Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
288 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
''Bin dokuz yüz yirmi üç yılının yirmi üç kasım sabahı, Hanya Limanı'ndaki çınar ağaçlarının dili olsaydı, o günü ''mahşeri'' diye tarif ederlerdi.'' O sene, mübadele senesi. Lozan'da imzalanan sözleşme gereği Yunanistan Krallığı ile Türkiye arasındaki, yurttaşların din esası üzerine zorunlu göçü. Nasıl bir şeydir düşünebilir misiniz? Doğup
Kritimu
KritimuSabâ Altınsay · Can Yayınları · 200438 okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Benim için en zor şeydir duygularımı yazmak. Çünkü hislerime cümle kurmak o kadar zor ki… Ama belki yapabilirim diye bunu deneyeceğim çünkü yazmak istiyorum. İçimde garip bir hüzün var. Bir hayal kırıklığı var.Hislerim o kadar yoğun ki içim içime sığmıyor(Sanırım şu an ağlamak istiyorum).İlk defa bir kitabı karşı böyle yoğun duygular hissediyorum. Etkilendiğim ilk kitap değil elbette ama bunda o kadar farklı şeyler hissettim ki, o kadar derinden hissettim ki aşkı, hüznü, hayal kırıklığını… Hani insan heyecanla olmasını bekler ya bir şeyi,hani hep o olması için günler sayar dakikalar sayar, hani sonra olmaz ya işte öyle bir Kırgınlık...Karakterlerin yaşadığı duyguları yaşamışçasına hissettirdi bu kitap bana.Konusu değil beni etkileyen kurgusu değil ama içimde garip bir hüzün saklı. “Ka”nın kurduğu hayallerin olmayışı belki,belki İpek’e duyduğu tarifsiz aşkı beni böyle etkileyen. Bilmiyorum ama benim için bir siyasi kitaptan çok bir şairin aşkını,korkularını, hayallerini anlatan bir eserdi. Ama Kitabın siyasi yönünü de es geçemem tabii ki.Yaşanmışla yaşanmamış arasında bir siyasi dönemde buldum kendimi.Geçmiş siyasetten çok benzer yönler buldum.Pamuk objektif olmakla ve eserinde bir çok görüşte insanı ele almakla birlikte Kendi fikirlerini de eserde çıtlatmış. Bu kitap okuduğum dördüncü Orhan Pamuk ve benim için birinci sırada. İyiki önyargılara kulak asmadan Orhan Pamuk’la tanışmışım diyorum. Dili biraz ağır olsa da bazen okuyunca çok farklı bir haz duyuyorum kaleminden.İyiki tanımışım seni Pamuk.
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114,5bin okunma
Reklam
349 syf.
6/10 puan verdi
·
55 günde okudu
Klasiklerle aram oldukça iyidir, fakat ‘’Kırmızı Zambak’’ için aynı yorumu yapamayacağım. Kitap için sitedeki yorumların çoğu olumlu olsa da ben olumlu-olumsuz eleştirilerimi sıralayacağım ayrıntılı bir inceleme yazmaya çalışacağım. Kitap çok fazla karakter ile karşıladı beni; bir salonda oturmuş, sohbet eden ve bu sohbetlerde de isimleri geçen
Kırmızı Zambak
Kırmızı ZambakAnatole France · Oğlak Yayınları · 2008816 okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
Herkes okumalı.
Bazen bazı kitapları okuduktan sonra çevrede gördüğüm bazı insanlara "bak benim dinim bu, yalan ağlarıyla örülmüş o din benim değil, ben o dinden değilim" demek istediğim oluyor. Bu tip kitapları okuduktan sonra geçmişe dönüp bir ah çeken var mıdır benim gibi bilmiyorum. Özlemekten çekilen bir ah değil, öldürülmekten çekilen bir ah.
Kur’an’a Yabancılaşma Süreci
Kur’an’a Yabancılaşma SüreciAhmet Akbulut · Otto · 201882 okunma
48 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yepyeni bir şair, taptaze bir kitap
Bir keresinde şiir için şöyle söylemiştim: Şiir, yürüdüğüm yorucu yolda, oturup dinlendiğim eşsiz bir durak, bazen bir sevgili, bazen şefkatli bir anne eli. Şiir, dünyamı güzelleştiriyor. İncecik gövdesi ile rüzgârda sallanan; eğilen, bükülen ama asla kırılmayan güzel ve güçlü bir çiçek hayal ediyorum. Ne kadar da nahif görünüyor ama nasıl da
Yağmurkuşu
YağmurkuşuVeysel Öztekin · Mythos Kitap · 202215 okunma
724 syf.
