’’ derken eğilip saçlarını öpeyim. Doymadan kalkalım sofradan, elimizi bile yıkamayalım, silelim yeter. Tutayım kolundan Nurten’in, hadi diyeyim gel… Ayaklarını öpeyim yatakta, kısa bacağının ayağını daha çok..’’
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Tarih: 13 Eylül 1922 Yer: İzmir Falih Rıfkı Atay'ın anılarından: Mustafa Kemal lzmir, Göztepe'deki Latife Hanımların Köşküne taşınmıştır. Oradan Izmir Limanı çok iyi görünmektedir. Limanda, takriben 65 parçadan oluşan lngiliz, Frransız ve İtalyan gemileri vardır. Mustafa Kemal, bu gemilerin varlığından çok tedirgindir. Köşkün
Ya bir gül koparın bahçenizden Koklayalım Ya bir yudum su doldurun taslarımıza İçelim Ya da bir dilim ekmek verin Şükredelim yaşadığımıza Karanlıklar içindeyiz Çamurlar içindeyiz Tutun kaldırın bizi O yalancı sevginiz sizin olsun Biz yaşamak için geldik yeryüzüne Alın başınıza çalın merhametinizi
Gel gidelim içelim, Rey şarabından içelim, Şimdi içmezsek onu, Ya ne zaman içelim…
"İçelim" dedi birisi, "İnsanlar için ve sevgi için kaldırıyorum kadehimi." ve üzerimde bir Napolyon silüeti.
Reklam
Kaçsam o da bir türlü karanlık şimdi Ne kadar aynı bir dünyadayız seninle Aşka, döğüşe, maviye yetmek için Biriyim, cesurum, var mısın ellerime Bir başka sabaha kadar içelim.
Elemle geçirme ömrünü gafil Hoş bir yanı vardır bak hayatın da Kahpe felek dönmez boyuna tek yanlı Gönlünü karartma geçer bunlar da Ne varsa dünyada seninle vardır Sen sensin unutma, boş verme sakın Bir gün ecel gelip can uçtuğunda Dünyada ölümsüz bir adın kalsın "Boş ver yahu!..." diyen kim ise Pâre, pâre olma güçlen gülümse Işıksız cahille kelâma girme Bil sevgi cihanda en büyük şey Fanisin diye boşvermek neden Fani sen değilsin sadece beden Bak şu ana bak geçmeden dem Doldurun dostlar içelim birden Bu ana, bu meclise sunulsun mey!... Ölüm değil aslolan yaşamak hey!... Ölüm değil aslolan yaşamak hey!...
Sayfa 163Kitabı okudu
Fikrimce Hayyam şarabı değil şarap Hayyam'ı içiyor:))
Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz; Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz; Yarın yel savuracak toprağımıza: İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz
Sayfa 48 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.
Sayfa 17 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Resim