Nebe suresi
Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir. Bu, sûra
üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz. Gök açılır ve
kapı kapı olur. Dağlar yürütülür, serap haline gelir. (NEBE’: 78/17-20)
Kıyameti ifade eden “hüküm ve ayırma günü” tabiri doğruyla yanlışın birbirinden ayrılacağını ifade eder. Yani apaçık bilgilerle insanların karşılaştıklarında yaşayacakları hâldir bu.
Nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceği de sembolik bir şekilde anlatılmış: Sura üflenince... Yani şuurlandırıcı tesirlerin gelmeye başladığında...
“Göğün kapı kapı açılması”, gelecek tesir ve bilgilerin sembolüdür. Bundan sonra da dağların serap hâline geleceğinden söz ediliyor, yani kökleşmiş eski anlayışların bir seraba dönüşerek yok olmasından..
Sözcüklerin hiçbir şey ifade ettiği yok aslında. Sadece ilişki kurmaya hizmet ediyorlar.
Sayfa 83 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Farklı şekillerde yaşlanıyor olmamızın bir önemi yok. Zamanın kanunlarına
direnemiyor olmak bir sey ifade etmiyor. Yaşanmamış zamanlar buzun ötesindeki topraklar gibi. Nasıl bir şey olacağını tahmin edebiliriz ama asla emin olamayız. Tek bildiğimiz içinde olduğumuz andır.
Sayfa 293 - Matt HaigKitabı okuyor
Son zamanlarındaki ruh hali...
Kendimi ifade etme istencim eşittir sıfır. - Beni bu tür şeylerden ömür boyu uzaklaştıran şu veya bu siyasi münferit şeyler değil. Başka bir şey. Kendisi için çalıştığımız ve ait olduğumuz dünya artık yok. - Kendisine ait olduğumuz dünya öldü. İnsan bunu onurla kabul etmeli.
Sayfa 165Kitabı okudu
Babam öldüğünde cüzdanından katlanmış bir gazete kupürü çıkmıştı. Olimpos’taki Yanartaş’ın fotoğrafıydı,altında da kısaca bölge hakkında bilgi. Gitmek istemiş de gidememiş canım benim. Sonrasında oraya defalarca gittim ben. Ateşin karşısına oturup saatlerce izledim. Tam bu noktada, “ İşte o anda anladım ki” gibi beylik bir ifade tonuna geçip bu hikayeden çıkarılacak dersi anlatmaya başlamam gerekir belki. Yok ama, ders mers yok, hayat böyle bir yer değil . İnsan istiyor ki, her şey birbiriyle bağlantılı olsun, işaretleri takip ederek bir sonuca ulaşsın ve o anda bir aydınlanma yaşasın. Ama olmuyor. Babalar ölüyor, ceplerinden yanan taşının fotoğrafı çıkıyor, sen o taşların yanlarına gidip oturuyorsun, saatlerce bakıyorsun, bakıyorsun ve evet sürpriz: Bir bok anlamıyorsun. Kucağında anlamadığım milyonlarca şeyle beraber oturuyorum, hiç bilmiyorum Osman.
Sayfa 34Kitabı okudu
"Kişiliği, benliği yok olmuştu adeta, insanda hoşlanma ya da tiksinti uyandıracak bir ifade bile yoktu yüzünde."
