Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TADINI ÇIKAR.
Yaşadığı saatlerin ağırlığı altında iki büklüm olmaya Hiç Kimsenin hakkı yoktur.
"Günün birinde yoracak yalnızlık seni, iki büklüm olmuş bir halde, kırık bir cesaretle haykıracaksın. 'Yalnızım!' diye. Yüksek olanı görmeyecek ve alçak olana çok daha yakın duracaksın, ululuğun bir hayalete dönüşüp ürkütecek seni. 'Her şey sahte!' diye bağıracaksın günün birinde!"
Sayfa 44 - Destek Yayınları, 39.BaskıKitabı okudu
Reklam
Tıpkı özleri aşırıya kaçtığında bitkilerin boğulması ya da yağları fazla geldiğinde lambaların sönmesi gibi, aşırı öğrenim ve ezber bilgi üst üste yığıldığında, zihinde de bunun aynısının yaşandığını, çünkü aşırı büyük bir çeşitliliğin tutsağına dönüşen zihnin bir noktadan sonra kendini kurtaramadığını ve bu yükün altında ezilip iki büklüm olduğunu söylemeyi çok isterdim ama gerçekte yaşanan bunun tam tersi, zira zihnimiz doldukça genişleyen bir yapıya sahip.
Sevdiklerinin dertleriyle dolu bir yüklük gibiydi. Yüklendiklerinin altında iki büklüm kaldı hep.
Sayfa 101Kitabı okudu
TARİH-İ KADİM
 Tarih-i Kadim Tevfik Fikret İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu. Ve başlar bize maval okumaya.
İki büklüm oldum acıdan. Gene gülümsedim
Reklam
Günün birinde yoracak yalnızlık seni, iki büklüm olmuş bir halde, kırık bir cesaretle haykıracaksın 'Yalnızım!' diye..
Sayfa 44 - Destek Yayınları Felsefe Serisi/14. Baskı/2020Kitabı okudu
Fakat içimizdeki sorunun, kimseden aramaya cesaret edemediğimiz cevabı kendiliğinden yayılıverdi: Başkomutan Mustafa Kemal Paşa bütün karargâhı ile beraber esir olmuş… Kader insanları öldürmez derlerse, bu söze inanınız. Kalb denen şeyin ne dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu ben o akşamüstü Büyükada vapurunun güvertesinde öğrendim. Ölümü bir uyku, rahat bir uyku gibi arayarak sabahı ettik. İlk vapurun en görünmez köşesine sığınarak, iki büklüm köprüye indik. Bütün Türkler’i yas içinde bulacağımı sanıyordum. Meğer ne kadar soysuzluğa uğramışız. Acaba sokaktakilerin hepsi, şu veya bu muhipler cemiyeti üyeleri mi idi? Bizimkiler utançlarından evlerinde mi kalmışlardı? Bu gülüşler, bu çırpınışlar, bu el sıkışlar ne idi? Meğer bütün karargâhı ile Başkomutan Mustafa Kemal değil, Yunan Başkomutanı Trikopis esir olmuş… Size kalbin ne kadar dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu yukarıda söylemeseydim, burada söylerdim. Bir çocuk gibi sıçramaya başladım. Habere, havadise, telgrafa koşuyorum. Hani dün kızdığımız o sürüm gazetesi yok mu, meğer resmî tebliğlerin kilometrelerce gerisinde imiş. Yunan ordusunu yok etmişiz ve İzmir’e iniyormuşuz. Ben, ömrümde hiçbir edebiyat eserinde, ordulara ilk hedeflerinin Akdeniz olduğunu bildiren günlük emri okurken duyduğum zevki duymadım. Bu, bütün heyecanların üstünde bir heyecan veren, bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. Ne olmuştuk, biliyor musunuz? Kurtulmuştuk. Ah Mustafa Kemal, Mustafa Kemal, sana ölünceye kadar o günün sevincini ödeyebilmekten başka bir şey düşünmeyeceğim. (…) Falih Rıfkı Atay, Çankaya
Elif, Nun, Elif
Çünkü ben bir nun'a harcamam elif'i Elifin o dimdik, elifin o yalnız duruşunu severim Karşısında iki büklüm vav, onu da severim
Sayfa 9 - KDYKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.