·
Puan vermedi
“Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz”
Kendimi, bu incelemeyi yapacak yetkinlikte görmesem de kitabın bende bıraktığı etkiye dayanarak bunu kendime bir vazife sayıyorum. Kitabın bilinen özellikleriyle başlamak istiyorum. 70li yıllarda, ilk yayımlandığı zamanlarda toplumculuk akımının popüler olmasından dolayı yeterli ilgiyi görememiş romanımız. Hatta bireyselci olduğu için birçok
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
" 'Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi'nde beni yazmışsın, beni anlatmışsın, yani bütün sürgünleri... Sürgünde yaşayanların hepsi bu kitapta kendini tanıyacak... "Salt beni anlattığın için mi sevdim kitabını? Hayır... Acıla­rı çok şiirsel sunmuşsun, acılı sürgün anlatımını en iyi ve güzel verecek olan biçemi seçmişsin. Ne güzel, ne güzel... "Hepsinden önemli olan, sürgünle geçen 1yalın yaşamın çok ustaca kurgulanması…" -Aziz Nesin- diye mektup yazar İrfan Yalçın'a, "Aziz Nesin" bu kitabı okuduktan sonra... Devlet ile toplumun el ele verip sistem içinde oluşturulan yalnızlığa eş dost da arka çıkınca, uçurum yükseliyor ve dışlanmışlıklar başlıyor... Yalnızlığı ve açlığı okadar güzel anlatmış ki 1fareden medet umduğu yerde o 2 hissi yaşıyor insan... II. Dünya Savaşı döneminde 1sürgün ki kimse ne kapısını açıyor, ne iş veriyor. İnsanın insana soğukluğuyla toplumsal dışlanmaya yol açtığı bu durum tükeniş ve ölüm dayatmasıyla, yaşanan gerçekliğin yalnızlık ve açlık olduğunun 1ispatıdır hatta öyle 1toplum ki, takım tutar gibi çocuksu 1cahillikle körü körüne bağlandıklari Nazi destekçiliğiyle de... Annesi ile ilgili blmleri okurken ayrı 1acıma hissi geldi içime tabi işin içinde anne olunca yine sonsuz kabulleniş ve güven sözkonusu ve tam tersi olan toplum içinde oluşan bu güvensizlik durumunun yaşanmış ve hala yaşanıyor, evrenselliğini koruyor olması ne acı... Yazardan okuduğum 2.kitap olan "Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi" kesinlikle tavsiyemdir, severek ve üzülerek okudum.
Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi
Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesiİrfan Yalçın · H2O Kitap · 201754 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kürk Mantolu Madonna’dan sonra okuduğum en iyi romanı sayılabilir. Anlatı sizi bunaltmıyor buna rağmen bir aylık bir süre içinde bitirmiş olduğumu es geçersek… Genel olarak değerlendirildiğinde büyük bir eser olarak günümüze gelmesi yadsınamaz bir gerçek. İçinde kendimizi sorgulayacağımız ya da karakterlere duygudaş olup öz eleştiri yapabileceğimiz kısımlar mevcut. İnsanın doğruları ne olursa olsun değer verdiği kişiye karşı çeperleri olmadığında bunlardan nasıl da ödünler vereceği açıkça ifade edilmiş ve bazen sinir krizine kadar götürebilecek “ben olsam bunu yapmazdım !” Denilecek bolca örnek var. Özellikle işin içinde aşk varsa yanlışın doğru, sahtenin ise gerçek olduğu algısına kapılıp içimizdeki şeytanla nasıl pazarlık edeceğimizi somut deliller ile bize sunmuş Sabahattin. İçimizdeki tecrübesizliği,tembelliği,keyifsizliği şeytanın üzerine atıp şeytanın da kul hakkına girmeye gerek yok diye düşünüyorum çünkü her şey zihnimizde olup bitiyor. Bu kitap da bize akışkanlıklarımıza kulp bulup sürdüğümüz hayatımıza belli yerlerde müdahale edip sen fincan değilsin deme gereği doğuruyor. İçim dolu olabilir ama ben bir kap değilim içime atılan her şeyi biriktirmek hususu doğru değil gerektiğinde konuşup( ki bu kısım kitabın sonunda oluyor) anlaşıp derdimi aktarmalıyım ki doğru anlaşılayım ya da anlaşılmayayım,yalnız bırakılayım isyanı ile tepki vermek en doğrusu. Ya da boşverin isyan etmeyin şeytanla sıkı bir pazarlığa oturup ortalığın da kendinizin de anasını ağlatın.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,9bin okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
- Angelopulos'un o çok sevdiğim filminde Aleksandros, Anna'ya, "Yarın ne kadar sürer?" diye soruyor, Anna da "Sonsuzluk ve bir gün kadar" diye cevaplıyordu. Onlardan seneler evvelce Alice, Beyaz Tavşan'a "Sonsuzluk ne kadar sürer?" diye sorduğu ve Beyaz Tavşan da, "Sadece bir saniye" dediği
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,491 okunma
118 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.