Hegel erdem için " geçmişte yaşayan insanların şu anda yaşayan insanların önüne koydukları ödev ve yükümlülükleri yerine getirmek" tarifini yaptığında Nietsche'nin cevabı şu olmuştur: "Erdem geçmişte yaşayan insanların şu anda yaşayan insanların önüne getirip koydukları bağlardan kurtulabilmek ve bağımsız olabilmektir."
Aslında her iki tanımda hakikatın bir ucunu tanımlıyor galiba. Hem öncekilere kulak vermek hem de kendi iradesinin önüne haksız ve gereksiz yere konmuş sınırları kaldırmaya çalışmak, ferdin tutması gereken yol olsa gerek. Peki idealizm bu tanımlar içinde nerede kalıyor?
Ben bu soruya yanıt olarak, irademizin önüne konmuş toplumsal sınırlamaları yeri geldiğinde tam tersi yönde hareket ederek kırabilmeyi sağlayacak vicdanî temel üzerine kurulmuş bir hayal gücü inşadır diyeceğim.
Çok üzgünüm.Aldığım telefon beni çok sarstı.Süper lise mezunuyum ben.Okuduğum okulda genelde bilinçli,çalışkan,duyarlı ve zeki öğrenciler bulunurdu.Onlardan biri de Tuğrul'du.Çok değerli bir adamdı.İstanbul Üniversitesi-Hukuk Fakültesi'ni kazandığını duyduğumda ne kadar sevinmiştim,size anlatamam.İntihar etmiş.Çiçeği burnunda başarılı bir
Birinci Dünya Savaşı, edebiyatta romantik-idealist ütopya rüyalarının sonunu getirmiştir; tıpkı gerçek dünyada hayata geçirilmek üzere olan birkaç ütopik planın korkunç sonuçlara yol açacağı gibi... Hem Rusya'daki komünüst rejim hem de Almanya'daki Nazi hakimiyeti ütopik birer hayal olarak başlamıştır.
Ama edebi ütopyalarda çoktan keşfedildiği üzere mükemmellik, karşıt görüşlü adlı kayaya çarpıp dağılmaktadır. Sizin görüşlerinize katılmayan ya da planlarınıza uymayan insanlarla ne yapacaksınız?
Sayfa 11Kitabı okudu
